"خاطئة" - Translation from Arabic to Turkish

• yanlış
• kötü
• hatalı
• hata
• yanlıştı
• ters
• sahte
• doğru
• yanlıştır
• yanlis
• yalan
• yanılıyor
• yanlışmış
• haksız
• yanlışsa

Eğer Çin'i neden şaşmaz bir şekilde yanlış yorumladığımızı bilmek istiyorsanız - Çin'in geleceğine yönelik tahminlerimiz yanlış - nedeni budur.
وان اردتم ان تعلموا لماذا نحن نستمر بفهم الصين بصورة خاطئة وتوقعاتنا دائما مُخطئة في يحدث هناك في الحقيقة ان السبب

Her bir çarpı işareti farklı bir yanlış cevabı temsil ediyor.
كلٌ من هذه التقاطعات الصغيرة التي ترونها هي اجابة خاطئة مختلفة.

Beni yanlış anlamayın. Bence mutluluk, çocuk için mükemmel bir hedef.
ولا تفهموني بطريقة خاطئة أظن أن السعادة لأطفالنا هي هدف رائع.

Aldığım cevapların yanlış olduğuna inanmamak mümkündü, soruların da yanlış olduğuna inanmak da.
من الممكن أن الإجابات التي كانت لدى خاطئة، أن الأسئلة نفسها كانت خاطئة.

Yaptığım tek bir hatada, yargılanan şahıstan kötü bir duruma düşerim.
إذا قمت بحركة خاطئة فأنا سأكون أسوء من الرجل الذي أحاكمه

Etkileşimden hemen sonra, ekip hastalarına yanlış dozda ilaç verdi.
وبعد هذا الموقف مباشرة أعطى الفريق جرعة علاج خاطئة للمريض.

Yapay zeka sistemi bir şeyleri yanlış anladığında problem olur.
إنها مشكلة عندما يصنع نظام الذكاء الإصطناعي هذا أشياء خاطئة.

Yürütücü işlev ile ilgili böyle düşünmenin tamamen yanlış olduğunu söylemek için buradayım.
حسنًا، أنا هنا لأخبركم أن هذه الطريقة في التفكير بالوظيفة التنفيذية خاطئة تمامًا.

Yani bütün sezgilerinizi düşününce kendi sezginizin yanlış olduğuna inanmak oldukça zor.
لذا، فاذا فكرت حول كل أفكارنا، فانه صعب تصديق أن فكرتك خاطئة.

Ve orada, oturduk, ve orada Everest Dağı'nda neyin yanlış gittiğini sorguladık.
وهناك، جلسنا أسترجعنا بسرعة ما حصل بصورة خاطئة هناك على جبل آيفرست

Bir yanlış adımda mavi kuş, sen almasan bile arkadaşların puan alacak.
خطوة واحدة خاطئة أيّتها الطائر الأزرق وحتى إن لم تفهميني فسيفهمني أصدقائك

Yani adamı tamamen yanlış tanımışım. Bu harika bir şey!
أعني, لقد إتخذتُ فكرة خاطئة عن هذا الرجل, هذا رائع

yanlış bir darbe alırsan felç ve kriz geçirir hatta ölebilirsin.
لكن ما أستطيع قوله.. أن أي ضربة خاطئة.. ممكن أن تسبب..

Biri ne söylediğimi anlarsa o zaman kendimi yanlış ifade etmiş olurum.
، لو أن أي أحد يفهم ما أقول لاحسست اني لست خاطئة

Bunu yapmak için bir doğru, bir yanlış yol var. Henüz avucumuzda değil.
هناك طريقة صحيحة وطريقة خاطئة لفعل ذلك هو ليس في جيبنا حتى الأن.

Bunu yanlış anlama ama, senin hücrelerinin bozulma hızına bakarsak,..
لا تفهمني خاطئة ولكن في معدل تدهور الخلايا الخاصة بك

Hayatım boyunca ismim bir tabelaya yazıldı ona da ismimi yanlış yazmışlar.
أتعلم؟ حصلت على لافتة وحيدة طوال حياتي وقاموا بتهجئة إسمي بطريقة خاطئة

Ve bence, yetişkinler olarak, oyun oynamanın iyi ya da kötü bir şekli olmadığını öğrenmeliyiz. Çok teşekkürler
وأظن أننا كراشدين نحتاج أن نتعلم أنه لا يوجد طريقة صحيحة أو خاطئة في اللعب. شكرا جزيلا لكم.

Yapabileceğimiz en iyi şey, o kanıtın hatalı olduğunu kanıtlamak.
أفضل شيءٍ بإمكاننا فعله هُو الإثبات أنّ تلك الأدلة خاطئة.

Ah, Tanrım! O lanet iğneyle bir hata yapma sakın, lütfen
يا إلهي ، إياك أن تتحركي حركات خاطئة بهذه الحقنة أرجوك

O adamların bildiği şifreler yanlıştı çünkü sana verdiğim şifrelerin hepsi yanlıştı.
مجموعة من الناس هنا لديهم رموز خاطئة لإني أعطيتك جميع الرموز الخاطئة

Bana ters bir bakış bile atsan seni, o kızlara yaptığının aynını sana da yapacak biriyle aynı hücreye bizzat tıkarım.
و إذا كنت بالفعل كما تدعي انظر إلي بطريقة خاطئة,و سأقوم شخصياً بحجزك في زنزانة مع شخص سيفعل معك نفس الشئ

Blair sonuçlarına katlanmadan sahte dedikodular yaydı okula şantaj yaptı ve işimi mahvetti.
مثل؟ بلير نشرت اشاعة خاطئة, ابتزت المدرسة تخريب عملي بدون اي رد فعل

Ve bunu yapmamın doğru olmadığını belirten acımasız bir tepki aldım.
وكان لدي رد فعل غريزي بأن هذه طريقة خاطئة لتحقيق ذلك.

Ancak bu bir basmakalıp ve basmakalıp tanımlar her zaman olmasa da çoğu zaman yanlıştır.
لكن هذه نظرة نمطية. والصور النمطية للأشياء غالبا، وإن لم يكن دائما، خاطئة.

Muhtemelen hicbir bilgisi olmayan yetkili ajan yanlis cagri yapti.
ربما لا يعرفون شيئا عن المسئول الذي جعل الدعوة خاطئة

Çıkmadığımızı bilmen gerek. Tek yaptığın yalan dedikodular yaymak.
عليكِ أن تعلمي أننا لا نتواعد, كل ما تفعلينه هو نشر شائعات خاطئة.

Evet, tanırım. yanılıyor olabilirsin. Bu mümkün.
نعم أنا أعرفه، و أنتِ يمكن أن تكونى خاطئة نعم يمكن

Yahudi çocuklar söyledi sınavdaki bütün cevaplarımız yanlışmış.
قالَ الرفاق اليهودِ أن أجوبة إختبارِنا كَانتْ خاطئة

Aramızdaki anlaşmazlıkların, her seferinde benim haksız olmamla sonuçlanması ne kadar etkileyici.
ما أجمل أن أي اختلاف بيننا يجب أن ينبع من كوني خاطئة.

Eğer yanlışsa, Cob, hiçbir emir geçerli değildir.
ليس هناك اوامر سارية يا كوب إذا كانت خاطئة