Fakat, ona rakip bulmakta güçlük çekiyorum. Ya da "kurban" mı deseydim? | Open Subtitles | لكني أجد صعوبه في إيجاد خصوم له بل ربما أقول ضحايا له |
Ancak kendisiyle dövüşecek rakip bulmakta zorluk çekiyorum, gerçi kurban demek daha doğru olur. | Open Subtitles | لكني أجد صعوبه في إيجاد خصوم له بل ربما أقول ضحايا له |
Shandianlar ve birkaç Mavi Deniz sakini neredeyse düşman bile sayılmaz. | Open Subtitles | الشانديون ومواطنوا البحر الأزرق بالكاد هم خصوم جديرون بالإهتمام |
Düzen Efendileri korkunç birer düşman olduklarını kanıtladılar. | Open Subtitles | سادة النظام , قدا أثبتوا بأنفسهم كونهم خصوم مهولين |
Amansız düşmanlar arasında barış görüşmeleri yürüttüm. | Open Subtitles | تفاوضتُ على معاهدات سلام بين خصوم مُتصلِّبين. |
Diğer üç görevde canavar gibi rakipler vardı ve her birinin üstesinden gelmek için zekice stratejiler lazımdı. | TED | ومن ثمّ كان يتوجب على "هرقل" مواجهة ثلاثة خصوم شرسة، وكلاً منهم يتطلب طريقة ذكية لهزمه. |
Alınma ama, ben senden çok daha dişli düşmanlarla uğraştım. | Open Subtitles | لا أقصد الإساءة, لكنني سبق وأن تعاملت مع خصوم... شكلوا تحدياً أكثر منك بكثير |
Afrika'da sadece tek bir balık kartalı türü olduğundan, rakipleri de yoktur. | Open Subtitles | هناك نوع واحد فقط من عقاب السمك بأفريقيا ليس له خصوم صريحة |
Silahın ağaçtan yapılma değil de gerçek düşmanlara karşı çalıştığını görmekten memnun olursunuz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أعتقد فحسب أنك ستفضل رؤية السلاح يعمل ضد خصوم حقيقيّين وليس مصنوعين من الخشب |
Şimdi rakip yerine takım olabiliriz. | Open Subtitles | والأن نستطيع أن نكون فريقاً بدلاً من خصوم |
Çocuklarım kılıç dövüşüne bayılıyor ama hiç rakip bulamıyorlar. | Open Subtitles | يحب ولداي القتال بالسيف ولا يمكنهما إيجاد خصوم |
İkinci karşılaşma 2005'te seçtikleri takdirde insan ve makinenin rakip yerine ortak olarak beraber girebileceği serbest stil bir satranç turnuvasıydı. | TED | كانت اللعبة الثانية مباراة حرة للشطرنج عام 2005 حيث استطاع الإنسان والآلة المشاركة سويا كشركاء عوضا عن خصوم -إن اختاروا ذلك. |
rakip olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن ليس من الضروري أن نكون خصوم. |
Bir kral, bizi "korsan" olarak damgaladığı zaman, kendine düşman yapmayı amaçlamaz. | Open Subtitles | عندما يحدد الملك أننا قراصنة لا يقصد أن يجعلنا خصوم |
O zaman Malvo'yla bu düşman değildiler. | Open Subtitles | ...إذن ربما ربما هو ومالفو لم يكونوا خصوم في النهاية |
Ama ne yazık ki kaderimizde düşman olmak yazılıydı. | Open Subtitles | لكن للأسف كان مقدًر لنا أن نكون خصوم |
Ve her şeyden önemlisi, "Dost mu, düşmanlar mı? | Open Subtitles | "وأهم الأسئلة، ''هل هم أصدقاء أو خصوم ؟ ''" |
Tamam. büyük düşmanlar, hepsi. | Open Subtitles | حسناً، خصوم أكفّاء |
Pakistan ve Hindistan aynı sınırı paylaşan iki rakipler. | Open Subtitles | باكستان والهند خصوم يتشاركان فى الحدود |
Profesyonel rakipler. Sürekli kaybeden adamlar. | Open Subtitles | خصوم محترفين يخسرون دوما |
Ancak Adrian Monk daha önce de çetin düşmanlarla yüz yüze gelmişti. | Open Subtitles | لكن ( أدريان مونك ) واجه خصوم أقوياء من قبل في الواقع , واجه 99 شخصاً منهم |
Ra's al Ghul güçlü düşmanlarla savaşmak konusunda birkaç şey öğretti. | Open Subtitles | (رأس الغول) علمني شيئاً أو اثنين عن قتال خصوم أشداء |
Zaman geçtikçe, giderek artan otoriter politikaları destek kaybetti ve güneye karşı olan rakipleri güçlendi. | TED | بمرور الوقت، فقدت سياساته السلطوية المتزايدة الدعم، وقوّت شوكة خصوم القسم الشمالي. |
Önceden karşısına çıkan düşmanlara göre daha güçlüleriyle dövüşmek onun için olağandı. | Open Subtitles | "وقد اعتاد مواجهة خصوم أقوى ممَّن سبق له مواجهتهم" |