Eminim ki anlayacaksın ne yapmak istediğimi ve neyi yaratmak istediğimi. | Open Subtitles | لذا أنا واثق من أنك ستفهم الذي سأقوم بفعله وماذا سأحقق |
Eminim ki anlayacaksın ne yapmak istediğimi ve neyi yaratmak istediğimi. | Open Subtitles | لذا أنا واثق من أنك ستفهم الذي سأقوم بفعله وماذا سأحقق |
Eh o zaman bizi anlarsın. Bize bir iki saat ver. | Open Subtitles | حسنا، إذن ستفهم أنت يجب أن تعطيني ساعتين |
Endişelenme çok kalmayacağız. anlayacaktır. | Open Subtitles | لا تقلقى , لسنا مضطرين لان نمكث طويلا انها ستفهم |
Anlatabileceğimi sanmıyorum. Senin de Anlayacağını. | Open Subtitles | أنا أشك أني أستطيع توضيح الأمر وأشك أنك ستفهم |
Karımı tanıdıysa anlar. | Open Subtitles | ستفهم الأمر لو عرفت زوجتي فحسب |
Ama orada ufak bir kız öldüğünden, sen de benim yapmam gerekeni anlayacaksın. | Open Subtitles | ،ولكن هناك أحد يموت فتاة تنتظر هذه الكلية إذاً, أنت ستفهم ما أفعله |
Artık bir yargıca ihtiyacımız olmadığını anlayacaksın. | Open Subtitles | أنت ستفهم نحن لا نحتاج حقا قاض على أية حال. |
Taş çekicini gördüğünde anlayacaksın. | Open Subtitles | هل قلت شئ غريب؟ ستفهم عندما ترى مطرقة الصخور |
Ve o zaman anlayacaksın, zafere giden kutsal yolu ben izliyorum. | Open Subtitles | وحينها ستفهم بأنّني بالفعل أتبع السبيل المقدّس، سبيل النصر |
Fakat kendine hissetme izni vermezsen diğer insanların ne hissettiklerini nasıl anlayacaksın? | Open Subtitles | لكن إذا أنت لم تستطع أن تعترف بما تشعر ، كيف ستفهم متى الآخرين يشعرون؟ |
Bunları büyüdükten sonra daha iyi anlayacaksın. "Arabayı süsleyelim." "Kınayı da yakalım." | Open Subtitles | ستفهم ذلك عندما تكبر عمي هذا يعني ان الزواج غدا |
Öyleyse Chicago'ya niye gideceğini de anlarsın. | Open Subtitles | لأنّ ذلك يعني أنّك ستفهم لماذا ستأخذ تلك الرّحلة إلى شيكاغو. |
Büyüyünce erkekler nasıl iş yapar belki anlarsın. | Open Subtitles | ربما عندما تنضج، ستفهم كيف يدير الرجال الأعمال |
Jake, sen de günün birinde anlarsın. | Open Subtitles | ألين، أنت تعرف ماذا أعني وجيك، أنت ستفهم يوماً ما |
Oh. Eminim Amanda anlayacaktır. | Open Subtitles | اوه حسنا انا متأكدة بأن أماندة ستفهم ذلك |
Ona senin için büyük bir gece olduğunu söylemeye çalıştım Dean ve ...ona başka bir zaman gelmesini söyledim ama bir iş olduğunu söylememi ve senin ne olduğunu Anlayacağını söyledi. | Open Subtitles | حاولت إخباره بأهمية الليلة لك وطلبت منه العودة في وقتٍ لاحق لكنّه طلب مني أن أخبرك أن لديه مهمة وقال أنك ستفهم معنى هذا |
O anlar ne demek istediğimi. Üzülme, unutmam. | Open Subtitles | ـ ستفهم ما أعني ـ لاتقلق ، لن أنسي |
Sıradan bir baba olsaydın, bunu anlardın. | Open Subtitles | لك أنت أيضا لو كنت أبا معتدلا ككل أباء الآخرين كنت ستفهم هذا |
Ve nihayet zavallı Buddy hakkında anlamanız gerekenleri anlayacaksınız. | Open Subtitles | ثم ستفهم مهما يمكن أن تفهم عن المسكين هذا |
Düşünüyordum da sana sormak istediğim bir şey var ama benim hakkımda bir şeyler bilmeden soruyu anlayabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أفكّر.. هناك شيء أودّ أن أسألكَ إيّاه.. لكنّي لا أعتقدكَ ستفهم أسبابي إلا لو عرفتَ بعض الأشياء عنّي. |
Öyleyse cesetleri yoldan çekip kimsenin göremeyeceği bir yere götürmeni söylediğimde anlayışla karşılarsın. | Open Subtitles | إذن، ستفهم حينما أخبرك بأن تزيح هذه الجثث من الطريق فى مكان لا يستطيع أحد قطّ العثور عليها |
Hiç çocuğun olmadığı halde benim acımı nasıl anlayabilirsin? | Open Subtitles | كيف ستفهم ألمي وأنت لم تنجب ولداً أبداً؟ |
diye düşünürsünüz. Ama eğer ''Henüz değil.'' notunu alırsanız, öğrenme eğrisi üstünde olduğunuzu anlarsınız. | TED | و لكن اذا اخذت علامة: ليس بعد ستفهم انك في طريق التعلم. |
Bunu anlamanı beklemiyorum ama bir çeşit şey oluyor hoşa gitmeyen olmakta da bir güç vardır. | Open Subtitles | حسنا لم اكن اتوقع انك ستفهم ذلك .. لكن هناك نوعا ما قوة .. في كونك |
Tanışsaydınız ne demek istediğimi anlardınız. | Open Subtitles | حسناً، سيّدي، ستفهم ماذا أعني إن قابلتها. |