"ستأخذه" - Translation from Arabic to Turkish

    • alacak
        
    • alacaksın
        
    • götüreceksin
        
    • götürecek
        
    • götürdüğünü
        
    • götürüyorsun
        
    • kadar uzun sürer
        
    Ve Kansas gelen küçük bir kız bunu elimden alacak! Open Subtitles مجرد فتاة صغيرة قادمة من "كنساس" ستأخذه مني
    - Salatayla alacak. Open Subtitles بل ستأخذه مع السّلطــة.
    Sensör kablolarımdaki sorunu gidereceksin ve sadece 20 dolar mı alacaksın? Open Subtitles هل ستخوض فى كل هذه المشكلة لإصلاح أسلاك مُستشعر الحرارة لدىّ وكل ما ستأخذه هو 20 دولار ؟
    Kırmızıyı getirdiklerinde, alacaksın ve ardına bile bakmadan kaçacaksın. Open Subtitles أنت ستأخذه , و ستهرب بـسرعة فائقة
    Başka bir yere gidemezsin çünkü kaçmak istediğin şeyi de yanında götüreceksin. Open Subtitles لا يمكنك الذهاب لمكان آخر لأن الشيئ الذي تود أن تهرب منه ستأخذه معك
    Çocuğu alıp arabaya bindir. Kızım onu hastaneye götürecek. Open Subtitles خذ الطفل للآسفل وأحضر السيارة أمام المنزل أبنتى ستأخذه للطبيب
    Onu eve, ona, götürdüğünü sanmıştım. Open Subtitles خلتُ أنك كنت ستأخذه معك للمنزل
    Yanında sadece bunları mı götürüyorsun? Open Subtitles -أهذا كل ما ستأخذه معه؟
    Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. Open Subtitles أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها.
    Onu Stine alacak diye biliyorum. Open Subtitles توقعت ستين ستأخذه اليوم
    - Salatayla alacak. Open Subtitles بل ستأخذه مع السّلطــة.
    Gerçekten alacak mısın? Open Subtitles هل فعلاً ستأخذه ؟
    Eve gittiğimiz zaman geri alacaksın, tamam mı? Open Subtitles ستأخذه عندما نعود للمنزل، اتفقنا؟
    Ama biliyorum, alacaksın. Open Subtitles ولكني أعرف أنك ستأخذه
    - Onu rehine olarak mı alacaksın? Open Subtitles ماذا ستفعل ، ستأخذه رهينة ؟
    Ne yapmak istediğini söylemesine bakmadan, onu yine de götüreceksin, değil mi? Open Subtitles إذاً، أياً يكن ما سيقول أنه يريد فعله أنت ستأخذه معك على أية حال؟
    Yapmak istediğine bakmadan onu alıp götüreceksin, değil mi? Open Subtitles إذاً بغض النظر عن قراره، أنت ستأخذه على أية حال
    Sadece mezarıma ne götürüyorsam, sen de kendininkilerini götüreceksin. Open Subtitles فما سأخذه الى قبرى ستأخذه أنت كذلك.
    Bu onu, Yunan dünyasının bir ucundan diğer ucuna ve hatta ötesine götürecek ve efsanenin ardındaki gerçeklere ışık tutan gerçek deliller bırakacak bir yolculuk olacaktır. Open Subtitles انها رحلة ستأخذه عبر العالم اليونانى وما خلفه وتترك أثراً من أدلة حقيقية ..التى ستلقى ضوء جديد عن الحقيقة خلف الأسطورة
    Bir saat sonra diplomatik bir helikopter onu Osdorp binasından alarak bir jete götürecek. Open Subtitles خلال ساعة من الآن ستأخذه طائرة عمودية ديبلوماسة من أملاك اوسدورب إلى طائرة نفاثة بالانتظار.
    Eğer oğlanı getirirsen, onu Doğu'ya götürecek bir tekne olacak. Open Subtitles إن جلبت الغلام ستأخذه مركب إلى الشرق
    Marti, polisin onu nereye götürdüğünü bul. Open Subtitles ! مارتي "، إعرف أين ستأخذه الشرطة
    Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. Open Subtitles أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more