| Rahatsız edici ve umutsuzca romantik. Kelimelerin anlamlarının, hakkını veriyor. | Open Subtitles | إنه حزين , رومنسي بلا أمل , بأفضل معنى للكلمة |
| Bu iyi fikir. Spor salonu olduğu için romantik olmaz. | Open Subtitles | نعم، انها فكره جيده انه نادي رياضي، ليس مكاناً رومنسي |
| Ya romantik bir kitapsa ya da ikisinin çerçeveletilmiş bir fotoğrafıysa. | Open Subtitles | ماذا لو أنها كتاب رومنسي أو ,انها صورة لأثنينهما في أطار؟ |
| Bir kitapta romantik bir yazı ve bir şampanya tıpası buldun. | Open Subtitles | حسناَ لديك وصف رومنسي على كتاب وسدادة غطاء شمبانيا |
| Ne zaman romantik bir yemeğe çıksak, bir telefon geliyor ve "Çalışmam lazım, bebeğim. | Open Subtitles | في كل مره نذهب إلى عشاء رومنسي يرن هاتفه .. |
| Herkez ilk seferinin özel ve... romantik bir yerde olmasını ister. | Open Subtitles | كل شخص يريد اول مره له يفعلها خاصه جدا في مكان رومنسي مثل ايرلندا او عالم ديزني |
| Ne romantik. Onlar da bunun bir parçası olmak istiyorlar. | Open Subtitles | إنه رومنسي, وهم يريدون أن يكونوا جزء من ذلك |
| Bu şimdiye olmuş en romantik şeydi. | Open Subtitles | لقد كان بمثابة أفضل شيء رومنسي على الإطلاق |
| Yazın biraz daha romantik olurdu ya da donma noktasında olmadığımız herhangi bir zaman. | Open Subtitles | الأمور رومنسي أكثر قليلا في الصيف أو أي وقت ليست الأجواء فيه تحت درجة الصفر |
| Monica'yı Vermont'da romantik bir otele götürüyorum. | Open Subtitles | لا، سأصطحب مونيكا إلى منتجع رومنسي في فيرمونت. جيّد. ممتاز. |
| Kazandığımız ilk dolar. romantik, değil mi? | Open Subtitles | أوّل دولار كسبناه هنا إنّه رومنسي , أليس كذلك ؟ |
| - Bekle. Bu gece öğreneceksin. Akıllara durgunluk veren romantik yemeğimiz, randevumuzdan vesaire sonra. | Open Subtitles | ستعرفينه الليلة بعد عشاءً رومنسي بعد موعد وتقبلينه |
| "Bin gezegenden çocuklar öldürürüm sadece gülümsemeni görmek için." bu hayatımda duyduğum en romantik şey, | Open Subtitles | أود قتل أطفال ألف كوكب فقط لأرى إبتسامتك هذا أكثر شيء رومنسي سمعته |
| Vay, Michael, böyle bir romantik hiçbir fikrim vardı. | Open Subtitles | رائع ، مايكل ، لم يكن لي أي فكرة كم أنت رومنسي |
| Herkez ilk seferinin özel ve... romantik bir yerde olmasını ister. | Open Subtitles | كل شخص يريد اول مره له يفعلها خاصه جدا في مكان رومنسي مثل ايرلندا او عالم ديزني |
| Şöyle bir şey istiyorum; hem romantik hem de biraz tehlikeli olsun. | Open Subtitles | إليك ما أريد أريد شيء رومنسي لكن فيه القليل من الخطورة |
| romantik ve tehlikeli... Tekno banyoyu önerebilir miyim? | Open Subtitles | رومنسي و خطر ,هل لي أن أقترح حمام تكنلوجي |
| Mum ışığında yenen romantik bir akşam yemeği, İkimiz, baş başa. | Open Subtitles | عشاء رومنسي مضاء بالشموع فقط نحنُ الإثنان |
| Tanrım, ne kadar romantiksin. | Open Subtitles | رباه أنت رومنسي جدا للعلم سيد هيك |
| Bence söylediğin şey çok romantikti. | Open Subtitles | أعتقد أن ما قلته للتو رومنسي للغاية |
| Çok romantik ve duygusal biri. | Open Subtitles | انه رومنسي جداً ، وحساس |
| 'onunla 14,000 romantizm yapmak istiyorum.' | Open Subtitles | 'أريد أن أفعل 14,000 شيء رومنسي عليه. ' |
| romantiğim ben. Mesela bu sabah | Open Subtitles | أنا رومنسي ذلك الشيء هذا الصباح |
| Çok romantikmiş. Bütün hikayenizi dinlemek istiyorum. | Open Subtitles | هذا رومنسي جداً أريد أن أسمع كل شيء عن المغازلة |
| - Paul's Cafe. Harika yemekleri vardır. Ve gerçekten romantiktir. | Open Subtitles | مطعم (بول) لديه طعاماً رائعاً والجو رومنسي جداً |