"حزنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • acısını
        
    • Kederini
        
    • üzüntüsü
        
    • azarı
        
    • hüzünü
        
    • Kederi
        
    • ıstırabı
        
    • Üzüntüsünü
        
    • ızdırabına
        
    • kederiyle
        
    Adil taleplerin olması, onu kaybetmenin acısını azaltacaktır. Open Subtitles يدعى ان علمه بوفاتها . يمكن أن يخفف من حزنه
    "Çünkü fazla bilgi fazla acı demektir. ve bilgisini artıran acısını da artırır." Open Subtitles الحكمة الكبيرة هي حزن كبير و لزيادته لمعرفته زاد حزنه
    Kederini hiç kimseyle paylaşamamanın ne kadar acı verici olabileceğini bilirim. Open Subtitles .... أنا أعلم كيف يمكن أن تكون الوحدة تراجيدية عندما يكون المرء وحيداً و ليس لديه من يشاطرة حزنه
    "adam ihtiyacı olan herşeyi aldı artık üzüntüsü bitecek". Open Subtitles الغزال قال : الرجل لديه كل ما يحتاج إليه الآن حزنه سيتوقف
    Lütfen siz çekilin. Ya derdini öğrenir, ya da azarı yerim. Open Subtitles اتك لي الامر وسأعرف أنا سبب حزنه
    "Shelly anıtının yanından her gün geçmeme rağmen," "hüzünü her seferinde beni etkiliyor." Open Subtitles بالرغم من اننى اعبر من امام التمثال يوميا فان حزنه يصدمنى في كل مرة
    Savaşını yalnız savaşmakta direten bir adam Kederi onu tüketene kadar herkesi dışarıda tutan geriye yalnızca öfke, hüzün ve kendine duyduğu nefret kalan bir adam. Open Subtitles أي رجل الذي يَصرُّ على القتال معركته لوحدها، الذي يُغلقُ كُلّ شخصَ خارج حتى حزنه يَستهلكُه وهناك لا شيء تَركَ
    Kieran, Vivian'ın hükmünden kurtulunca ıstırabı geçer ve özüne döner sandım. Open Subtitles اعتقدت انه بمجرد تحرر "كارين" من سيطرة "فيفيان" حزنه سيزول وسيرجع الي رشده.
    Üzüntüsünü güçlü bir şeye dönüştürmek için. Open Subtitles كلّ الأطفال التائهين إلى عائلته ليقلب حزنه إلى شيءٍ قوي.
    Ona, çekmecesinde duran ve senin için sakladığı hediyenin ...onu kendi ızdırabına saplayan bir çapa olduğunu söylermisin. Open Subtitles قولي له ان هذه الهدية التي يحتفظ بها لاجلك في درج مكتبه, انها كمرساة السفينة تثبته في حزنه
    acısını hafifletmek için, bir tiyatro satın aldı. Open Subtitles وأخيراً خرج من حزنه واشترى مسرح لتقديم عروضه.
    acısını bastıran bir adam görmek hoşuma gidiyor. Çok seksi. Open Subtitles -أرى إثارة كبيرة فى ؛ رجلٌ يحاول تناسي حزنه .
    Kocam acısını ve Kederini yumruklarından çıkarır. Open Subtitles زوجي يأخذ حزنه والألم في قبضته
    acısını çalışarak silmek istiyor. Open Subtitles هو يحاول أن يخفي حزنه بالانشغال بعمله
    Kederini bile perde edecekti kendine. Open Subtitles إنه لم يستتر حتى خلف حزنه
    üzüntüsü sahici görünüyor ve ellerinde barut kalıntısı yok. Open Subtitles حزنه يبدو حقيقياً لم نجد بقايا بارود على يديه
    "Artık üzüntüsü geçecek. " Open Subtitles الآن حزنه سيتوقف
    Ya derdini anlar. ya da yerim azarı. Open Subtitles سأعرف سبب حزنه أو لأتجاهله
    "Shelly anıtının yanından her gün geçmeme rağmen," "hüzünü her seferinde beni etkiliyor." Open Subtitles " بالرغم من اننى اعبر من امام التمثال يوميا " " فان حزنه يصدمنى في كل مرة "
    Ve müvekkilimin Kederi sona erdiğinde, hala satmak isteyebilir ama size satmayacağına adım gibi eminim. Open Subtitles بعد أن ينتهي موكلي من حزنه ربما سيبقى يريد أن يبيع الشركة .لكن بالتأكيدِ لن يبيعها لك
    Onun kocası, öfkesi, ıstırabı. Open Subtitles زوجها, غضبه و حزنه
    Üzüntüsünü dindirecek kimsesi yok. Open Subtitles ليس هنالك أحد لكي يخفف حزنه
    Ve Papa'nın ızdırabına müdahale edilmez. Open Subtitles وأنت لا تتدخل في حزنه
    Genç ve dul bir erkek kederiyle uğraşmaktadır işinin getirdiği stresin üstesinden gelemez ve kendisini uyuşturucuya verir. Open Subtitles ،أرملٌ شاب ...بالغ في حزنه ،غير قادر على تحمل ضغط عمله وضغط حياته فاتجه إلى المخدّرات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more