Ve okuyan siyah, beyaz ve başka öğrencilerimiz de vardı. | TED | وبالتالي كان لدينا طلاب سود وبيض وآخرون بدأوا بارتياد الجامعة. |
Burası yeni Güney. Artık siyahlara siyah polisler işkence uyguluyor. | Open Subtitles | فى الجنوب الجديد، لديهم ضباط شرطة سود ليعاقبوا مؤخرة السود |
Her 3 siyah erkekten birisi... ceza sisteminin icinde bir yerde. | Open Subtitles | شخص واحد في كل ثلاث اشخاص سود في بعض النظام التصليحي |
Üç zenci genç Griffith Parkında tüfek atarken görülmüşler. | Open Subtitles | نتجه إلى الشك بثلاثة شبان سود شوهدوا يفرّغون بنادقهم في متنزه غريفيث. |
Kimse Lalit Sood'un şirketimize yatırım yapacağına inanmıyor... | Open Subtitles | ليس هناك من هو على استعداد لتصديق أن اليت سود تستثمر في شركتنا. |
Jüride siyahlar olmazsa Hailey'in hiç şansı yok demek istiyor. | Open Subtitles | يعني أنه بدون سود في هيئة المحلفين، فهذا الرجل ليس لديه أي فرصة |
Yani hepsi siyahi olsaydı, bu da bir tesadüf mü olacaktı? | Open Subtitles | لو كانوا كلهم سود , هل كانت هذه مصادفة ايضا ؟ |
Kadın ya da erkek, siyah ya da beyaz. Hiç ayırmam. | Open Subtitles | رجال أو نساء بيض أم سود أنا لا أميز بينهم |
Ayrıca Mozambik'e yaptığın av seyahatlerinde yatağına attığın siyah kızlar da çabası. | Open Subtitles | رحلات صيدك إلى "موزانبيق" ما هي إلا غزوات سريرية مع فتيات سود |
Adı şimdi hatırımda değil, siyah oyuncuları takımında kesinlikle istemeyen bir koç. | Open Subtitles | لا أتذكر اسمه الآن. كان مصمماً على عدم وجود لاعبين سود ضمن فريقه. |
Yahudi ve Hristiyan diye bir şey yokken, siyah insanlardık. | Open Subtitles | قبل وجود النصرانية و اليهودية, كنا أناس سود |
Artık, arkadaşlarım siyah, ...kırmızı, sarı, kahverengi ve beyaz. | Open Subtitles | .. اليوم أصدقائى سود . حمر,صفر,قمحيين و بيض اللون |
Yahudi ve Hıristiyan diye bir şey yokken, siyah insanlardık. | Open Subtitles | قبل وجود النصرانية و اليهودية, كنا أناس سود |
Kızaklı siyah adamın sizi küçük düşürdüğünü bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أدرك أن أربعة رجال سود في زلاجة يمكن أن تجعلكم محرجون |
Ve eğer hiç zenci yoksa, yanık biri varsa ona oy verirdi. | Open Subtitles | و إن لم يكن هنالك أيّ سود كان يساند أي شخص يحمل خانة |
Bütün kurbanlar zenci. | Open Subtitles | و يعيد جرائم سابقة و جميع الضحايا رجال سود |
- Rapçilere benziyorsunuz, ama zenci değilsiniz, ve bu da tehlike seviyenizi mükemmel kılıyor. | Open Subtitles | تبدون مثل مغنين الراب لكن أنتم لستم سود لذا هذه هي الكمية العادلة من الخطر |
Vinod, Lalit Sood'un yanında dayanamaz. | Open Subtitles | فينود لا يمكن أن يقف لاليت سود. |
İş için erken zaman olmaz, değil mi Sood? | Open Subtitles | ليس مبكراًً ابداً للعمل اليس كذلك، (سود)؟ |
COACH BOONE, siyahlar BU SEHiRDE | Open Subtitles | حافلة بون، ناس سود أبداً مَا كَانَ عِنْدَهُمْ |
14 yaşında olduklarında 4 siyahi çocuktan biri babasının hapse girdiğini görecek. | TED | عند بلوغهم سن الـ14، سيشاهد 1 من بين كل 4 أطفال سود والده يقاد إلى السجن. |
İşin aslını istersen, film yıldızı siyahî oyuncuları bile olabiliriz. | Open Subtitles | أجل، في الحقيقة، يمكننا أن نصبح مشاهير أفلام سود كذلك |
Gece yola çıkacak olan "kara nakil araçlar" bir daha hiç görülemeyecek yolcuların taşıyor. | Open Subtitles | عربات سود لا ترحَل إلا في ظلمة الليل ولن يعلم أحد عنها شيئًا. |
Yemin altındayken hiçbir siyahi insana zenci veya siyahi insanlardan bahsederken zenciler kelimesini son on yıl içinde kullanmadınız mı? | Open Subtitles | بكلمة زنجي أو تحدثت لأشخاص سود بكلمة زنوج في السنوات الـ10 الماضية، |
Adı Comme de Sud Pacific | Open Subtitles | أسمة كوم دى سود سلمى |
Çok mutluyum! Aile şerefimizi geri kazandık, ve 64'te 1 oranında zenciyiz! | Open Subtitles | لقد أعدنا ترتيب شجرة عائلتنا ونحن سود بنسبة واحد من 64 |
İki tane masam var ve ikisi de Siyahların. Yani bu gece bahşiş yok. | Open Subtitles | لدي طاولتين بهم اشخاص سود لذا اعلم اني لن اخذ اي بقشيش |
Şu anda mühendis olması gereken siyahiler var. | Open Subtitles | هناك خدم سود يفترض أن يكونوا في القسم الهندسي الآن |