Ve Barry, bu hesap numarası için mali tüzük ile ilgili bir ton yasa çiğnedi. | Open Subtitles | وباري قد خالف قانونا يعادل حجم مكتبة من الأنظمة الإقتصادية بحثا عن رقم الحساب |
Kim, kız haklı. O kuralları çiğnedi diye senin de yapman gerekmiyor. | Open Subtitles | معها حق , لمجرد أنه خالف قانون لا يجعلها لعبة عادلة |
Bizimkilerden biri Williams'daki telefon sırasını bozdu ve üç asker öldü. | Open Subtitles | أحدنا خالف الطابور المنتظر عند الهاتف في " ويليامز " ومات ثلاثة جنود |
- Kuralları çiğneyen bir denizci. - İçeri tıkmadın mı onu? | Open Subtitles | إنه جندي بحري قد خالف القوانين |
Olur da rekabet etmeme sözleşmesini ihlal eder, bir müşterimizi ararsa onu öyle bir dava ederim ki koca götlü, amele karısı ve iki velediyle Whacker üst geçidinin altında kartonların üstünde uyurlar. | Open Subtitles | إذا خالف شرط عدم المنافسة وقام بالأتصال بأحد عملائنا سأقاضيه بعمق وبقوة.. |
Sırayı bozan adam inzibatı öldürdü... ve beyaz çocuklar herkese ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | الرجل الذي خالف الطابور هو من قتل ... فرد الشرطة العسكرية والفتيان البيض بدأوا في إطلاق النار على الجميع |
Eğer Brian bir kuralı çiğnerse, sonuçlarına katlanır, dedi. | Open Subtitles | قررت بأن براين إذا خالف أي قاعدة فإن العواقب ستكون ... |
Yani emirlere itaatsizlik etti. | Open Subtitles | إذا فقد خالف أوامره لم يخالف شيئاً |
Ve o yasaları birçok, birçok kez çiğnedi. Şimdi, ben de onu sizin sevdiğinizden daha fazla sevmiyorum fakat olay şu, o sıradan bir suçlu değil. | Open Subtitles | ولقد خالف ذلك القانون مرات عديدة، والآن لا يروق لي مثلكم |
Ve o kanunu birden fazla kez çiğnedi. | Open Subtitles | ولقد خالف ذلك القانون مرات عديدة، والآن لا يروق لي مثلكم |
Korkarım oğlunuz 11. emri çiğnedi; Çalmamalısın. | Open Subtitles | أعتقد ابنك خالف العهد الحادي عشر، "عليهم ألا يسرقوا" |
Fakat Gurukul'un bir kuralını çiğnedi, o aşkta düştü. | Open Subtitles | لكنه ارتكب خطئاً وهي انه خالف قوانين (جوروكل ) .. |
Bir edepsiz cariye için benim kararımı çiğnedi. | Open Subtitles | خالف أمري بسبب جارية مهينة |
- Süpermen protokolü çiğnedi. | Open Subtitles | أجل، سوبرمان هذا خالف البروتوكول... |
Bu çocuk komuta zincirini bozdu ve birliğinden bir elemana kalleşlik etti Birleşik Devletler Denizcisi olması bir yana üstelik öyle görünüyor ki, sıcak çarpmasından dolayı yere yığılmadan buradan oraya koşamıyor. | Open Subtitles | هذا الفتى خالف أوامر القيادة و وشى بعضو من وحدته و بهذا أثبت أنه ليس جندياً أمريكياً على الإطلاق و يبدو أنه لا يمكن أن يعدو من مكان للآخر |
Çünkü komuta zincirini bozdu, efendim. | Open Subtitles | لأنه خالف أوامر القيادة يا سيدي |
Tanrı'yla yaptığı kutsal anlaşmayı bozdu. | Open Subtitles | لقد خالف الميثاق السري مع الله |
Bende hata yok. Protokolü çiğneyen ben değildim. | Open Subtitles | لا مشكلة بي , لست أنا من خالف القوانين |
Kuralları çiğneyen ben değilim, sensin. | Open Subtitles | أنت من خالف القواعد ، ليس أنا |
Vatandaşlık haklarının dördüncü maddesini ihlal edip posta kutumdan mektup çalarak birinci maddeyi ihlal etti. | Open Subtitles | ... إستعدّإلىبشكلصفيق خالف الأول. |
Anlaşmamızı bozan sen olmana rağmen sana bu güzel spor temalı buketi getirdim. | Open Subtitles | و... وبالرغم من أنكي أنتي من خالف أتفاقنا أحضرت لكي هذه الباقة الرياضية الجميلة |
Yani Matt kuralları çiğnerse, kendisi mi Kanima olur? | Open Subtitles | إذن إذا خالف "مات" قوانين الكانيما يصبح هو الكانيما ؟ |
Emre itaatsizlik etti. | Open Subtitles | لقد خالف أحد الأوامر |
Burada olmamın sebeplerinden biri ifadelerinin açıkça şirkette ortak dil olan bir şeyi yanlış bildirmiş olmasıdır: | Open Subtitles | من أسباب وجودي هنا أنني أحسست أن تقديمهم خالف عمدا خالف بوضوح ما يجري فعليا في الشركة |