Bu çocuk diğer insanların bedenlerini... nasıl giyebileceğini biliyor, aynı insanların takım elbise giymesi gibi. | Open Subtitles | ذلك الولد يعرف كيفية الارتداء ارتدى أجسام الناس الآخرين إنه يلبس حُلة مثل الناس |
Merhaba. Çok hoşsunuz. Sen de takım elbise giymişsin. | Open Subtitles | أهلاً ، تبدو رائعاً أنظر يرتدي حُلة أيضاً |
Burnunu silecek bir mendilin bile yokken burada kendine takım elbise mi diktiriyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تملك حتى قطعة قماش لتمسح بها أنفك وها أنت ذا تُفصل حُلة جديدة لك |
Bir takım elbise giyiyor ve sabahları tıraş oluyorum diye farklı olduğumuzu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد لأنني أرتدي حُلة وحصلت على حلاقة نظيفة أننا مختلفان؟ نحن لسنا كذلك |
Takım elbiseli bir zenci işte. Ona hayret edelim. | Open Subtitles | أنه رجلٌ أسود في حُلة دعونا فقط نتعجب لذلك |
Ya da takım elbiseli bir adamla romantik bir yemek yemedim. | Open Subtitles | أو تناول عشاء رومانسي مع رجل ذو حُلة |
takım elbise giyiyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي ، ترتدي حُلة |
takım elbise giyiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه يرتدي حُلة |
Yeni bir takım elbise giymelisin. | Open Subtitles | يجدر بك إرتداء حُلة جديدة |
Frankie, çocuğa bir takım elbise al. | Open Subtitles | (فرانكي)، أحضر حُلة للفتى |
Yeşil takım elbiseli hani? | Open Subtitles | يرتدي حُلة الخضراء؟ |