"دمائه" - Translation from Arabic to Turkish

• kanı
• kanını
• kan
• kanında
• kanından
• kanının
• Kanına
• kanıyla
• kanın
• kanlar
• kanlarını

Boynunda iki küçük delik var ve bütün kanı çekilmiş.
لديه فتحتين صغيرتين على عنقه وقد جفَّت دمائه كلها

Neden bu kaltağı kendi kanı içinde bırakıp gitmediğimizi anlamıyorum.
أنا لا أفهم كيف لم نترك هذا الوغد وسط بركة من دمائه

Fuller, dün gece bir adama kendi kanını vererek hayatını kurtardı.
أتعلم , فلوير منح دمائه ليلة أمس لكى ينقذ شخصا ما

İğrenç cariyesinin üzerine iç organ parçaları ve kan sıçradı.
و تناثرت دمائه و قطع من أحشائه على محضيته العاهره

Bakın, size sorun çıkarırsa bırakın kendi kanında boğulsun.
الآن إسمعوا، لو عاملكم بأي إزدراء، دعوه يغرق في دمائه

Saldırganın kanından izler kalmış.
.بلا شك في قمةِ البنايةِ المهاجم خَلًفَ بعض الأثار من دمائه

Arkadaşlarım kanının asitlik oranını artırdı.
أصدقائي هؤلاء رفعوا مستوى حامضيّة دمائه.

Ama kendi kanı değildi ve kimin olduğunu söylemiyor.
لكنها ليست دمائه ولن يقول لمن هذه الدماء.

kanı suya karıştı, birazdan burada beslenme çılgınlığı olacak.
بوجود دمائه على الماء هذا المكان برمته سيصبح هائجاً من أجل الطعام

O dürzünün kanı damdaki bayrağa sürüldüğü zaman babanın ruhu şad olacak.
دمائه لا تزال على الراية التي ترفرف أعلى السطح. فإن والدك سوف يرقد بسلام أخيراً.

Şu ana kadar bu DNA veri tabanımızdaki herhangi bir DNA ile eşleşmedi. Ama Jenna Marlowe'nin yanındaki labirent Simon Campbell'in kanı ile çizilmiş.
لم نصل لشىء من الدماء ولكن أحدهم تم تفريغ دمائه

Ben de onun kanı olmadan soyumu koruyamam.
ولا يمكنني إنقاذ سلالتي دون المزيد من دمائه.

İbne öyle mi? Sonuna kadar em onu veya kanını iç onun. İç işte.
اذا، هيا أمتّصه أو أشرب دمائه كما تعلم، أفعلها

Sadece onun kanını akıtmak için nefes aldığımı biliyor mu?
أيعلم أنّي أحيا لرؤية دمائه على ذُباب سيفي؟

Bugün benim safımda kanını akıtan adam, ...kardeşim olmuştur.
فلعمري من يسفك دمائه معي اليوم سيكون اخي ومهما كان وضيع النسب

Tamam, bu... bu adamın durumu ciddi ve çok kan kaybetmiş.
حسناً، هذا الرجل في حالة حرجة و يفقد الكثير من دمائه

Örnek X'i bulmamız gerek... bir panzehir yapabilmek için bize kan vermesine ikna etmek gerek.
يجب أن نجد المريض المجهول نقنعه أن يعطينا قليلاً من دمائه لنتمكنمنصنعالدواء.

Bana artma var gibi geldi. Kendi kanında boğulmadan önce ona mantar ilaçları vermeye başlamalıyız.
علينا أن نبدأ معه مضادات الفطريات قبل أن يغرق في دمائه

Işınladığım kanından elde ettiğim DNA bileşenlerinden yaptım.
صنعته من بعض مكونات حمضه النووي الذي نقلته عبر الأثير من دمائه

Bir adam vardı ve resmen kanının kokusunu alabiliyordum.
كان هناك رجل واستطيع شمّ دمائه

Cam ve topaz cehenneminde... dünyayı oğlumun Kanına bulayabilirdim.
فى وعاء مقدس من الزجاج والياقوت الأصفر سأضع الأرض الذى امتصت دمائه

Sonunda kaybeden kendi kanıyla pembeye dönmüş olan akıntıya çekilir.
في نهاية المطاف ، يتراجع الخاسر لمجرى مائي لونه وردي بالفعل من دمائه نفسها

Yoğun iç kanama, vücudundaki kanın en az yarısını kaybetti.
نزيف داخلي شديد، لقد فقد نصف دمائه على الأقل.

Onu göndermelisin, yoksa bir gün onu kanlar içinde bulursun.
يجب أن تتخلصي منه وإلا ستعثري عليه غارقا في بحيرة من دمائه

Evsiz insanlara kanlarını göğüslerine bulaştırmaları için meydan okuyorsun.
أنكِ تتحدين شخص متشرد ليمسح دمائه على صدرك