| Bu sizin için ilgi çekici olsa bile, benim yaşımda değil. | Open Subtitles | حتى لو كان مثيرا للاهتمام لك فهو ليس كذلك في عمري |
| İçinde zehir olsa bile, vücudumdaki yıkım böcekleri onu yok ederdi. | Open Subtitles | حتى لو كان في الطعام سم ستحلله الحشرات المدمرة في جسمي |
| Evet, o başka bir yatak odası gerekiyordu kötü, olsa bile. | Open Subtitles | أجل ، حتى لو كان شرير مازلنا سنحتاج لغرفة نوم أخرى |
| Natalia, eğer bir gün, bundan yıllar sonra bile olsa... | Open Subtitles | ،ناتاليا، في أحد الأيام حتى لو كان بعيداً في المستقبل |
| Bir Reticulan içinden geçebilecek bile olsa, çok sıkı vidalanmış. | Open Subtitles | حتى لو كان الريتيكولا يستطيع الزحف خلالها, فالبراغي في مكانها. |
| Yapacağım en son şey dahi olsa da onu bulacağım. | Open Subtitles | سأعثر عليها حتى لو كان هذا آخر عمل في حياتي |
| Bu hayatları artık tehlikeye atamam kendi karımı kurtarmak için olsa bile. | Open Subtitles | ولا يمكنني المخاطرة بهؤلاء الان حتى لو كان من أجل إنقاذ زوجتي |
| Bu taslağın içinde bir şeyler olmalı, onların bu filmi yapmalarını istemelerini sağlayacak, küçük bir ölçü olsa bile. | Open Subtitles | في هذا المشروع , لابد أن يكون هناك شيء سيجعلهم يريدون القيام بهذا الفيلم حتى لو كان في جدول |
| Okyanus manzaralı olsa bile intihar evleri pazarlanması zor fahişeler gibidir. | Open Subtitles | حتى لو كان منزل شاطئي ، يصعب تحمّل التواجد بموقع إنتحار |
| Her iki taraf istekli olsa bile, sonu iyi bitmeyebilir! | Open Subtitles | حتى لو كان كلا الجانبين راغبين.الأمور لن تنتهي على خير |
| Sebep boynuz olsa bile korkarım size yardım edemeyebilirim. Neden? | Open Subtitles | حتى لو كان البوق نفسه، أخشى أنني لا أستطيع المساعدة |
| Bay Jarrah'ın bir akrabasıyla ilgili bir delil olsa bile. | Open Subtitles | حتى لو كان الأمر يتعلق حقاً بأحد أقارب السيد جراح |
| Senin için her şeyi yaparım, müziği bırakmak olsa bile. | Open Subtitles | سأفعل أي شيء لأجلك، حتى لو كان التخلي عن الموسيقى. |
| hatta bildiklerimiz artık tamir edilemez düzeyde kırılmış olsa bile. | Open Subtitles | حتى لو كان ما نعرفه مكسور من الوراء كل الأشغال |
| Beni seviyor olsa bile, birlikte nasıl bir takım oluşturabiliriz? | Open Subtitles | حتى لو كان يحبني، كيف يمكن لنا تشكيل فريق متماسك؟ |
| Fakat indirimde bile olsa 90 dolarlık bir şeyi alamayız. | Open Subtitles | لكن لا يمكننا تحمل 90 دولار حتى لو كان مخفض |
| Şehir kötü durumda bile olsa sizi iyi yemek yiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تأكل الطعام الجيد, حتى لو كان وضع المدينة سيئا |
| Öyle bile olsa bu sana puan kazandırır; benden bile. | Open Subtitles | سواء كان سيربحك هذا أو لا حتى لو كان مني |
| Tıpkı, sigara içmek sağlığa zararlı olsa da 100 yaşına kadar yaşayan bir sigara içicisi bulunabileceği gibi. | TED | تماماً مثل، حتى لو كان التدخين مضراً بصحتك سوف ترى مدخن واحد عاش الى عمر المئة |
| Şu zavallı herif hayatta olsaydı bile, hiçbir şey olmayacaktı. | Open Subtitles | حتى لو كان ذلك الرجل المسكين حياً فلن يفيدنا بشيء |
| Çekilmekten kaçtığınızı gösteren bir dizi çekimle de olsa dahi. | Open Subtitles | حتى لو كان كل مالدي هو سلسلة من تجنبك لي |
| Bu benim şişkoyu almam anlamına gelse bile sineye çekeceğim. | Open Subtitles | حتى لو كان هذا يعني أنني سأرافق فتاة بدينة, فسأتحمل |
| O elli kişiden biri başkan olsa bile mi? Başkanlık bireyden üstündür. Bunu sana Yale'de öğretmediler mi? | Open Subtitles | حتى لو كان أحدهم الرئيس الرئاسة أكبر من رجل واحد |
| Güç rahiplerledir, kehaneti icat etmek zorunda kalmış olsalar bile. | Open Subtitles | القوة دائما مع الكهنة حتى لو كان عليهم اختلاق الوحي |
| İsterse Daffy duck olsun, Ghandi olsun, hatta Papa olsun... | Open Subtitles | لكن حتى لو كان دافي دك او غاندي او البابا |
| Abuk subuk da olsa, aklına gelen ilk şeyi söyle. | Open Subtitles | قل أول شيء يأتي لذهنك حتى لو كان غير مفهوماً |
| İşbirliği yapmış olsam bile, bunu yapamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفعل ذلك حتى لو كان علي دخول السجن |
| Gennou dışarıda çiçekli bir yolda yürüyor bile olsaydı, planını bilmeyecektik. | Open Subtitles | حتى لو كان جينو في الخارج يمشي للذهاب إلى الحمام فقد لانعرف بما يخطط |