"ذلك الشخص" - Translation from Arabic to Turkish

• o kişi
• o adam
• Bu adam
• Bu kişi
• o kişinin
• O kişiyi
• Bu adamın
• Bu adamı
• öyle biri
• O adamı
• O adamın
• bu kişinin
• Şu adam
• herif
• O çocuğu

Eğer O kişiyi tanımıyorlar ise, çocuklarına ikramları geri çevirmelerini öğrettiklerini anlattı. Çünkü o kişi kendilerinden daha muhtaç olabilir.
أخبرتني أنهم يعلمون أولادهم أن يرفضوا أي شيء من أي شخص لا يعرفونه لأنه ربما ذلك الشخص يحتاجه أكثر منهم.

o kişi bir kitap okumaya çalışıyor fakat müzikten ötürü odaklanamıyor.
ذلك الشخص يحاول قراءة كتاب، ولكنه لا يستطيع التركيز بسبب الموسيقى.

o adam o kadına neler yapıyordu tanrı bilir ama kadın korkmuştu.
الله وحده يعلم ما كان يقوم به ذلك الشخص ولكنها كانت مذعورة

Bu adam binadan çıktıktan beş dakika sonra senin sistemin çöktü.
تعرض نظامنا للإختراق بعد خمس دقائق من مغادر ذلك الشخص للمبنى

Ve ben Bu kişi ile, bu dağ tırmanışının ilk günlerinde tanıştım.
وأنا بنفسي قابلت ذلك الشخص في الأيام الأولى أثناء صعود ذلك الجبل

Sonra kendi kendime, beynin için girebilsek ve o mide bulandırıcı hissi o kişinin anısını da bozmadan çıkarabilsek nasıl olurdu diye soruverdim.
و هكذا فكرت، ماذا لو استطعنا أن ندخل الدماغ و نتخلص من ذلك الشعور المثير للغثيان بينما نترك ذكرى ذلك الشخص دون مساس؟

Bazen gerçekten o kişi bulabilirim olan, ne olursa olsun, sizin tarafa.
أحياناً يمكنك حقاً ان تجد ذلك الشخص والذي سيقف بجانبك مهما حدث

Yani eğer o olduğunu söylersem, o kişi suçlu mu bulunacak?
إذاً لو قلت بأنه هو هل سيكون ذلك الشخص مذنب ؟

Temizlikçiler geldiğinde, bedeni götürülür. Tüm bunlar, o kişi gerçekten yokmuş gibi hissettirir.
طاقم التنظيف يدخل ,والجثة تقاد بعيداً وكل شيء يبدو وكأنما ذلك الشخص لم يكن

Dedektif Choi, o adam 32 yıl boyunca tecavüz suçu işlemiş birisi.
محقق تشوي، ذلك الشخص مارس الإغتصاب لمدة 32 عاما

Bu gece beni biraz korkuttu o adam.
كان هناك ذلك الشخص الذي أخافني قليلاً الليلة

Yani o adam kaç kişiyi öldürmüştü... ..60, 80, 100 kişi mi?
إنك محظوظة أنك بقيت على قيد الحياة أعني أن ذلك الشخص قد قتل 60، 80، 100شخصاً

Bu adam ittirdi beni. Seni karşıma ne çıkardı?
لم أقصد المجيء ذلك الشخص قد دفعني الى هنا

Dışarıyla tek irtibatları bu adam:
وسيلة اتصالهم الوحيدة مع العالم الخارجى هو ذلك الشخص..

Ve birden kolay yoldan para kazanmak için laboratuvara gelen o yaşlıca ve sarhoş adamın Bu kişi olduğunu hatırladım.
وتذكرت أن الشخص الكبير المخمور قد جاء في أحد الأيام إلى المختبر منتظرا الحصول على بعض الكسب السريع وهذا كان ذلك الشخص.

Yani bundan o kişinin ekstasi denen uyuşturucudan aldığını sonucunu çıkartabiliriz?
إذن نستطيع ان نستنتج أن ذلك الشخص أخذ عقار للنشوة ؟

Vardığınızı sandığınızda aradığınız ama sonra varmadığınızı fark ettiğiniz O kişiyi dahi programa eklemek zorunda kaldık.
كما اضطررنا إلى إضافة شخص إلى جداولنا ذلك الشخص الذي تتصل به معتقداً أنه الشخص المقصود ثم تدرك أنه ليس كذلك.

Bu adamın aldığı paradan daha çok değer verdiği tek şey,itibar herhalde.
الشيء الوحيد الذي يهتم به ذلك الشخص أكثر من المال هو السمعة

Bu adamı hatırlıyorum. Bir kaç yıl önce ulusal televizyonda büyük yankı uyandırmıştı.
أتذكر ذلك الشخص, أحدث ضوضاء كثيرة من قبل سنوات فى التلفيزيزن العام

Bizim de kaçmamız gerekeceğinden dolayı öyle biri yok.
وحيثُ أنه يفترض بنا أن نهرب فلن يكون لدينا ذلك الشخص.

Ya O adamı buradan çıkaracağım ya da bu uğurda öleceğim.
سأقوم بتهريب ذلك الشخص لخارج السجن أو سأموت و أنا أحاول

Cüce ile köle arasındaki farkı cidden anlamıyorum. O adamın kucağına oturmayacağım.
لا أفهم الفرق بين القزم السحريّ والعبد لن أجلس بحضن ذلك الشخص

Bu sorulması gereken çok önemli bir soru, çünkü insanlara bu kişinin kim olacağını kontrolünü verme inanılmaz sonuçlar üretir.
هذا سؤال مهم لسؤال الناس، لأن إعطاء الناس السيطرة على من يكون ذلك الشخص ينتج نتائج رائعة.

Bıçaklanan Şu adam konusunda biraz endişeliyim.
إنّني أشعر بالقلق حيال ذلك الشخص الذي تعرّض للطعن

Sen ve diğer bütün Japon'lar o herif tarafından kandırılıyorsunuz!
لقد تم خداعكم أنتي والشعب الياباني من قبل ذلك الشخص

O çocuğu yere sermen oldukça etkileyiciydi.
الطريقة التي دفعت بها ذلك الشخص كانت مبهرة جدًا