"راتبه" - Translation from Arabic to Turkish

    • maaşını
        
    • maaşı
        
    • maaşının
        
    • maaşıyla
        
    • Maaş
        
    • Bajare
        
    • geliri
        
    • maaşından
        
    Sen yalnızca öğretmensin; aylık maaşını giriş ücretine harcamadın ya? Open Subtitles أنت فقط مجرد أستاذ لم يغطي راتبه الشهري مصروف أكله
    Böylece zombi olarak son maaşını istemeye dönemez. Open Subtitles و بهذه الطريقه لن يعود كزومبي للبحث عن صكِّ راتبه النهائيِ
    Devlet maaşı var, 134, 565 sterlin, başka bir şey yok. Open Subtitles لديه راتبه الوزاري فقط يحصل على 134،565 لكل عام، لكن هناك
    Yani onun asker maaşı ve benim işimden. Open Subtitles أعنى من راتبه فى الجيش بالإضافة إلى وظيفتى
    Belediye işçileri ölünce eşleri emekli maaşının üçte ikisini alır. Open Subtitles أليس هذا ما يسمونه؟ وفاة الموظف سيتي، يحق الزوج إلى ثلثي من راتبه التقاعدي؟
    Bir pilotu işten atıp onun maaşıyla yemek servisi verebilirler. Open Subtitles و بإمكانهم الإستغناء عن الطيار و إستعمال راتبه ليدفعوا ثمن الغداء
    Her cuma elçiliğe gelip maaşını alır. Open Subtitles هو يزور السفارة كل جمعة ليتسلم راتبه فقط.
    maaşını emekli sandığına devretmek istiyorum. Herhangi bir külfete katlanmadan. Open Subtitles أريد إدراج راتبه التقاعدي لدعم الصندوق وأجعل الأمر سهلاً
    9 yaşındayken,babam maaşını kaybettiği için bakkaldan hırsızlık yapmıştım. Open Subtitles عندما كنت في 9 من عمري، سرقت دكاكين البقالة لأن أبي صرف راتبه
    Değişiklik yapmak isteyen bir Camp Rock danışmanı ya da çalışanı olursa maaşını seve seve ikiye katlarım. Open Subtitles إذا كان هناك أيّ منسوبين أو موظّفون من مخيم الروك يودون أن ينضمو لنا سأكون أكثر من راغب لمضاعفة راتبه
    Ama böyle devam edemez. maaşını da kaybetti. Open Subtitles ولكن ذلك لن يدوم للأبد وبالإضافة إلى ذلك، فقد راتبه.
    Ayrıca, yıllık maaşını, en sevdiği gruplarını ve Orta Doğu'dan Orta Dünya'ya her şey hakkındaki politik tutumlarını biliyoruz. Open Subtitles لدينا أيضا راتبه السنوي، فرقه المفضلة، و مواقفه السياسية
    Eğer maaşı artıramazsak, güçlü adayların ilgisini çekemeyiz. Open Subtitles لا يُمكننا رفع راتبه .لا يمكننا جلب مرشّح أسود قويّ
    Şimdi sadece maaşı var ve sinemaya bile gidemiyoruz Open Subtitles الان انه يعيش على راتبه لم نعد نذهب الى السينما
    Üstüne üstlük maaşı reytinglere göre veriliyor. Open Subtitles بالاضافة,أن راتبه مقيدٌ بمعدلات المشاهدة.
    Sadece bu adama bir kaç yüz dolar önerdi çünkü maaşının olması gerektiği kadar olmadığını biliyordu. Open Subtitles جلَ مافعلته هو عرضها على هذا الرجل بعض مئات من الدولارات لأنها تعرف أن راتبه لا يقضي حاجته
    NBA şu an grevde, onunla maaşının %75'ine falan anlaştık. Open Subtitles و هو مضرب عن اللعب لدى فريقه عندها عقدنا أتفاق معه نفس نسبة راتبه الأصلي ولكن 75 بالمية منة
    maaşının çoğunu burnuna harcadığını düşünüyoruz. Open Subtitles لم يكن لديه برد نعتقد أن أغلب راتبه يذهب من أجل أنفه
    Polis maaşıyla bunu idare etmek zor olsa gerek. Open Subtitles من الصعب أن يسدد ذلك من راتبه كشرطي فقط.
    Biri Maaş makbuzunu fotokopi makinasının üzerine bırakıyor ve herkes birbirine bağırmaya başlıyor. TED يتركُ أحدهم ورقة بيان راتبه على آلة الطباعة، وفجاةً يصرخُ الجميع على بعضهم البعض.
    Bu çok yüksek Bajare Open Subtitles -أن راتبه مرتفع للغاية -معه حق، جميعهم كذلك
    Fred Vaughan'ın da yıllık geliri için sevilmek istememesi kadar. Open Subtitles كما تحبين فريد فون من اجل راتبه 40000في السنه
    Yaşayacak bir yere de ihtiyacı var, belki bodrumda kalmasına izin verir ve maaşından kirasını düşeriz, ne dersiniz? Open Subtitles وهو أيضاُ ليس لديه مكان يعيش فيه لذا مارأيكم أن نسكنه بالبهو ونقتطع من راتبه الإيجار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more