Evet, bu da Demek ki sen üsse geri dönmek zorundasın ve iki hafta boyunca seni yine göremeyeceğim. | Open Subtitles | أجل، ذلك يعني أن عليكَ العودة إلى القاعدة وذلك يعني، أنني لن أراك إلا بعد أسبوعان، وأنا أكره ذلك |
Demek ki iki yolcu kabinde neler olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | ذلك يعني أن راكبين قد لا يملكان أدنى فكرة عما كان يجري في الداخل |
Evet, bu da Demek ki sen üsse geri dönüyorsun ve iki hafta boyunca seni yine göremeyeceğim, bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أجل، ذلك يعني أن عليكَ العودة إلى القاعدة |
Bunun anlamı, bu alıcının normal fonksiyonu ... ... yaşlanmayı hızlandırır. | TED | ذلك يعني أن الوظيفة الطبيعية لمُستقبل الهرمون هو تسريع الشيخوخة |
Bunun anlamı kayıtlardan iki saatlik bölümün kayıp olduğu. | Open Subtitles | ذلك يعني أن هناك ساعتين من التسجيل مفقودة من السجلات |
Bu da demek oluyor ki, başka biri de bu miktarda zarar etti. | Open Subtitles | إذاً ذلك يعني أن شخصاً آخر كان سبب هذه الكمية المتساوية |
Bu da demek oluyor ki Bay Cevizli Şekerleme ve Kaymaklı özgürce eve girebilme yetisine sahip. | Open Subtitles | ذلك يعني أن سيد حلوى اللوز والكريم... لديه القدرة على اكتساب امكانية الدخول. |
Bence, bu turne giderek daha iyi olacak anlamına geliyor. | Open Subtitles | لذا أظن أن ذلك يعني أن الجولة ستتحسن أكثر فأكثر. |
Bu da Demek ki dünyanın her yerinde teröristlere ve tiranlara silah ve mühimmat taşıyorlar. | Open Subtitles | ذلك يعني أن ينقلون الذخيرة والأسلحة إلى طغاة وإرهابيين في جميع أنحاء العالم. |
Şimdi, bu Demek ki bütün paralar sana yatırıldı. | Open Subtitles | الآن ذلك يعني أن كل المال عليك |
Oğluma yalan söyledim, çünkü artık oğlumu korumak için yeterince yaşlıyım, ve eğer bu benim ahmak biri olduğum anlamına geliyorsa, Demek ki bu böyle kalmalı. | Open Subtitles | كذبت على إبني، لأننى الآن كبيره فى السن بما فيه الكفاية لأريد حمايته وإذا كان ذلك يعني أن أكون قاسيه عنيده إذن هذا هو الطريق الذى أنويه |
Demek ki kamyonunuz sıfır noktamız. | Open Subtitles | ذلك يعني أن شاحنتك هي تقطة الصفر |
Demek ki zavallicik hiçbir kimlik bilgisi olmadan disarida kalmis. | Open Subtitles | ذلك يعني أن المسكين بالخارج بدون هوية |
Bunun anlamı birinin onu alt ettiği, başının dertte olduğudur. | Open Subtitles | ذلك يعني أن هناك شخص ما قد سقط، ، وهو في مأزق. |
Bunun anlamı ABD ordusuna olan uluslararası güvensizlik yaşam emen uzaylılara olan korkudan çok daha büyük herhalde. | Open Subtitles | أحزر أن ذلك يعني أن الارتياب العالمي في العسكرية الأمريكية أكثر قوة من الخوف مم الأجانب مصاصي الحياة |
Derlerki Bunun anlamı, iyi gelişmiş kadınsı tarafının olmasıymış. | Open Subtitles | إنهم يقولون أن ذلك يعني أن جانبك الأنثوي الداخلي متتطور |
Eğer Bunun anlamı Bundan seninle yapmaksa, evet gerçekten. | Open Subtitles | إذا كان ذلك يعني أن أكون معك إذاً , نعم حقاً |
Bu da demek oluyor ki Russell'a sunduğum hizmet resmen bitti ve tamamen sana kaldım. | Open Subtitles | ذلك يعني أن عملي لصالح (راسل) انتهى رسمياً، ما يعني |
Bu da demek oluyor ki, dedenin ismi Thomas değil mi? | Open Subtitles | ...حسناً ، ذلك يعني أن اسم جدك توماس) صحيح ؟ |
Bu genelde olumlu olduğu gerçeğini değiştirmiyor ama bu yararların daha fazla kişi tarafından paylaşılması ve kabul edilmesi gerektiği anlamına geliyor. | TED | ذلك لا ينتقص من حقيقة أنها شيء إيجابي، ولكن ذلك يعني أن عدداً أكبر من الناس لابد أن يشارك في هذه المنافع ويتعرف عليها. |