| Sadece getireceğim şey için paraya ve gitmek için arabaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكني بحاجة لسيارة للوصول إلى الحفلة وبعض المال لشراء الشيء الذي سأحضره |
| Oğlunu getireceğim, evine getireceğim, bundan eminim. | Open Subtitles | سوف أحضر لك ابنك ، سأحضره إلى البيت ، بالتأكيد سوف أفعل ذلك |
| - Ben sana getiririm. Sen rahatına bak, ben alırım. Çalışma odasında, değil mi? | Open Subtitles | لا عليكِ ، سأحضره بنفسي من حجرة المكتب ، أليس كذلك ؟ |
| Neye ihtiyacım olursa alırım. | Open Subtitles | ..لا داعي للقلق ..إذا إحتجتُ لشئ سأحضره بنفسي |
| Asıl istediğinin ne olduğunu söyle, sana onu getireyim. - Söz veriyorum. | Open Subtitles | حسناً حسناً قل لي ما الذي تريده حقاً و سأحضره لك أعدك |
| Her şey çok açık şekilde yazıyor ama daha derinden incelememiz için Getiriyorum. | Open Subtitles | أمر واضح للغاية، سأحضره لكي نتمكن من مراجعته مع تفتيش تام |
| Daha yeni geldi. Ama onlara getireceğim dedim. Hep işleri yapması için Peter'ı gönderiyorlar. | Open Subtitles | لكني أخبرتهم إنني سأحضره لقد أمروني بأحضاره، فأخبرتهم إنني سأفعل |
| "Bir gün onu buraya getireceğim, ve bu hurdaya çıkmış çiftliği şekle sokacağız!" | Open Subtitles | سأحضره الي هنا في يوم من الأيام و سنعيد بناء هذه المزرعة |
| Humus ve pide var aşağıda, şimdi getireceğim. | Open Subtitles | لدينا بعض الخبز المحمص في الطابق السفلي سأحضره لكِ |
| Onu buraya getireceğim ve onu ne kadar sevdiğini söyleyeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | سأحضره و أريد منكِ أن تخبريه مدى حبكِ له، اتفقنا؟ |
| - Özel sos bitti. - Ben alırım. | Open Subtitles | أتعرفين لقد نفذ ما لدينا من الصلصة الخاصة سأحضره |
| Ben yalnızca cep telefonunu unuttuğumu söylemek istedim, ...ama yarın alırım. | Open Subtitles | أردتُ أن أخبركِ أني نسيتُ هاتفكِ ولكنت سأحضره غدًا |
| Bacon kalmamış, bir dahakine alırım. | Open Subtitles | لقد نفذ اللحم المقدد. سأحضره لك المرة القادمة. |
| - Ben onu getiririm anne. Bobby! - Hep böyle oluyor. | Open Subtitles | سأحضره يا أمى ، بوبى - هذا دائما ما يحدث - |
| Bana güvenin, çocuğu tanıyorum! Yani, ben getiririm. | Open Subtitles | ثق بي، إني أعرف ذلك الفتى أقصد بأني سأحضره |
| Hadi izin ver de gidelim, evde yanlızım bu gece. Yarın akşam getiririm. | Open Subtitles | دعيه يأتي معي , سأكون وحيده الليله سأحضره مساء الغد |
| Elimdekileri getireyim. Panzehir sizi şimdilik bağışık tutacaktır. | Open Subtitles | .سأحضره عندما أصنعه .سيحميك المضاد أثناء ذلك |
| Dinle, tam olarak ne istediğini söyle, onu yerine getireyim. | Open Subtitles | حسناً حسناً قل لي ما الذي تريده حقاً و سأحضره لك أعدك |
| - Evet her şey yolunda. - Onu eve Getiriyorum. | Open Subtitles | سأحضره معي إلى المنزل للزيارة |
| Yok. Sorun değil. Ben hallederim, Dorota. | Open Subtitles | لـاـ ، لـاـ بأس سأحضره بنفسي ، دوروتا |
| Dosya odasında, senin için onu Sonra alacağım... | Open Subtitles | إنّه في غرفة الملفات. سأحضره إليكِ لاحقاً. لاحقاً؟ |
| Gerçek bir bilgi edindiğimde sana getireceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | ،أخبرتك ذات مرة، بمجرد الحصول على معلومات حقيقية سأحضره إليكِ |
| Hemşirelerimiz biraz meşgul gibi görünüyorlar ama biraz beklerseniz ben gidip getirebilirim. | Open Subtitles | يبدو أنّ ممرّضاتنا مشغولات لكن إن لم تمانعي الانتظار، سأحضره لكِ بنفسي |