Bazı yerlerin olduğunu duydum, neredeyse kurtlara filan tapıyorlarmış orada. | Open Subtitles | سمعت بأنّ هنالك أماكن الذئاب كانوا أغلبيّتها، مثل، مبجّلين. |
Buralarda bir yerel kabilenin olduğunu duydum Tlingitler yıllardır büyük hayvanları avlamak için silah ticareti yapıyorlar. | Open Subtitles | سمعت بأنّ العشيرة المحلية ..هنا القبيلة التلينغيتية تتاجر بأسلحة الصيد منذ سنوات .. |
Bu çiftliğin bankaya ipotekli olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنّ هذه المزرعة مرهونة للمصرف |
Seni bekliyordum. Uzun bir gece geçirmişsin diye duydum. | Open Subtitles | كنتُ بإنتظارك، لقد سمعت بأنّ ليلتكِ كانت طويلة. |
Kalbinden rahatsızmış diye duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنّ لديّه مشكلة في القلب. |
Senin gençlerden biri de Doyle'la aynı tesiste kalıyormuş diye duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنّ أحد طلابكِ في نفس (المصحّة التي يوجد بها (دويل |
- Kamışının küçük olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنّ قضيبه صغير |
Senin gençlerden biri de Doyle'la aynı tesiste kalıyormuş diye duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنّ أحد طلابك في نفس المصحّة التي يوجد (فيها (دويل |