Mountain Dew ile mozzarella'ın mükemmel kombinasyonu. | Open Subtitles | المزيج الرائع بين شراب ماونتن ديو وجبن موتزاريلا. |
Quantum Leap'i izlerken, koca bir şişe Mountain Dew içtim. | Open Subtitles | لقد شرب جرعة كبيرة من ماونتن ديو اثناء المارثون |
Cassius Dio ve Quintianus'un her ikisi de Marcus Aurelius'a hizmet ediyordu. | Open Subtitles | كان كل من كاسيوس ديو و كوينتيانوس يخدم تحت امرة ماركوس أوريليوس |
Cassius Dio ve Quintianus'un ikisi de güçlü Romalı politikacılardı. | Open Subtitles | كان كل من كاسيوس ديو و كوينتيانوس سياسيا رومانيا قويا |
Eski DEO ajanı, Alex ve Kara'nın uzun süredir kayıp babası Jeremiah Danvers'ın Cadmus gözetiminden, düşmanımızın Kara'nın dünya ötesi ısı görüşünü kullanarak bir nükleer füzyon patlaması geliştirdiği haberiyle döndüğünü... ve onu National City'e atıp hepimizi öldüreceğini mi demeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | لذا، ماذا كنت تقول لي هو أن إرميا دانفرس، وكيل ديو السابق وأليكس والد كارا طويلة فقدت عاد من السجن قدموس مع الأخبار |
Bu benim kardeşim, Pe Deaw. | Open Subtitles | هذا أخى , بى ديو |
Tadı güzel, çünkü hâlâ temel olarak, ...Mountain Dew tadı geliyor. | Open Subtitles | مذاقه لذيذ، لأنه لا زال بالأساس نفس مذاق ماونت ديو |
Sinir bozucu turistlerle başa çıkabilmek için Eric çok büyük miktarda Mountain Dew tüketiyordu. | Open Subtitles | والآن, للتعويض عن السياح المزعجين إيرك يتناول كميات هائلة من ماوتن ديو |
Ortalama bir insanda bu durum sadece hafif bir ishale neden olur ama Eric Cartman şu an Double Dew içiyor. | Open Subtitles | عند الإنسان العادي هذا قد يسبب فقط إسهال خفيف لكن إيرك كارتمان الآن يشرب دبل ديو |
Normal Mountain Dew'ın iki katı kafein ve şeker içeren bir Mountain Dew ürünü. | Open Subtitles | منتج ماونتن ديو مع ضعف السكر والكافيين بالنسبة لماونتن ديو العادي |
Kafein ve şeker miktarı Double Dew'ın yarısı. | Open Subtitles | لا يحوي سوى نصف الكافيين والسكر من الدبل ديو |
Güzel konuşan biri varsa o da Ronnie James Dio'dur. | Open Subtitles | ولكن أنا أعرف الرجل الذي يمكن أن أتكلم: روني جيمس ديو. |
Dio, beni duyuyor musun? Çok yalnızım ve kaybolmuş durumdayım | Open Subtitles | ديو" ، هل يمكنك سماعي؟"* *أنا ضائع و وحيد للغاية |
Cassius Dio da aslen konsül olacaktı. | Open Subtitles | كان مقدرا لـ كاسيوس ديو أن يصير قنصلا فيما بعد |
Cassius Dio da Senatördü, sonra konsül oldu. | Open Subtitles | كاسيوس ديو كان عضوا بالمجلس و عين قنصلا فيما بعد |
Dio'ya mı yoksa tüm ömrün boyu yanına yer almış kardeşine mi? | Open Subtitles | ديو أم شقيقك الذي وقف إلى جوارك طوال حياتك؟ |
DEO'da iki ay boyunca yalnız bile tuvalete gidemezken, o öylece geri mi girecek? | Open Subtitles | أنا في ديو لمدة شهرين قبل أن أتمكن من بول وحدها، وقال انه مجرد المشي الظهير الايمن في؟ |
Ve şimdi öylece DEO'ya geri girecek. | Open Subtitles | والآن هو مجرد ستعمل تذهب الحق في العودة إلى ديو. |
DEO'nun 15 yıldır bulamadığı bir adamı, ...en değerli esirini taşırken. | Open Subtitles | الرجل أن ديو ديه كان غير قادر على العثور لأكثر من 15 عاما؟ |
Pe Deaw, mesele nedir? | Open Subtitles | بى ديو , ما المشكلة؟ |
Onun önemini küçümsüyor değilim ama NOB yoluna devam edecek. | Open Subtitles | أنا لا التقليل من أهمية لها، إلا أن ديو تستمر. |
Kahretsin, hiç iz yok. Deu da yok. | Open Subtitles | تباً، لا يوجد لهم أثر و(ديو) أيضاً اختفت |
Kesin şeker ve gazoz gibi kokuyordur. | Open Subtitles | اراهن ان مذاقك مثل ماونتن ديو مع الشوكولاة |