Hayatını kurtardığınız çocuk muhtemelen aşı olmamıştır... yabancılarla dolu bir arabada seyahat etmesindense... benim gözetimim altında daha güvende olur. | Open Subtitles | الطفلة التي أنقذت حياتها لم تكن كذلك كما أظن لكني أعتقد أنها أكثر أماناً في رعايتي من سفرها في عربة مغلقة مع غرباء |
At benim gözetimim altındayken kaçtı, oğlunun ölümünden beni sorumlu tutabilirsin. | Open Subtitles | الحصان هرب من رعايتي ربما تحمل مسؤولة الطفل ضدي |
Benim korumam altında haritayı takip edin, sizi nereye götürürse. | Open Subtitles | إتبعا الخريطة، وانظرا إلى أين ستؤدي بكما تحت رعايتي |
Bu da demek oluyor ki, artık benim himayem altındasınız. | Open Subtitles | هذا يعني أنكنّ ومنذ الآن تحت رعايتي |
Bakımım altındaki küçük bir çocuğun hayatını kurtarmayı başaramadım. | Open Subtitles | فشلت في إنقاذ ذلك الطفل الذي كان تحت رعايتي. |
Çünkü babam ona göz kulak olmamı istedi. Ve omuzlarına böyle bir yük bindirmek istemedim. | Open Subtitles | لأنه طلب منها رعايتي دومًا، ولم أرد تحميلها بذلك العبء. |
Ben de sizinle çabalayacağım... çünkü siz buradayken ruhunuz benim gözetimimde. | Open Subtitles | و سأحاول معكِ .. طالما روحكِ تحت رعايتي بينما أنتِ هنا. |
Seni kanatlarımın altına almama karşılık pek de minnettarca bir hareket değil. | Open Subtitles | حسنا، هذا ليس في غاية الإمتنان منك من بعد أن وضعتك تحت رعايتي |
Seni seviyorum anne. Benimle ilgilendiğin için sağ ol. | Open Subtitles | أحبكِ ماما شكراً لكِ على رعايتي |
Bir kaç haftadır onun tedavisiyle ilgileniyorum. | Open Subtitles | {\pos(195,225)} لقد كان تحت رعايتي الآن لعدّة أسابيع |
Benim gözetimim altında. | Open Subtitles | حسناً، إنها تحت رعايتي عاجلاً أو آجلاً ستضطر لإخلاء سبيلها |
17 yılınızın çoğunda benim gözetimim altındaydınız çünkü. | Open Subtitles | كنتَ تحت رعايتي هناك لمعظم سنواتكَ السبعةِ عشر. |
Burada yetkin yok. Bu hasta benim gözetimim altında artık. | Open Subtitles | ليست لديك أى سلطة هُنا ، تلك المريضة تحت رعايتي الآن |
Mavi Prenses benim korumam altında güvende. | Open Subtitles | الأميرة الزرقاء آمنة تحت رعايتي |
10 yıl önce küçüktün, seni korumam gerektiği için Castor onu ele vermeyeceğimi biliyordu. | Open Subtitles | (كاستور) علم بأني لم أكشفه قبل عشر أعوام مضت وبحوزتي طفل تحت رعايتي |
Lakin şansıma kendisi hala benim himayem altında. | Open Subtitles | لكنني محظوظ، إذ لا زالت تحت رعايتي |
Kimsenin efendisi değilim ama Craigrostan civarında yaşayan iki yüz insan benim himayem altındadır. | Open Subtitles | لا أحد، سيدي، لكن ثمة 200 شخص يعيشون بالقرب من (كريغراستان) تحت رعايتي. |
Bakımım ve beslenmemle ilgilenmen için sana dolgun bir maaş ödüyorum. | Open Subtitles | أنا أدفع لك راتباً سخياً لكي تتولى مسئولية رعايتي وإطعامي |
- Benim göz kulak olunmaya ilgilenilmeye veya bakılmaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لستُ بحاجة لأن تتم حمايتي أو رعايتي أو الإهتمام بي. |
O benim gözetimimde. Ben federal bir kurumum. | Open Subtitles | انه تحت رعايتي لقد عينت مؤقت في المباحث الفيدرالية |
Keşke ben de kanatlarımın altına alabileceğim cerrahi tutkunu bir öğrenci bulabilsem. | Open Subtitles | أتمنى أن أجد فحلاً يريد أن يكون جراحاً لأخذه تحت رعايتي |
Joe, benimle bu kadar ilgilendiğin için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | أريد أن أشكرك على رعايتي |
Artık seninle ben ilgileniyorum, Reddington. | Open Subtitles | " أنت في رعايتي الآن يا " ريدينجتون |
Benim himayemde olduğun sürece benim kurallarıma uyacaksın. | Open Subtitles | طالما تعيشين تحت رعايتي سوف تتبعين قواعدي |