Bu bir hataydı. Gençtim. Bu konuda tüm söyleyeceğim budur. | Open Subtitles | لقد كانت غلطة و كنت شابا وهذا كل ما سأقوله |
Nasıl her seferinde benim söyleyeceğim şeyi önceden tahmin edebiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تتمكن دائما من معرفه ما سأقوله قبل أن أقوله؟ |
Bu düşündüğümden daha sert olacak. Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | سيكون ذلك أصعب من ما تخيلت لا أعلم كيف سأقوله |
Benim iyi gün dostlarına ihtiyacım yok diyeceğim yarın sabah! | Open Subtitles | لا ، لا أحتاج لمصادقتك هذا ما سأقوله غداً صباحاً |
Burada bulunan herkes birazdan söyleyeceklerimi can kulağıyla dinlesin. | Open Subtitles | لعل جميع الحاضرون اليوم يصغون بعناية لما سأقوله |
Bunu söylemek, kulağa acımasızca gelebilir ama keşke önce babam ölseydi. | Open Subtitles | قد ابدو متحجرة القلب بما سأقوله ولكن كنت أفضَل أن يكون هو من مات أولاً |
Biliyorum ki, söyleyeceklerim bu odadan dışarı çıkmayacak. Varşova. | Open Subtitles | و أعلم أن ما سأقوله سيُدفن في هذا المكان و لن يخرج |
Daha önce söylediğimi tekrar söyleyeceğim ki bunu sen söyleyemezsin. | Open Subtitles | ما قلته آنفاً سأقوله مجدداً وهو شيء لا تستطيعين ترديده |
Şimdiden itibaren size söyleyeceğim her şey temel olarak sadece hemen hemen benzer olan aileleri kıyaslamak olacak. | TED | كلّ ما سأقوله من هنا فصاعدا يقارن فقط العائلات المتماثلة تقريبا. |
Şimdi size en önemli kısmı söyleyeceğim. | TED | الآن ما سأقوله لكم هو الجزء الأكثر أهمية. |
Bilmelisiniz ki, son birkaç gündür konuşmama hazırlanırken ne söyleyeceğim konusunda ve gördüğünüz bu büyüleyici insanların hepsiyle aynı sahnede olmamdan ötürü iyice tedirgin olmaya başlamıştım. | TED | إذن، على مدى اليومين الماضيين وبينما كنت أعد خطابي، أصبحت متوترة أكثر وأكثر بشأن ما سأقوله وبشأن الوقوف على نفس المسرح مع كل هؤلاء الأشخاص المذهلين. |
Ve bana "ne söyleyeceğim" yazmamı söylediler | TED | و قالوا بأنه يمكنني فقط أن اكتب ما سأقوله لاحقاً، |
Burada ne söyleyeceğimi aylardır kurgulamaya çalışıyorum. | TED | كنتُ أحاول إيجاد ما سأقوله هنا منذ شهور. |
Söyleyecek çok şey var. Ne söyleyeceğimi düşünmem gerekiyor. | TED | لدي الكثير لأقوله. يجب علي التفكير بما سأقوله |
- Hayır, yapamam. Ne diyeceğim ki? - Doğruyu söylemen yeter. | Open Subtitles | أوه كلا ,مالذي سأقوله له فقط أخبريه الحقيقه |
Bir an düşündüm de, söyleyeceklerimi senin de duyman iyi olacaktır. | Open Subtitles | غيرت رأيي، أعتقد من الأفضل أن عليك الاستماع لما سأقوله |
Bak oğlum, bunu söylemek biraz acı, biliyorum ama burada kardeşinden daha başka şeyler söz konusu. | Open Subtitles | انا اعرف يا بني قدر مرارة ما سأقوله و لكن هناك أشياء هنا أهم من اختك |
söyleyeceklerim bu odada kalacak. Kabul ederseniz, Fanucci'ye vermek üzere bana 50'şer kağıt verin. | Open Subtitles | ما سأقوله الآن يجب أن يبقى سراً داخل هذه الغرفة |
Aslında kapıyı bize açtığınızda ben de tam bunu söyleyecektim. | Open Subtitles | سيدتي .. هذا ماكنت سأقوله لكِ عندما فتحتي الباب لنا |
Babanın kim olduğuna dair bir kanıt bulabilir misin diyecektim ama, boş ver. | Open Subtitles | كلا, كنت سأقوله, تجدين دليل على هوية الأب, لكن أنسي الأمر |
söylemem gerekeni kapsayacak... - ...köpek şifresi olduğuna emin değilim. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنّ هنالك شفراتٌ كافية لما سأقوله لك .. |
Seni daha iyi hissettirecekse söyleyeyim ben de zaman zaman yalnızlık çekiyorum. | Open Subtitles | لو كان ما سأقوله سيهون عليك الأمور، أنا أيضاً أشعر بالوحدة أحياناً. |
Ve tanrıya ne söylemem gerekiyorsa ya bizzat söylerim ya da söylemem. | Open Subtitles | ومهما كان عليّ قوله للقدير سأقوله له بنفسي أو لا أقوله أبداً |
Ne dersem diyeyim faydası olmayacak. Biliyorum. | Open Subtitles | لا شىء سأقوله لك يجعلك تغفر لي انا اعلم هذا |
Evlat, önce babanı araman gerektiğini söylüyorum. | Open Subtitles | بني ، كل الذي سأقوله لربما أنت يجب أن تتحدث الى أباك أولاً |
Beni dikkatli dinle... kelimelerimi özenle seçer, söylediğim bir şeyi asla tekrarlamam. | Open Subtitles | أصغوا جيدا لما سأقوله لأنني اخترت كلماتي بعناية و لن أكرر كلامي |
Annen hakkında söyleyebileceğim tek bir şey var birlikteyken çok gülerdik. | Open Subtitles | أعني, هناك شيء واحد سأقوله حول أمك كُنا نتعالى بالضحك عالياً |