"دوماً" - Translation from Arabic to Turkish

• her zaman
• daima
• sürekli
• Genelde
• her daim
• zamanki
• hiç
• gibi
• zaten
• çok
• devamlı
• herzaman
• her seferinde
• hep

Annem her zaman bir gün babamın bana Sertao'yu göstereceğini söylerdi.
امي كانت تقول لي دوماً ان والدي سوف يريني المناطق البريه

Ben her zaman düşük yaşam formlarının faydasız olduğunu düşündüm.
لقد ظننت دوماً أن اشكال الحياة الأقل غير ذات جدوى

Kim olduğumuzu tercihlerimiz belirler ve her zaman doğru olanı yapmayı seçebiliriz.
الأختيار هو ما يجعلنا ما نحن عليه و يمكننا دوماً أختيار الصواب

ve ne zaman telaşla uyansam, yanımda daima ağzıma koyabileceğim birşeyim olur.
وإن استيقظت متعكر المزاج فثمة شيء قريب دوماً يمكنني وضعه في فمي

Küçük bir çocukla yirminci katta oturup, sürekli düşecek korkusu yaşamak istemiyorum.
لا يمكنني أن أعيش في الطابق 25 دوماً ينتابني القلق بأنه سيسقط

İşyerinde belki her zaman sinirli olabilir ama gerektiğinde kendini kontrol etmeyi öğrendi.
قد يكون غاضباً دوماً بالعمل لكنه تعلم السيطرة على نفسه عندما يقتضي الأمر

her zaman, benden hiçbir şey beklemeyen birinin bakışları vardı.
دوماً ينظر إليّ نظرة الشخص الذي لا يتوقع مني شيئاً

her zaman bugün hayatımın geri kalanının ilk günü dersin.
دوماً تقول أن اليوم هو أول يوم في بقية حياتك

O her zaman fazla mesai yapıp dururdu... su arıtma tesisinde.
لقد كان دوماً مشغولاً بالعمل لوقت إضافي في مصنع معالجة المياه

Gerçek kibirli tiplerden biriydi her zaman kelime haznesinden bahsederdi.
كان أحد أنواع المتفوقين الحقيقيين يتحدّث دوماً من قاموس المرادفات

Hayır düşünmedin. her zaman başka bir konu olduğunu düşünürsün.
لا، لم تعتقد ذلك أنت تعتقد دوماً أن مواعيدنا للعمل

Şimdi, her zaman arayıp da bulamadığım ağabeyim olma yolunda ilerliyorsun.
أنت في طريقك كي تصبح الاخ الذي كنت أتطلع إليه دوماً

Ben de katili her zaman bulan güvenilir kan analistliğine.
وأنت؟ محلّل لطخات دم جدير بالثقة ينال من قاتله دوماً

Ben her zaman seni düşündüm. Mesele bu değil. Tamam mı?
لقد كنتُ أهتم بكِ دوماً ليس الأمر هكذا أبداً ، أتفهمين؟

Hayır, her zaman yaptığını yaptın. Kötü olan her şeyden uzaklaşmayı.
لقد فعلتِ ما تقومين بهِ دوماً أن تجعلين السيء يبتعد عنا

Ne kadar dibe batsa da küllerinden doğmayı her zaman başarıyor.
مهمّا تدنّى وضعه، فإنّه يتمكّن دوماً من النهوض من بين الأموات.

Jodhaa, bu rakhi daima bileğimde olacak bana hep ihanetini hatırlatacak!
ستظل إسوارتك دائماً حول رسغي يا جودها ستذكرني دوماً بخيانتك هذه

Her ne kadar harika olsanda daima bir maske takınıyorsun.
على الرغم من روعتك يبدوا انه هناك دوماً حاجز بيننا

Şimdi, onlarla karşılaştığımızda daima sakin kalıyoruz ve direkt gözlerine bakmıyoruz.
حين نراهم حافظي على هدوءك دوماً ولا تُحدقي مباشرةً صوب أعينهم.

Peki neden sürekli, bir yerden başka bir yere seyahat ediyoruz?
و لما نرحل دوماً هنا و هناك من مكان لمكان ؟

Bunu yaptık çünkü Genelde olan biteni anlayan kişi sensin.
قمنا بذلك لأنّكَ الشخص الذي يعرف دوماً كيفية حل الأمور

her daim başkasının operasyonunda kamufle takımı yönetirken kendimi buluyorum.
كلا، ينتهي بي المطاف دوماً أدير فريق عملية شخص آخر.

Bir saniye dikkat etmesem, her zamanki gibi saatte 60 ya da 70'e düşerim.
حالما أفقد تركيزي سأعود الى 60 أة 70 ميل كما أفعل دوماً

Sanırım ne söylediğim konusunda gayet ciddiydim. Beni hiç dinlemiyorsun.
أعتقد أنني عنيت ما قلته أنت لم تستمع لي دوماً

Neden bu ayrılık için tek çabalayan benmişim gibi gözüküyor?
لماذا أشعر دوماً بأنني الوحيد الذي يعمل على هذا الانفصال؟

Sen çok güzel ve harikâ bir kadınsın. her zaman senden hoşlanmıştım zaten.
حسناً ، أنتِ رائعة جداً وجميلة وتعلمين أنني دوماً ما كنت معجب بكِ

İnsanlar kılıçlarını çekme konusunda çok aceleciler. Aslında bu son çare olmalı.
الناس متعجلون دوماً في استخدام السيف المفروض أن يكون هذا آخر حل

- Hani şu devamlı gazetelere çıkan emlak zengini mi?
هل هذا الذي يظهر دوماً في الصحف؟ صاحب العقارات المهم؟

Ona göre ofisim düşman hattı. herzaman ona sahip olmak istiyordu.
إنه كما لو كان أرض العدو بالنسبة لها إنها تحاول دوماً أن تجعل منه

Benimle birlikte duşa alırdım ama her seferinde ayaklarıma işiyor.
لقد اخذته للإستحمام معي ، ولكنه دوماً يتبول علي قدمي

Hastalıklara, savaşa dair öyküler dinledim. sanki felaketler hep onların başına geliyordu.
وكنت اسمع عن الحروب .. والامراض والتي كانت دوماً متصلة بأولئك الفقراء