| Hiç bunlar gibi kendi k.çlarını korumaya meraklı bir grup gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت من قبل حفنة من المغرورين , من ذوي المؤخرات المتزمتة؟ |
| Çok salakça olduğunu biliyorum, ama biz sadece bir grup çocuktuk. | Open Subtitles | أعلم أنه نوعاً ما سخيف ولكن كنا مجرد حفنة من الأطفال |
| Eğer Alabama'daki şişko eziklere ya da Iowa'daki ev hanımlarına bir sürü boktan şey satmak istiyorsanız onların hayallerini dürtün. | Open Subtitles | إذا كنت تريد بيع حفنة من حماقة غير مجدية الخاسرين الدهون في ولاية ألاباما وربات البيوت بالملل في ولاية ايوا، |
| İpin bir sürü var ve kırmızı boya bok yük | Open Subtitles | هناك حفنة من حبل و حمولة القرف من الطلاء الأحمر |
| Ben kimsenin gerçekten, birilerinin birkaç tane kedi yavrusunu kurtarmasını umursayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اظن ان اي احد سيهتم بشأن نكرة تنقذ حفنة من القطط |
| birkaç kutu ucuz ilaç alıp oradaki moruklara ve huzurevindeki eski arkadaşlarıma satarsın. | Open Subtitles | إلتقط حفنة من الأدوية الرخيصة وبعها لبعض الغرباء المحليين والرجال المسنّين في المستشفى |
| Briana dün hiç bir şey yemedi, sadece bir kaç avuç diyet hapı. | Open Subtitles | برينا لم يكن لديهم أي شيء للأكل أمس، باستثناء حفنة من حبوب الحمية. |
| Poker oynayan, karılarını aldatan, yuvarlak götlü bir grup zenginden söz ediyoruz... | Open Subtitles | نحن نتحدث عن حفنة من الأثرياء السمينين الذين يخونون زوجاتهم ويلعبون البوكر |
| Kana susamış bir grup paralı asker almış ve kendi ordusunu kurmuş. | Open Subtitles | لقد اقتيد في حفنة من المرتزقة المتعطشة للدماء وشكلت جيش خاص بلده. |
| Yani, Şimdi de bir grup bilgisayarli Hippi'den mi korkuyoruz? | Open Subtitles | اذن، نحن قلقون من حفنة من الشواذ مع كومبيوتراتهم ؟ |
| Bir grup hergeleyle bira içebilmek için kızının dans resitalini mi kaçıracaksın? | Open Subtitles | ستفوت عرض ابنتك للرقص حتى تستطيع شرب البيرة مع حفنة من المنحطين |
| Kafasındaki delikten bir sürü şeytan fırlayıp nehrin akıntısına karıştı. | Open Subtitles | وطارت حفنة شياطين من الحفرة في رأسه وسقطت في النهر |
| Daha sonra normları değiştirmek için bir sürü toplumsal aktivite yapıldı. | TED | و من ثم حفنة من أنشطة المجتمع لتغيير العادات. |
| Sorunun farklı parçalarının çözümleri için kendimiz de dahil olmak üzere bir sürü insanı görevlendirdik. | TED | أنه عينا حفنة من الناس، بما في ذلك أنفسنا، بأجزاء مختلفة من هذا المشكل, |
| birkaç köpek bir araya gelmiş, isyan çıkaracağınızı mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تظنون أن حفنة من الكلاب أمثالكم سوف يقومون بإنقلاب؟ |
| birkaç köpek bir araya gelmiş, isyan çıkaracağınızı mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تظنون أن حفنة من الكلاب أمثالكم سوف يقومون بإنقلاب؟ |
| Bu alanda birkaç tane var ama bütün bölgede 700 kadar bulunur. | Open Subtitles | في هذه المنطقة هناك حفنة ، لكن عبر المقاطعة هناك تقريبا 700 |
| Ve yaklaşık iki sene sonra, yaklaşık bir sene sonra, bir çok organizasyondan ve bir çok şeyin etrafında dolandıktan sonra bir kaç şey başardık. | TED | وبعد عامين من ذلك .. اعتقد عام .. بعد حفنة من التنظيم والحركة الدؤوبة كنا قد أنجزنا بضعة أشياء. |
| Eğer ceplerim kıymetli taşlarla dolu olsaydı ziyaretine gideceğim adam bu olurdu. | Open Subtitles | ان وجدت حفنة من الاحجار الكريمة هذا الشخص الي اود ان ازوره |
| Tam olarak buna benzeyen bir demet sabah çöpün içinde duruyordu. | Open Subtitles | كانت هناك حفنة مثل هذه تماماً في برميل القمامة هذا الصباح |
| Sizler masum değilsiniz! Hepiniz sıradan birer suçlusunuz! | Open Subtitles | لستم رجال أبرياء أنتم حفنة من المجرمين المطلوبين |
| Beyaz atınla dönüp, bir yığın katili öldür, ve küçük kızı ve tatlı annesini kurtar, ama yine de neler hissetiğini söyleme? | Open Subtitles | تعود إلى البلدة على ظهر خيلك الأبيض الضخم تقتل حفنة من القتلة حتى يتسنى لك إنقاذ فتاةً جميلة صغيرة وأمها الجميلة |
| bir avuç maden sahibinin güttüğü koyun sürüsü müyüz biz? | Open Subtitles | هل نحن أغنام حتى نُساق ويتم قص فروتنا من قِبل حفنة من المُلاك ؟ |
| Şimdi bu büyük, çok büyük bir saçmalık Yığını. | Open Subtitles | هذا كلام عميق إنه حفنة كبيرة جداً من الهراء |
| Böyle sefil bir grupla çalıştığımıza inanamıyorum. | Open Subtitles | لماذا علينا أن يطير مع أن حفنة من الخاسرين؟ |
| Avuç dolusu tozu havaya atıyorlar, beyaz Hintli elbiselerini yavaşça renge bürüyorlar. | TED | ومع كل حفنة من المسحوق تلقى في الهواء، تخضب ملابسهن البيضاء بالألوان. |
| Takım çalışması yapmalıyız. Buraya gel, eline bir tutam al ve sokuşturmaya başla. | Open Subtitles | يجب أن نعمل كفريق ، إدخل هنا خذ حفنة ، وإبدء في الحشو |
| Joe, bir avuç gümüş için kendini satmazsın değil mi? | Open Subtitles | جو , أنت لن تبيع نفسك مقابل حفنة من الفضة |