"Arkadaşı yahudi berber aranıyor. | Open Subtitles | التقارير تؤكد ان حلاق يهودي يعتقد أنه صديق لشولتز |
..ve benim sokağımda saçlarımı kesebilecek.. ..bir berber yok. | Open Subtitles | وأنا لا أحلق شعري لأنه ليس هناك حلاق في منطقتي |
Yeğeninin midesinde değerli paralar olan masum bir berber. | Open Subtitles | حلاق برىء لديه عملات ثمينه فى معدة أبن أخته |
Size de Fleet Caddesinin canavar berberi günleri anımsatıyor, değil mi? | Open Subtitles | يجعلك تتذكَر فترة فيلم حلاق الشيطانِ في شارع فليت أليس كذلك؟ |
Ama olmadı şimdi! Dediğim gibi Lens'taki en iyi berberim. | Open Subtitles | لقد قلت لك يا ملازم أنا أفضل حلاق فى المدينة |
Benim zamanımda bir berber bütün gün FUBU gömleği giyip, etrafta fermuarı açık dolaşan birinden fazlasıydı. | Open Subtitles | ما لا تعرفه ، ان الحلاق في ايامنا كان اكثر من مجرد حلاق نجلس هنا مع ملابسنا القديمة ونعلق على كل شيء |
Burada kimse hayatının geri kalanında bir berber olmak istemiyor. | Open Subtitles | جيمي لديه نقطة مهمة بسبب ان كل الموجودين هنا لا يريد ان يبقى حلاق الى نهاية حياته |
Gerçek bir berber dükkanında, gerçek insanlar, gerçek konuşmalar herşeyden çok da, gerçek berberler olur, bizim burada olduğu gibi. | Open Subtitles | أي حَصلَ دكانُ حلاق حقيقي على ناسِ حقيقيينِ، المحادثة الحقيقية، والأهمّ من ذلك، حلاقون حقيقيون، وذلك الذي أصبحنَا هنا. |
79.Cadde ile Borsa Caddesi'nin kesiştiği yerdeki Calvin'in berber Dükkanı'nı bilir misiniz? | Open Subtitles | أنت مألوف بدكانِ حلاق كالفين في تاسع وسبعونِ وتبادلِ؟ |
Adam akıllı bir berber bulmak dışında, Gibbs dediği her şeyi yapar. İzliyordum aslında izlemiyordum. | Open Subtitles | باستثناء أنه لا يسـتطيع ايجاد حلاق جيد الا انه يفي بوعوده |
- Sizin londra daki en sessiz berber olduğunuz söyleniyor, Mr Todd gerçekten de öyle. | Open Subtitles | حسنا، يقولون بأنك أهدأ حلاق في لندن، سيد تود وفي الحقيقة، أنت. |
Gerçi berber Okulu'ndan iki saç kesimi sonra bir tane bedava kazanacağım. | Open Subtitles | مع ذلك انا على بعد قصتين من ان احصل قصة مجانية عند حلاق الجامعة |
Evet, saçların gerçekten de 80'lerin berber kataloglarından fırlamış gibi görünüyor. | Open Subtitles | نعم، شعرك يبدو كأنه من كاتلوج حلاق في الثمانينات. |
Dr. Reich buradayken onun berberi bendim. | Open Subtitles | كنت حلاق الدكتور الرايخ... عندما كان هنا. |
Tunbridge Wells'in ölü sevici berberi Simple Simon cinayetlerinde çörekleri zehirleyen ahmak. | Open Subtitles | حلاق "تانبريدج ويلز" المجنون والفطيرة المسممة من جرائم قتل "سيمون" البسيطة |
Diğer taraftan ben, Batı Afrika'dan şiire düşkün fazla kilolu bir berberim. | Open Subtitles | اما انا من ناحية اخرى فـ مجرد حلاق قادم من شرق افريقيا لا يوجد عنده غير الولع بالشعر |
Sahtekâr bir hapishane berberinin ortaya çıkması, insanların bir anda ebay'de DJK'nin bir tutam saçı için kapışmasına yeter. | Open Subtitles | يبدوا وكأن حلاق السجن *** (وفجأة طالب الناس بوضع شعر(دى جى كى (على جسد (إيباى |
Ama en doğru sözle bu bir berberin ikilemidir. | Open Subtitles | ولكن بالتحديد، هذه معضلة حلاق. |
Babam berberdi, bazen de inşaatçı. | Open Subtitles | والدي كان حلاق واحيانا عامل مباني |
Hayatımda gördüğüm en kötü berbersin. | Open Subtitles | طوال حياتى لم اقابل حلاق اسوأ منك |
Bir berber bir berbere de geldi. | Open Subtitles | حسنا إذا لم يكن فلويد فهو حلاق |
Takımlı berber yine berberdir. | Open Subtitles | حلاق يرتدي البدلة سيبقى حلاق |
Ayrıca, artık nafaka vermeyeceğim için saçlarımı Berberlik yüksekokulunda kestirmek zorunda da kalmayacağım. | Open Subtitles | وبدون مال نفقة، ويمكن أن اتوقف عن قصّ شعري عند حلاق الكلية. |