"رأيتني" - Translation from Arabic to Turkish

• gördün
• gördüğünü
• gördüğünde
• gördünüz
• görürsen
• görünce
• görmüştün
• görmüş
• görmüşsünüzdür
• görüp
• görmen
• izledin
• gördüğüne
• gördüğünden
• görsen

Beni çıplak gördün. En azından bana bir akşam yemeği hazırlayabilirsin.
لقد رأيتني عارية، أقل ما يمكنك فعله هو تحضير العشاء لي

Sen hiç beni süslü ve giyinmiş şekilde gördün mü?
لكن هل سبق و رأيتني بملابس جيدة مع الماكياج ؟

İşine bak dostum. Benimdir dedim artık. Bana nasıl baktığını gördün.
ابتعد عنها يا رجل، لقد حجزتها فأنت رأيتني وأنا أنظر إليها

Connie'ye beni gördüğünü ve benim seni eve yolladığımı söyleyebilirsin.
حسناً، تستطيع إخبار كوني أنكَ رأيتني وأنني أرسلتك إلى منزلك

İnan bana bu gece beni gördüğünde, bira aklındaki son şey olacak
حسنا ثق بي, اذا رأيتني اليوم سيكون النبيذ اخر شئ تفكر به

O gece merdivenlerde paraları sayarken beni bir tek sen gördün.
أنتِ الوحيدة التي رأيتني أعُدّ المال على الدرج في تلك الليلة.

Havaya yükseldiğini gördüm. Arkandan koştuğumu gördün mü?
لقد رأيتك و انت تصعد في الهواء هل رأيتني و أنا أهرول خلفك؟

Ona tecavüz ettiğimi gördün mü Ken?
انا ليس هنا من اجل الاغتصاب هل رأيتني اغتصبها يا كين ؟

Ve bir grup tecavüz ederken gördün.
رأيتني لتغازل قليلا وثم رأيتني اغتصب من قبل العصابة

Belki sen de beni gördün ve bu nedenle "aramız iyi mi" diye sorup duruyorsun.
و ربما قد رأيتني انت أيضاً, و لهذا السبب تستمر بسؤالي ما إذا كنّا بخير.

Tatlım, anneyi sigara içerken gördün ya ve sigara içmenin kötü bir şey olduğunu da biliyorsun değil mi?
حبيبتي، لقد رأيتني ادخن صحيح؟ مممم وانا اعلم انك تعلمين ان التدخين ضار

Kağıt dilimleyicinizi tamir ediyordum. Beni gördün.
لأنني كُنْتُ أصلح تقاطيعك الورقية لقد رأيتني.

Beni çıplak gördün olayını unutmaya karar verdim.
مرحبا إسمع لقد قرّرت التغلّب على رأيتني بشيء سافر

Söyle bakalım, yüzümü en son ne zaman boktan halde gördün?
متى كانت آخر مرة رأيتني فيها في حالة سكر؟

Benim çeki imzaladığımı gördüğünü ve onu postacı kıza verdiğimi söyle.
أخبريها بأنِك رأيتني أوقع على الشيك ثم سلمته لفتاة البريد

- Bay Babbitt ile konuşmalısınız. Salı günü çeki imzaladığımı bizzat gördüğünü ve postaya verdiğini söyle.
أخبريها بأنِك رأيتني أوقع على الشيك ثم سلمته لفتاة البريد

"Ama söyle bana, beni bu sabah Bağdat'ta gördüğünde neden şaşırmıştın?"
لكن أخبرني لماذا بدوت متفاجئاً حينما رأيتني هذا الصباح ببغداد ؟

Ve siz benim onu tanıdığımı pek ala biliyorsunuz çünkü dün gece kulüpte onunla konuştuğumu gördünüz.
وتعرف جيداً أنني أعرفه لأنك رأيتني أتحدث معه ليلة أمس في الملهى

Beni dün giydiğim kazağı giyerken görürsen vur suratımdan gitsin.
بـ صراحة, إذا رأيتني في ثياب يوم أمس أتعرق, أضربنيفيوجهي.

Bunu yaptığımı görünce, bu düğmeye basmanı istiyorum.
إذا رأيتني اقوم بهذا أريدك أن تضغطي هذا الزر

Şaka yapmıyorun, beni daha önce görmüştün, değil mi?
لستُ أمزح, لقد رأيتني من قبل, أليس كذلك؟

Bana ne kadar tanıdık gözüktüğümü söyledin beni daha önce başka bir yerde görmüş olmalıymışsın.
أخبرتني كم أني بدوت مألوفة وأن لا بد وأنك رأيتني سابقاً بمكان ما.

Muhtemelen beni yemek saatinde filan görmüşsünüzdür.
من الأرجح أنكِ رأيتني, أسير بجانب المتحف في ساعة غدائي.

Zina yaptığımı görüp, benim kötü biri olduğumu sanıyorsunuz.
رأيتني أقيم علاقة سرية .. وافترضتِ على الفور أنني إنسانة سيئة ومدمنة مخدرات

Sanırım başka bir erkekle öpüşürken beni görmen şansımı azaltıyor.
أعتقد أنك رأيتني أقبِّل شخصاً آخر وهذا لا يدعم فرصي حقاً

Beni izledin çok kötüydüm.
رأيتني في جامعة هوارد كنت مريعاً

Beni en kötü durumumda gördüğüne göre hiç olmazsa bu kadarını yapabilmeliydim.
.لقد رأيتني في حالتي البائسة .هذا أقلُّ مايمكنني فعلهُ لمساعدتك

Beni gördüğünden eminsin değil mi... söyle bana, yarın gelip beni hiç görmediğini söylemeyeceksin, değil mi?
هل أنت متأكد من أنك رأيتني ؟ لن تأتي غداً و تقول لي بأنك لم ترني من قبل ؟

Ya beni kolumda şırıngayla görsen ve sana keş olmadığımı söylesem?
ماذا لو رأيتني غارزاً إبرة في ذراعي وقلت لكِ أنني لست مدمناً؟