Dar es Salaam, Tanzanya'da yoksulukla boğuşan bir topluluk bile isteklerini dile getirmek için bu araçlardan faydalandı. | TED | في دار السلام، وتنزانيا، حتى أفقر المجتمعات كان قادراً على استخدام هذه الأدوات للتعبير عن طموحاتها. |
Dar Eshkalon da yüzü boylu boyunca yaralı bir adam gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت رجلاً و على و جهه علامة "في "دار أيشكلن |
O bakımevine gider, sen de evi alırsın, değil mi? | Open Subtitles | تذهب إلى دار لرعاية المسنين وتحصل على منزلنا، أليس كذلك؟ |
Hararetli tartışmanızın nedeni de yaşlı büyük annenizi bakım evine yatırmak üzerinedir. | Open Subtitles | وأنكما جرى بينكما شجاراَ كريهاَ بشأن أين وضعت جدتك في دار الرعاية |
Aynı yaşta ama bakım evinde değil; ... .... ve giderek hızlanacak. | TED | هي في نفس العمر , لكنها ليست في دار النقاهة إنها ذاهبة للتزحلق |
Sizi temin ederim ki, felsefi farklılıklarımız ne olursa olsun Dar Eshkalon zirvesinde, böyle bir saldırının yapılmasına asla izin vermezdim. | Open Subtitles | أنا أؤكد لك, مهما كانت أختلافاتنا الفلسفية لن أقوم أبداً بالأذن بهذا النوع من الهجوم "أن يتم على التجمع بـ"دار أيشكلن |
Kısaca değinmek istiyorum. Mavi çubuklar yalnızca Dar es Salaam'daki 5 klinikte 500,000 insana uygulanan mikroskopi skorlarıdır ki ki bunlardan 15.000'i daha önce test yaptırmış. | TED | أريد أن أسلط الضوء لفترة وجيزة، القضبان الزرقاء هي نقاط تمثل المجهر فقط في خمس عيادات في دار السلام عدد سكانها 500000 نسمة ، حيث أستفاد 15000 من اختباراته. |
Roots ve Shoot'a üyeymiş. Dar Es Salaam'da liderler arasındaymış. | TED | كانت في الرئاسة في مدينة دار السلام. |
Dar Eshkalon'ın bombalanması hakkında ne biliyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تعرفه عن التفجير في كوكب "الـ"دار أيشكلن |
Sanırım, Dar Eshkalon'daki trajediden bahsediyorsunuz. Evet! | Open Subtitles | أنا أعتقد أنك تشير الى المأساة التي "حدثت بـ"دار أيشكلن |
Bu sabah, kaldığı bakın evi hemşiresiyle telefonda görüştüm ve durumu iyi değil. | Open Subtitles | لقد تلقيت مكالمة من ممرضة من دار للعجزة هذا لاصباح وهذا ليس جيدا |
Onun bakımını sağlayabilmek için bu evi ters ipotek yaptırdım. | Open Subtitles | أقترض المال بضمان هذا البيت لأدفع قيمة دار العناية. عمّي.. |
Hayatım koruyucu aile rehabilitasyon evi ve tekrar geri dönüş arasında geçti. | Open Subtitles | لقد نشأت أترامى بين أسرة تتبناني إلى دار الأيتام و هكذا دواليك |
Belinden aşağısı felç olacak. Ailen olmadığı için düşkünler evine gideceksin. | Open Subtitles | ستبقى مشلولاً، و دون عائلة، سينتهي بك المطاف في دار رعاية. |
Anneni bir bakım evine göndermek için araştırma yapıyorum. Broşürlerim var. | Open Subtitles | لقد كنتُ أبحث لأضع أمك داخل دار مسنين و لديّ الكُتيبات |
Oğlu öldükten sonra, gelini burada bakım evinde yaşamasına çok üzüldü. | Open Subtitles | بعدما مات ابنها, زوجة ابنها أرادت لها ان تأتي وتعيش في دار الشفاء |
Cologne Opera Binası gibi büyük bir alanı doldurabilecek sesi çıkaramazdı. | TED | ولم يستطع إحداث الصوت الذي قد يملأ مساحة كبيرة مثل مساحة دار الأوبرا في كولونيا. |
Yani onu Opera binasına kadar kovaladım. Bu çok duygusalmış. | Open Subtitles | إذن فقد طاردتها عبر دار الأوبرا كم هذا مبالغ به |
Bu yüzden, yeni bir yetimhane kurmak ve o çocukları kurtarmak, onlara yeni ve güvenli bir ev vermek için yerli gruplarla ve yerel yetkililerle beraber çalıştım. | TED | لذلك عملت مع فريق محلي والسلطات المحلية لبناء دار أيتام جديد وإنقاذ الأطفال كي أمنحهم منزلًا آمنًا جديدًا. |
Geçenlerde iki hafta önce yine bu müzayede evinden satılmış olan bir parça ile açılışımızı yapacağız. | Open Subtitles | نبدأ بإعادة بيع قطعة تم ..شراءها قبلأسبوعين. في دار المزاد هذه. |
İnsanın dönebileceği bir evinin olmaması ne demek biliyor musun baba? | Open Subtitles | ألديك أدنى فكرة عما يعني ألا يكون لديك دار تسكن إليها؟ |
North Beach'te ufak bir sinema salonu bulduk. | Open Subtitles | وجدنا دار للسينما صغير فى الشاطئ الشمالى |
Ama annesi onu koruyucu aileye verdiğinde imzaladığı kağıtlar var. | Open Subtitles | لكن أمه وقعت الأوراق عندما تركته في دار رعاية المتبنين |
Ardından belediye binasının önünde gergin bir bekleyiş başladı. | Open Subtitles | تعرض لحادثة إطلاق نار تلاها تحديات مقلقة في دار البلدية |
Onu uzun süre takip ettim. Az önce köşeyi döndü. | Open Subtitles | لقد تتبعته معظم الطريق لقد دار عند الزاوية |
Bir sürü koruyucu aile arasında gidip gelir, gittiği 8 ailenin 6'sından kaçar. | Open Subtitles | انتقل من دار رعايه الى الأخرى قام بالهرب من سته من أصل ثمانيه |
Bir şey daha var. Lütfen yardımcıma ihtiyar Shailock'un evini gösterin. | Open Subtitles | وعلاوة على هذا، أن تقود تابعى إلى دار شيلوك العجوز |