Kırk yıl önce bizlere tanıdık gelen şeyler -- nesiller arası hikâye aktarımı -- şimdi zorlaştı. | TED | ماكان شائعاً بيننا عبر ال40 عاماً الماضية أن سرد الروايات بين الأجيال أصبح نادراً الآن. |
İnteraktif hikâye anlatımı anlatı tarzımızda bir devrim. | TED | شكلت رواية القصص بطريقة تفاعلية ثورة في أسلوب سرد القصص. |
Hikayaler anlatmaya alışıktım ama asla kendim için böyle bir son hayal etmemiştim. | Open Subtitles | كنت أحلم في سرد القصص، لكن لم أكن أحلم أن قصتي ستنتهي هكذا. |
Eğer iyi bir hikâye anlatıcısı iseniz ve gökyüzünü takip ederseniz, yıldızın ne zaman kaybolacağını bilirsiniz, böylece yıldız parlak iken hikâyenizi anlatmaya başlayabilir ve hikâyede Perseus'un gözü çaldığı bölüme geldiğinizde gökyüzünü işaret ederek "Bakın, kayboldu." diyebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا كنت راو بارع، وواصلت متابعة النجم، ستعلم وقت اختفاءه، لذا بإمكانك سرد قصتك بينما النجم ما يزال متألقاً |
Çünkü seninle yataktayken üzücü hikâyeler anlatmayı istemiyorum. - Bu ne zaman oldu? | Open Subtitles | لأنني لا أريد سرد القصص الحزينة معك في السرير؟ |
Ve anlatmak istediğime karar verdim,... ...bir hikaye anlatmak istiyordum... ...ama yinede kendi hikayelerimi anlatmak istiyordum. | TED | وقررت أنني أريد أن أسرد القصص، ولكن ما زلت أرغب في سرد القصص والحكايات كما أود أن أحكي لكم قصصي. |
hikâye anlatma yoluyla çocuklarıyla tekrar bağ kurarlar. | TED | تواصلوا باستخدام إحدى الطرق الأساسية باستخدام سرد القصص كوسيط. |
Desmond tüm hikayesini yani yat kazasını, ...bilgisayara kod girerek geçirdiği 3 yılı tüm ayrıntısıyl anlattı. | Open Subtitles | سرد ديزموند قصته منذ تحطم القارب وقضاء 3 سنوات في هذه المحطة يدخل الكود في الكمبيوتر |
Anayasayı tersten, düzden, yandan ezbere okuyabilirim çünkü yedi yaşındayken bir kere okumuştum. | Open Subtitles | بإمكاني سرد الدّستور إلى الأمام وإلى الخلف ومن الجانبيْن لأنّي قرأته ذات مرّة لمّا كنتُ في السّابعة من عمري. |
Hayata geçirmek için hikâye anlatımı ile sanatı kullanırız. | TED | ونعتمد سرد القصص والفن لنبعث فيها الحياة. |
Bu sizlere nasıl hikâye anlatabilmemizi, bilgi aktarmamızı sağlayan mekanizmayı açıklayacaktır. | TED | إذ يبدأ هذا بتوضيح الآلية التي يمكننا من خلالها سرد القصص ونقل المعلومات. |
Giymeyi seçtiğimiz her şey, gittiğimiz yerler, yaptığımız şeyler ve kim olmak istediğimiz hakkında hikâye anlatıyor. | TED | كل ما نختار ارتداءه هو سرد حكاية، حكاية عن أين كنا، وما نقومُ به، ومنْ نريد أن نكون. |
anlatmaya başladım ve anlattıkça bütün o hislerim de geri geldi | Open Subtitles | وبدأت في سرد القصة له وبينما أنا أحكي له عن الفيلم كانت كل المشاعر قد تدفقت مرة اخرى |
Neyse, tamam. Olanları kendimi kaybetmeden anlatmaya çalışacağım. | Open Subtitles | حسن ، حسن ، سأحــاول سرد الحكاية مــن دون أن أفــقد أعصابي كليــا. |
Küçükken bana bu hikayeyi anlatmaya bayılırdın. | Open Subtitles | كنتَ تعشق سرد هذه القصّة إليّ في طفولتي. |
Kim olduğumuzu ve nereden geldiğimizi genel anlamıyla bilmeliyiz ki, öyküler anlatmayı ve başkalarının yaşamlarını anlamayı başaralım. | Open Subtitles | يجب علينا أن نعرف من نحن ومن أين أتينا بشكل عام وبالمعنى المباشر لتكون قادر على سرد القصص يجب ان تكون قادر على فهم حياة الناس |
Bronte hikayeyi neden Rochester'ın değil de Jane'in bakış açısından anlatmayı seçti? | Open Subtitles | لماذا قرر (برونت) سرد الرواية من وجهة نظر (جين) بدلا من (روتشيستر)؟ |
Her yerde hikâyeler var ve eğer eski bir masalı anlatmak tehlikeli bir şeyse, o zaman birçok hikâyenin ve sesin ortaya çıkması konusunda da kutlanacak çok şey olduğunu düşünüyorum. | TED | توجد القصص في كل مكان، وإذا كان هناك خطر في سرد إحدى الحكايات القديمة البالية المملة، بالتالي، أعتقدُ أنه يوجد هناك الكثير للاحتفال حول ازدهار العديد من القصص والأصوات الكثيرة جدًا. |
Hikaye anlatmak hakkında ilk öğrendiğim ve hep uyguladığım şey, paniktir. | TED | لهذا فأول شيء تعلمته عن سرد القصة، وهو ما أفعله طوال الوقت، هو الفزع. |
Bu, ona hikâyeyi sanki kendi gözleriyle görnüş gibi tekrar anlatma şansı vermez mi? | Open Subtitles | ألن يسمح له ذلك بإعادة سرد القصة كما لو أنه رآها بنفسه؟ |
Biliyor musunuz, sürekli olarak bu hikaye anlatma fikri hakkında konuşup duruyorum ve bilim iletişimi benim kesinlik tiranlığı adını verdiğim, asla hikaye anlatamadığınız fikirle uğraşıp duruyor. | TED | أتعلمون ، استمر في الحديث عن هذه الفكرة فكرة سرد قصة، و كأن توصيل العلوم يتبنى فكرة ما اسميه بطغيان الدقة، حيث لا يمكنك سرد قصة. |
Daha sonra hayalindeki hikayeyi polise anlattı. | Open Subtitles | في وقت لاحق من سرد الخيال حسب رواية الشرطة |
O sizlere yarım kalan kısmı anlattı mı? | Open Subtitles | هل بدأت فى سرد التاريخ على ضيف وصلنا للتو؟ |
Ve gerçek şu ki, New York'ta geçerli tüm hukuk içeriğini ezbere okuyabilirim. | Open Subtitles | أني قادر على سرد كل عنصر في علم القانون في ولاية نيويورك |
Sizi bilmem ama ben küçükken masal vakti, günün en sevdiğim vaktiydi. | TED | لا أعلم بشأنكم لكن في صغري، كان وقت سرد القصص من أفضل أجزاء يومي. |