"دايم" - Translation from Arabic to Turkish

    • Dame
        
    • bozukluk
        
    • kuruş
        
    • on sent
        
    • Dime
        
    • Dim
        
    • onluk
        
    • kuruşu
        
    Sizlere Dame Cicely Saunders'tan bir alıntı yapacağım, kendisiyle bir tıp öğrencisiyken tanışmıştım. TED هذا اقتباس من دايم سيسلي ساوندرس، التي تعرفت عليها عندما كنت طالب بكلية الطب.
    "Yankee Doodle Dandy" ve Notre Dame dövüş şarkısı aynı anda çalacak. Open Subtitles فيلم "يانكي دودل داندي" وأنشودة فريق "نوتري دايم" تعرض في نفس الوقت.
    Sen bunu söylerken bozukluk bağırsaklarını delebilir. Open Subtitles وبينما لا تنفك تجذب الانتباه، كذلك الأمر مع دايم يهيم عبر أمعائها
    Cole eczaneden, ilaç hariç, tek bir kuruş bile çalmamış. Open Subtitles كول لم يسرق دايم واحد من تلك الصيدلية. فقط بعض الحبوب.
    Bakın, size on sent için on dolar veririm, yirmi veririm. Open Subtitles أنظر، سَأَعطيك عشَر دولاراتِ من أجل دايم. سَأَعطيك عشرون
    107 sent, 839 Dime... 29 çeyreklik ve 7 adet yarım dolar. Open Subtitles 107نيكل 839 دايم 29ربع دولار و 7 نصف دولار بعد كل العملات لو سمحت
    Hey, Dim Sum! Open Subtitles يا هذا، يا دايم سام
    - Ama ot kötü değildir. - 4 tane onluk torba alayım. - Iıh, neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok. Open Subtitles أريد أربع أكياس دايم ماذا ليس عندي أي فكرة عن ماذا تتحدث
    Seminermiş, saçmalama lütfen. Onlardan aldığın her kuruşu geri vereceksin. Open Subtitles الآن، أنت سَتَعطي كُلّ دايم ذلك المالِ يَعُودُ إلى أولئك الرجالِ.
    Hatunum Dame Judi Dench gibi. Kusursuz bir zevkim vardır. Open Subtitles مثل فتاتي دايم جودي دينش انا لدي ذوق رائع
    Dame'a girmenin zorluğunu bilir misin? Open Subtitles أتعلم كم من الصعب القبول بـ "نوتر دايم
    - Seninkilerden birine "Dame" Agatha. Open Subtitles واحدة من كتبك، دايم (أغاثا) دايم : لقب بريطاني نبيل
    Rachel bozukluk yutmuş olamaz. Çünkü fazla bozukluk yoktu. Open Subtitles لم يكن بوسع (ريتشل) تناول دايم لأنّه لم يكن ثمّة دايم آخر
    Bu bir bozukluk. Open Subtitles هذا دايم
    Paramı almaya geliyorum, ve eğer tek bir kuruş eksik çıkarsa yüzüne asidi yersin. Open Subtitles وإن كان هناك دايم واحد مفقود فسألقي بحامض على وجهك.
    Paramı almaya geliyorum, ve eğer tek bir kuruş eksik çıkarsa yüzüne asidi yersin. Open Subtitles سآتي لآخذ مالي، وإن كان هناك دايم واحد مفقود فسألقي بحامض على وجهك.
    Ve bunun sonucunda her şişe biradan on sent kesmemi sağlayacaktı. Open Subtitles وهذا سمح لي بأن أقتطع دايم من تكلفة كلّ زجاجة جعة لك
    Kâğıtlarda, yanlışIıkla on sent yerine beş cent yazmışım. Open Subtitles من دون قصد خفضّتُ نفقاتك بالدفاتر نيكل بدلاً من دايم
    Donanma, hâlâ orada Dime bombası da dahil gizliden silah testleri yapıyor. Open Subtitles مازالت القوات البحرية تُجري تجارب على الأسلحة هُناك خارج السجلات " ويتعلق الأمر بـ " مُتفجرات دايم
    Sırayla; Lucky Lincoln, New Dime, Sammy's Saving. Open Subtitles (واحد، اثنان، ثلاثة وهم (لاكي لينكولن .(نيو دايم) و(سامي سيفنغ)
    Bazen kazanırsın Dim Sum, bazen kaybedersin. Open Subtitles يوماً ما تكسب... ...و، "دايم سام"، ستخسر.
    - Evet. Dostum, onluk torbanın 10 sent olduğu zamanları hatırlıyorum, beni anlıyor musun? Open Subtitles يا رجل أنا أتذكر عندما كان كيس الحشيش يساوي دايم,هل فهمت ما أعنيه؟
    Bu eski kuruşu da mı görmediniz? Open Subtitles ولا حتى فعلاً هذا الـ "دايم" القديم ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more