Kontrol edilmeksizin araştırma yapmak kulağa güzel geliyor ta ki gerçekten yapana kadar. | Open Subtitles | البحوث غير المنظّمة تبدوا رائعة حتى تقوم بها فعلياً |
Kontrol edilmeksizin araştırma yapmak kulağa güzel geliyor ta ki gerçekten yapana kadar. | Open Subtitles | البحوث غير المنظّمة تبدوا رائعة حتى تقوم بها فعلياً |
Tek bir şey var ki, ...algoritma seçim yapana kadar kimse nerede, ne zaman ya da kim olacağını bilmiyor. | Open Subtitles | ولكن المشكلة الوحيدة هي لا احد يعلم اين ,متى او من حتى تقوم الخوارزمية بعملها مع الحاسوب |
Ev sahipleri oylarını verene kadar ev için onay alamazsın. | Open Subtitles | .. حتى تقوم جمعية مالكي البيوت بالتصويت فمشروعك هذا مرفوض |
Dışişleri Bakanlığı mültecilerin yasal statüsüne karar verene kadar, 18 erkek, 12 kadın ve 6 çocuk çeşitli devlet dairelerinde konaklayacaklar, buna Oswald Islah Tesisi de dâhil. | Open Subtitles | حتى تقوم وزارة الخارجية بتحديد الوضع القانوني لللاجئين الرجال 18، و النساء 12 و ستة أطفال |
Dublörünüz görevini yerine getirene kadar burada kalmak zorundasınız. | Open Subtitles | عليكِ البقاء هنا الآن حتى تقوم بديلتكِ بالقيام بواجبها |
Eğer atlama Jet Dorado yapana kadar durmayacağım! | Open Subtitles | لن أتوقف حتى تقوم بشقلبة النفاثة الذهبية |
En azından NSA bir tehdit değerlendirmesi yapana kadar. | Open Subtitles | على الأقل حتى تقوم وكالة الأمن القومي بتقدير كامل المخاطر |
Sen sana düşeni yapana kadar biz bir şey yapamıyoruz. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل أي شيء حتى تقوم بإتمام دورك |
Aslında, bunu yapana kadar demiryolunun sizi kurtaracağına emin değilim. | Open Subtitles | الحقيقة هي، حتى تقوم بذلك. أنا لست متأكدة من أن ،"السكة الحديدية" يمكن أن تنقذك. |
Aslında, bunu yapana kadar demiryolunun sizi kurtaracağına emin değilim. | Open Subtitles | الحقيقة هي، حتى تقوم بذلك. أنا لست متأكدة من أن ،"السكة الحديدية" يمكن أن تنقذك. |
Audrey hata yapana kadar, ki yapacak da, bir anlaşmamız var. | Open Subtitles | لدينا اتفاق حتى تقوم بالانزلاق |
Bohr elektronun bir ölçüm yapana kadar yerini tam olarak bilmenin asla mümkün olmayacağını ısrarla savunmuştur. | Open Subtitles | (بوهر) كان يدعي عملياً أن المرء لا يمكن ان يعرف أبدا اين يكون الإلكترون بالفعل مطلقا حتى تقوم بقياسه |
Bunu yapana kadar nasıl olacağını bilemezsin ki. | Open Subtitles | ولن تعرف حتى تقوم بذلك. |
Sadece BM Mülteciler Yüksek Komserliği karar verene kadar kalmamıza izin verildi. | Open Subtitles | مسموح لنا فقط بالإقامة حتى تقوم المفوضية العليا لشئون اللاجئين بالأمم المتحدة بحسم قضايانا |
Yoksa sen onları geri verene kadar bu küçük piçleri ölüne kadar yavaş yavaş işkence yaparım. | Open Subtitles | أو سأقوم بتعذيب هؤلاء الأوغاد ببطء حتى تقوم بذلك |
Mahkeme karar verene kadar, sana ve mülküne el koyuyoruz. | Open Subtitles | وأنت وأملاكك محجوزة حتى تقوم المحكمة بالفسخ |
Hayır, anlaşmamızı yerine getirene kadar peşinden ayrılmayacağım. | Open Subtitles | كلا وسأبقى أطاردك حتى تقوم بصفقتي |