adımlarını takip etmek için elimden geleni yapıyorum ama bir şey bulamadım. | Open Subtitles | كنت افعل ما بوسعي لألاحق خطواته لكن حتى الان لم اتوصل لشيء |
Jake ilk adımlarını attığını söylüyor ama tabii ki ona inanmıyorum. | Open Subtitles | اوه حسنا، جاك يقول انه خطأ اولى خطواته البسيطة طبعا أنا لااصدقه |
Birkaç saat önce astronot Neil Armstrong aya ayak basan ilk astronot oldu. | Open Subtitles | سيرتدون رواد الفضاء بذتهم الفضائيه بعد بضعه ساعات نيل ارمستروغ سيخطو خطواته الاولي |
Robot şeffaf, tıpkı sizin ilk güvensiz Adımları sırasında küçük bir çocuğu tuttuğunuz gibi. | TED | الروبوت كأنه خفي كما لو كنت تحمل طفلاً صغيراً عندما يخطو أولى خطواته الواهنة |
Adamın cesedini bulduktan sonra ayak izlerini tekrar kontrol ettik. | Open Subtitles | بعد أن وجدنا جسمه تتبّعنا خطواته ثانية بدأ الضحية بالهروب |
Benim işim bu, bir adım uzak durmak. | Open Subtitles | لماذا يجب أن أثق بك؟ ذلك عملي، يبقى دائما خطواته سريعة |
Adımlarında bir kararlılık vardı. | Open Subtitles | هنالك بعض الحماسة في خطواته -لا أعلم |
Sadece son adımlarının izindeyiz Küçük bir araştırma yap. | Open Subtitles | نتتبع خطواته الأخيرة ببساطة سنعمل بحث صغير نسأل بضعة أسئلة |
Otobüs durağına kadar attığı adımların çetelesini tutmuyordu. | Open Subtitles | لم يعد يعد خطواته لمحطة ركوب الحافلة |
Neşesini duyabiliyorum sözlerini, adımlarını. | Open Subtitles | ..كنت اسمع صوته وهو سعيد .. كلاماته ، خطواته .. |
Onun adımlarını izledim. Benim tezim onun araştırmasına dayanıyordu. | Open Subtitles | لقد تتبعت خطواته رسالتي معتمدة على بحثه |
Onun adımlarını izledim. Benim tezim onun araştırmasına dayanıyordu. | Open Subtitles | لقد تتبعت خطواته رسالتي معتمدة على بحثه |
Korkuyorum, çünkü onun ilk adımlarını göremeyeceğim ya da... | Open Subtitles | خائف أني لن أراه يخطو خطواته الأولى |
HPT, adımlarını geriye doğru izliyor. | Open Subtitles | ،تقوم الشرطة بإعادة تتبع خطواته |
Parfüm kokulu bir gecede... ..arkamdan yaklaşan bir ayak sesi... ..ve bir erkeğin nefesini duymak istiyorum. | Open Subtitles | و سيكون الليل مثقل بالعطر و سأسمع خطواته خلفى و شخص يتنفس بعمق |
Altını değiştirmek, ilk Adımları, beyzbol oynamak. | Open Subtitles | كتغيير الحفاضات ومشاهدة أول خطواته واللعب معه |
Adımları kısalıyor. Yoruluyor demek ki. | Open Subtitles | خطواته اخذه فى القصر مما يعنى انه تعب |
Pekâlâ. Ya köstebeğimiz izlerini kapatıyorsa? O zaman hiyerarşi zincirinde epey üstlerde biri olsa gerek. | Open Subtitles | حسناً ، ماذا لو أن العميل يغطي خطواته إذن لابد أنه شخص ما في منصب عالي |
Şehir şehir kendi izlerini takip etmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | أراد أن تقفي مدينة خطواته حسب المدينة. |
Kayıtları izleyin ve adım adım takip edin. | Open Subtitles | تحققوا من أشرطة الفيديو الأمنيّة وتتبّعوا خطواته. |
Ona anne sütü vermediğimi ilk adımlarının merdivenden aşağıya bir uçuş olduğunu onu Whitesnake konserinde unuttuğumuzu. | Open Subtitles | كيف انني لم ارضعه، كيف ان خطواته الأولى انتهت بسقوطه من الدرج، كيف اننا نسيناه ذلك الوقت في حفل " وايت سناك". |
Kendi kendime sordum, o tamamen onun aklından çıktımı diye onun çevik ve aceleci bedeninin topraklarımızdan gittiği gibi? | Open Subtitles | سألت نفسي،هل ذهبت صورته تماماً من ذاكرتها؟ كما ذهبت خطواته الرشيقة من حقولنا؟ |
Atın kulağındaki sineği bile vururum yürüyüşünün ritmini bozmadan. | Open Subtitles | يمكننى نقر حشره من على أذن جوادى دون أن أقطع خطواته |