| Sorularını cevaplamayı reddediyorum. Satranç oynamayacaksan, ben mektup yazmaya gidiyorum. Sen de yat. | Open Subtitles | انا ارفض الأجابة على اى اسئلة اخرى, لو لن تلعبى الشطرنج, ساذهب لفراشى |
| Ben bu yöne gidiyorum, sen diğer 3 yönden birini seçebilirsin | Open Subtitles | انا ساذهب من هنا وانت اختار من بين الثلاثة اتجاهات الاخري |
| Babamı oyalayabilir misin tatlım? gidip biraz annemle konuşmam lazım. | Open Subtitles | ايمكنك ان تشغل والدى قليلا ساذهب للتحدث قليلا مع والدتى |
| Duruşmaya bir saatten az kaldı, gidip kıza haber versem iyi olacak. | Open Subtitles | الجلسة بعد اقل من ساعه اعتقد بأنني ساذهب لأخبرها بانها ستقوم بها |
| Kendi babam bile sevmiyor bunu. Anla artık. Cehenneme gideceğim. | Open Subtitles | حتى والدي لا يحبني واجهي الامر ، ساذهب الى الجحيم |
| Oh, ben birazdan giderim. Hala aramam gereken insanlar var. | Open Subtitles | ساذهب خلال لحظات ، مازال لدي بعض المكالمات التي أفعلها |
| Belki PX'den bir şeyler alabilirsin. Haydi, Bende seninle geliyorum.. | Open Subtitles | ربما امكننا ان نحصل على شئ من متجر الوحده هيا بنا , ساذهب معك |
| Bana gemide, "Eve, kocama bebeğimizi göstermeye gidiyorum." demişti. | Open Subtitles | قالت لي على السفينة، ساذهب إلى البيت ليرى زوجي الطفل الرضيع. |
| İşe gidiyorum. Eve gitsen iyi olur. | Open Subtitles | ساذهب الى العمل من الافضل ان تذهبى الى البيت |
| Tamam, şimdi gidiyorum ve vuracağım sonrasında beni rahat bırakacaksın? | Open Subtitles | حسنا .. ساذهب ولكن بعد ذلك عليك ان تتركني وحدي. أتسمع؟ |
| Kahve bitmiş. Bir şeyler almaya gidiyorum. | Open Subtitles | نفذت القهوه من عندك ساذهب لاحضار بعضا منها |
| Çocuklar burada kamp kursun. Ben gidip iz arayacağım. | Open Subtitles | اجعلم يقيمون معسكرا هنا ساذهب لتفقد الاثر |
| Ya da belki Meksika'ya gidip kovboy olurum. | Open Subtitles | لو ربما ساذهب الى المكسيك واصبح راعي بقر |
| İIk ateşi askerler açmayacak... ama ben gidip tüfeğimi alacağım... ve seninle savaşmaya geleceğim. | Open Subtitles | سوف لن يطلق الجنود النار اولا ولكن ساذهب واجلب بندقيتي واعود كي اقاتلك |
| Şey, bunu gidip ön büroya, soracağım. | Open Subtitles | حسنا ساذهب لاستفسر في الاستعلامات للمعلومات |
| Zaten gideceğim çünkü sonra bir anlamı olabilir. | Open Subtitles | انا ساذهب باى حال لانه ربما لم يعد يعنى لى شئ فى وقت لاحق |
| Bu yaz Osaka'daki kursa gideceğim. | Open Subtitles | ساذهب الى مدرسة تأهيلية في اساكا هذا الصيف |
| - Okula gideceğim. Belki sonra biraz daha mantıklı olursun. - Ben 37.ciyim ! | Open Subtitles | ساذهب الى الجامعه, ربما لاحقا ستكون اكثر عقلانيه |
| Ben de yine de cehenneme giderim çünkü kefareti satın alamazsın. | Open Subtitles | و مازلتُ ساذهب للجحيم لانك كما تعلم، لا يمكن شراء الإستشهاد. |
| Olduğu... yerde kalmasını söyle, hemen geliyorum yanına. | Open Subtitles | ماذا يقول ؟ اخبريه ان يبقى بمكانه وانا ساذهب اليه |
| Tamamdır. Okula dönmeden önce Büyükbabamı ziyaret edeceğim | Open Subtitles | حسنا , ساذهب لرؤيه جدى قبل ان أعود الى المدينه الجامعيه |
| Madem bu kadar iddialısın bir dahaki sefere ben de seninle geleceğim. | Open Subtitles | إذا كنت مصرا على ذلك ساذهب واسترق النظر معك في المرة المقبلة |
| Bu arada ben de Genel Arşive gideyim. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، ساذهب بالأسفل إلى السجلات العامة |
| Tamam, şimdi gitmeliyim, ama seninle resmi olarak tanışmak güzeldi! | Open Subtitles | اعتقد اننى ساذهب الان ولكن كانت مقابلتك رسيما افضل |
| Harika olurdu ama benim ultrasona gitmem lazım. | Open Subtitles | يبدو جيدا لكنى ساذهب الى الاشعة التلفزيونية |