"سمحتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin
        
    • Affedersiniz
        
    • Pardon
        
    • Afedersiniz
        
    • müsaade
        
    • izninizle
        
    Frekans jeneratörünü çalıştırmama izin verin. Belki de bu şekilde bilmek istediğinizi öğrenirsiniz. Open Subtitles إن سمحتي لي بالبدء فقد يكون هذا التردد الناجم، المفتاح لما تبحثين عنه.
    Doğru mu anladım Profesör, bunu yapmamız için bize izin mi veriyorsunuz? Open Subtitles دعيني أفهم هذا بطريقة مباشرة يابروفيسور، لقد سمحتي لنا فعلاً بفعل هذا.
    Eğer bunun ortaya çıkmasına izin verirsen, çevrendeki dünyanın değişeceğini görebilirsin. Open Subtitles إذا سمحتي بخروجه يمكنك ِ تغيير العالم الذي هو من حولك
    Affedersiniz hanımefendi. Haku bunu sizden çalmış. Onu geri vermek için geldim. Open Subtitles لو سمحتي سيدتي هاكو سرق هذا منك واتيت لاعادته
    Pardon, Beth, niye orada olduğunu söylediği bölüme geçebilir miyiz? Open Subtitles لو سمحتي يا بيث، تجاوزي هذه النقطة، واقفزي مباشرة إلي سبب مجيئه إلي هنا؟
    Afedersiniz, size verdiğim yüz dolarlardan birine bakabilir miyim? Open Subtitles لو سمحتي , هل يمكنني أن أرى واحدة من هذه المائة دولار التي دفعت لك بها؟
    İ.Y.S.D.'nin olmasına izin verirsen yaratacağın tek şey insanlığın neslinin tükenişi olur. Open Subtitles إن سمحتي لهذا الحدث بالوقوع فالشيء الوحيد الذي ستصنعيه هو انقراض البشرية
    Evet, keşke onu çekmeme izin versen. Bana hiç izin vermez. Open Subtitles اتمنى لو انك سمحتي لي بتصويرك انها لم تسمح لي ابدا
    İzin verirsen sonra edelim. Bu beylerle biraz işim var. Open Subtitles . فيما بعد ، إذا سمحتي لديّ بعض الأعمال مع هؤلاء السادة
    Bana izin verirseniz, ben de size bir hatıra vermek isterim. Open Subtitles إذا سمحتي لي، أنا سأكون مسروراً لاعطائك السيطرة على نفسي
    Daphne, bize biraz izin verebilir misin? Open Subtitles دافني,هلا سمحتي لي بدقيقة مع هذان الاثنان؟
    İzin verirseniz gidip Bay Tuttle'ın yardıma ihtiyacı var mı diye bakayım. Open Subtitles إذا سمحتي لي .. أعتقد أني سأذهب وأرى ماإذا كان السيد توتل يحتاج لمساعدة
    Ama şunu bilmelisin sen izin vermeden kimse seni ikinci sınıf hissettiremez. Open Subtitles ولكن عليك أن تدركي أنه لا أحد بإمكانه أن يحط من شأنك إلا إن سمحتي له بهذا
    Ama şunu bilmelisin sen izin vermeden kimse seni ikinci sınıf hissettiremez. Open Subtitles ولكن عليك أن تدركي أنه لا أحد بإمكانه أن يحط من شأنك إلا إن سمحتي له بهذا
    Willow, bunun seni yönetmesine izin verirsen dünya, biz dahil içindeki her şeyle birlikte yok olabilir. Open Subtitles ويلو , لو سمحتي لهذا بأن يتحكم فيكِ, إذاً فالعالم سيذهب بعيداً , وجميعنا معه
    Affedersiniz hanımefendi, şerif ne zaman burada olacak? Open Subtitles سيدتي ، لو سمحتي متى سيحضر العمده إلى هنا ؟
    Affedersiniz hanımefendi, göremiyorum. Open Subtitles لو سمحتي سيدتي أنتي تقفين في طريقي هل تسمح؟
    Affedersiniz? Bu ders için belirli bir boy sınırı var mı? Open Subtitles لا نتسطيع أن نخبرهم بذلك , وإلا يسعتبرونا وقحين . لو سمحتي ..
    Pardon sevgilim. Burada ne halt ediyorsun, Bob? Open Subtitles لو سمحتي عزيزتي مالذي تفعلينه هنا بحق اللعنة؟
    Pardon, ıslak tişört yarışması ne zaman acaba? Open Subtitles لو سمحتي, متى تُقام مسابقة القميص المبتل؟
    Afedersiniz, tepemdeki arkadaşım çöpünüzü karıştırırken ben de bir çok ortak yönümüz olduğunu düşünüyordum. Open Subtitles لو سمحتي, صديقي هنا انزعج من نفايتك , واعتقد ان هناك أشياء عديده مشتركه بيننا
    - Niçin evinize girmemize müsaade ettiniz? Open Subtitles لماذا سمحتي لنا بدخول المنزل ؟ لأنكم طرقتم بابي
    Ama izninizle, bana yaptığınız iki suçlamaya cevap vermek istiyorum. Open Subtitles لكن إن سمحتي لي أريد الرد على الاتهامين اللذين وجهتيهما لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more