"سماعة" - Translation from Arabic to Turkish

    • kulaklık
        
    • duymak
        
    • işitme
        
    • stetoskop
        
    •   
    • kulaklığı
        
    • cihazını
        
    • telefon
        
    • hoparlör
        
    • kulaklığa
        
    • kulaklığın
        
    • kulaklığımı
        
    • kulaklığını
        
    Her yer işaretinin üstünde bir kulaklık var, TED توجد سماعة رأس أعلى كل علامة ارشادية موجودة على الأرض.
    Bir adam dinlemem için bana kulaklık verdi. TED الرجل سخَّر لي سماعة ثانوية لكي أستمع الى المكالمات.
    - Eğer fikrin de davranışın kadar kabaysa, duymak isteyeceğimi sanmıyorum. - Oh hadi. Open Subtitles إذا كان رأيك وقح كأسلوبك لا أعتقد أننى أريد سماعة
    Sağ kulağı sağır ama işitme cihazını takmayı gururuna yediremiyor. Open Subtitles من الهباء وضع سماعة الأذن هذا الرجل خلف الزجاج
    Bir kaç gün sonra sana sarı-mavi oyuncak bir stetoskop vermiştim. Open Subtitles بعدها ببضعة أيام واعطيتك تلك اللعبة سماعة الطبيب باللون الاصفر والازرق
    Telefonu ki bunu sana onaylatabilelim. Open Subtitles فقط ارفع سماعة الهاتف حتي يمكن أن نؤكد هذا.
    O kulaklığı yatakta da takabilir misin? Open Subtitles هل هو بخير أريدك لارتداء سماعة الرأس التي في السرير؟
    Bu hassas kulaklık ile vericiyi dinleyebilirsin. Open Subtitles ومع سماعة الأذن الحساسه تلك تستطيع أن تسمع خطوات النمله
    Bu iki yönlü kulaklık, modifiye ettim ve kamera taktım. Open Subtitles ‫انها سماعة برأسين ‫مزودة بكاميرا قُمت بتعديلها.
    Kızla çıkarsın, kulaklık takarsın, ve ben de yakınında bir yerde sana gizlice konuşman gerekenleri söylerim. Open Subtitles اذهب في موعد وارتدي سماعة الأذن وسأكون قريب منك وسأجعل الأمور في نصابها الصحيح.
    kulaklık süngeri. Üstünde kulak kiri kalmış olabilir. Open Subtitles هذا غطاء سماعة أذن ربما هناك شمع أذن شخص ما عليها
    kulaklık süngerinde DNA'n var. Open Subtitles الحمض النووي على غلاف سماعة الأذن في الخزانة
    - Eğer fikrin de davranışın kadar kabaysa, duymak isteyeceğimi sanmıyorum. - Oh hadi. Open Subtitles إذا كان رأيك وقح كأسلوبك لا أعتقد أننى أريد سماعة
    Bunu duymak istemeyeceğini biliyorum. Open Subtitles هذا ليس ما تريد سماعة لكن هذا جزء من الصفقة للحصول على البوابة من الروس
    Bunu duymak istemediğinizi biliyorum ama umut var. Open Subtitles اعرف ان ليس هذا ماتريد سماعة, لكن هناك امل
    Hey Cuckoo! Bizim Subramanium yok mu,? ona bir işitme cihazı alınsın. Open Subtitles كوكو اشتر سماعة اذن كبيرة للسيد سوبرامانيام
    stetoskop, çakmak, bilezik, asitborik... Open Subtitles أقصد سماعة طبية .. قداحة سجائر .. إسوارة صندوق من مسحوق البوراسيك
    Anne, lütfen telefonu , ne oldu bilmiyorum. Open Subtitles أمي، الرجاء أرفعي سماعة الهاتف. لا أعلم ما الذي يجري.
    İlk olarak içindeki telsizi al ve kulaklığı tak. Open Subtitles أخرج جهاز الإرسال أولاً وارتد سماعة الأذن
    telefon ahizesini kaldırdığınızda ne kadar eliniz titriyor? nasıl bir titreme ve zaman içinde nasıl değişim gösteriyor? TED فعندما ترفع سماعة الهاتف ما مدى إرتعاش يدك, و كيف ترتعش, و ما حالة هذا الإرتعاش مع الوقت؟
    Bu kez masa lambası değil, hoparlör. Akıllı telefonunuzu bağlayabileceğiniz şeylerden biri. TED هذه المرة لم تكن ضوء مكتب , لقد كانت علبة سماعة كانت احدى تلك الاشياء التي تصل جهازك الذكي اليها
    Frekanslar kulaklığa müdahele etti ve karışıklığa sebep oldu. Open Subtitles تداخل الترددات مع سماعة الرأس سبب إضطراب
    Bir kulaklığın ve içeride adamın olduğunu sana paranın yerini söylediğini biliyorum. Open Subtitles أعلم أنك تستخدم سماعة وان لديك شخص بين الجمهور
    kulaklığımı ona veriyorum böylece sen onu çıkışa yönlendirebilirsin. Open Subtitles انا اعطيها سماعة اذنى لتتمكن من قيادتها الى نقطة الخروج
    Bazı şeyleri tartışmadan önce kulaklığını takmasını bekliyoruz genelde. Open Subtitles نحن عادة نتظر ان يضع سماعة الراس قبل الكلام في هذه المواضيع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more