| - Beş parasızsın sanıyordum. - Beş parasızdan daha kötü durumdayım. | Open Subtitles | ـ حسبتُ إنّكِ خسرتِ المال ـ أنا أسوء من ذلك، عزيزتي |
| Hey, hey. Sana kırmızıda durmaman için fazladan para ödedim sanıyordum. | Open Subtitles | حسبتُ أنّي دفعت لك أجرًا إضافيًّا لألّا تتوقّف لدى الإشارات الحمراء. |
| -Ben sen koydun yere sandım. -Ben o şeye dokunmadım bile. | Open Subtitles | ـ حسبتُ إنني رأيتك وضعته للأسفل ـ لم ألمس هذا الشيء |
| Ben de bunu bir uzmandan dinlemenin daha akıllıca olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لذاك حسبتُ أنه سيكون من الذكاء سماع ذالك من خبير، أنت تعلم ؟ |
| Beni buraya arkadaşça sohbet etmek için çağırdığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسبتُ إنّكِ دعوتيني هُنا من أجل حوار حميم. |
| Yine kolumla ilgilenip durursun sanmıştım. | Open Subtitles | حسبتُ أنّك ستحاول التصرّف بانحراف مع يدي المبتورة ثانيةً |
| Senin usta bir musluk tamircisi olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | حسبتُ أنّه يُفترض أن تكون سبّاكاً ماهراً |
| - ...çifte daha iyi sanıyordum. | Open Subtitles | حسبتُ أنّ المسدّسات الخفيفة هي الأفضل لاصطياد التُدرُج |
| En mükemmel baba olacağımı sanıyordum. | Open Subtitles | حسبتُ أنّي سأكون أروع أب على الإطلاق، أتعلمين؟ |
| Dolaptaki adam... Senin emrinde çalıştığını sanıyordum. Her şeyin bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğuna ikna edemez misin? | Open Subtitles | حسبتُ أنّ ذلك الرجل في الخزانة يعمل لديك، ألا يمكنك إقناعه بأنّ ذلك سوء فهم؟ |
| - Beni sevdiğin anlamına geliyor sandım. - Seni seviyorum. | Open Subtitles | ـ حسبتُ ذلك يعني بإنك تحبني ـ أنا أحبكِ بالفعل |
| Uyuşturucu grubunun içindeki iki yıllık gizli görev yardımcı olur sandım ama... Bilmiyorum. | Open Subtitles | حسبتُ أنّ عملي لعامين كعميلة سرّية في مكافحة المُخدرات سيساعدني، لكنّي.. |
| Hayır, ben sandım ki karın ölmüş ve sen de onu saygıdan dolayı takıyorsun. | Open Subtitles | كلاّ، حسبتُ زوجتكَ ماتت، وأنّكَ ترتدي الخاتم إحتراماً لها. |
| Hayır, hayır, ben sadece düşündüm ki, burada olmak isteyebilir. | Open Subtitles | لا. لا,أنا... حسبتُ فقط أنه قد يريد أن يكون هنا |
| Bu roketin sana onu hatırlatacağını düşündüm. | Open Subtitles | لأنّه تمنّى لو كانت لديه مغامرات أكثر في حياته. حسبتُ أنّ الصاروخ سيذكّركَ به. |
| Meseleyi kendi başıma hallederim diye düşündüm. | Open Subtitles | حسبتُ أنّي سأتمكن من السيطرة على الأمرِ. |
| İyi bari Junuh. Geri döndüğünden beri ne kadar az görüştüğümüzü düşünürsen daha zor olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ،لأننا كُنا نرى بعضنا البعض نادراً منذُ رجوعك .لذا، حسبتُ أن هذا كان صعب للغاية علينا |
| Öteden beri bunun içimdeki "öteki ben"le oynadığım bir oyun olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | "طوال الوقت، حسبتُ أنّ هذه لعبة كنتُ ألعبها مع رفيق روحي الحميم" |
| Bunun beni daha iyi bir polis yaptığını sanmıştım. | Open Subtitles | أنّي أحيط نفسي بسور شاهق، حسبتُ أنّ ذلك جعلني شرطيّة أفضل |
| Berbat bir randevu diye düşünmüştür dedim. Devamı gelmedi. | Open Subtitles | حسبتُ أنّه رآني أسوأ فتاةٍ يواعدها على الإطلاق، لم يتبعه بموعد آخر |
| Bunun sadece gençliğe ait bir şey olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | حسبتُ هذا أمراً متعلقاً بالمراهقة فقط، صحيح؟ |
| Kibar ve sevgi dolu bir kız olduğunu düşünüyordum; ama geriye hiçbirşey kalmamış. | Open Subtitles | حسبتُ بأنّكِ عطوفة ..فتاةٌ محبةٌ ولكن ليس هناك ليس هناك ما تبقى |
| Merminin yörüngesini, namlu uzunluğunu ve sana olan yakınlığını hesapladım. | Open Subtitles | لقد حسبتُ مسار الرصاصة وطول الفوّهة، وكانت ستستقرّ في جذعكِ. |
| hani bizim gibilerin ailesi olmazdı? | Open Subtitles | حسبتُ أنك قلتَ أن رجالاً على شاكلتنا بلا عائلات. |
| Çünkü onun diğerlerinden daha yükseğe çıkacağını düşünürdüm. | Open Subtitles | لأنّني حسبتُ بأنّها سترتفع أعلى من أيّ واحدة أخرى |