"سىء" - Translation from Arabic to Turkish

• kötü
• fena
• yazık
• berbat
• kötüydü
• kötüsün
• kötüye
• Yaramaz

- Genelde çok kötü değildir. - İnişe ne kadar var?
انه ليس سىء على الاطلاق كم نبعد عن منصة االهبوط ؟

kötü muamele görme, ani hastalık nöbeti, kafa sakatlıkları ve işten kaytarma.
إستغلال الشخص إستغلال سىء, المعاملة القاسية,نوبات مرضية إصابات بالرأس, أو.. التمارض بفقدانها

Borsada kötü bir gün geçirdi diye insanlara bedava hisse dağıtmıyoruz.
لا نستطيع أن نسلم أ.ب.و لشخص حظى يوم سىء فى السوق

Biliyor musun, hızlı konuştuğunda kulağa o kadar kötü gelmiyor.
..تعرف, عندما تقوله بهذه السرعة لا يبدو الأمر سىء جدآ

Beni dinle, Maia. Kesinlikle eminim. Başına kötü bir şey gelmesine izin vermeyeceğim.
أنا متأكدة تماماً ، لن أسمح لأى شىء سىء يصيبك ، أتسمعين ؟

Bizi sıraya geçirdiler, sonra bizleri kötü bir yere, götürdüler.
لقد جعلونا نقف فى طابور ثم ياخذونا بعيدا مكان سىء

B. Davis dergisinde bir yazı okuyordum ve sonra kötü bir rüya gördüm.
لقد كنت اقرا مقال فى مجلة بى ديفيز ولقد حصلت على حلم سىء

Caleb katil değilse bile kötü bir ebeveyn olmaktan bir o kadar suçlu.
على أسوأ الفروض فكاليب أب سىء فى معاملته لبناته لولم يكن هو القاتل

- Tüh. Başına kötü bir şey gelmesindense 'Tüh'ü tercih ederim sanırım.
اظن أني أفضل كونه ليس معي بدلاً من حدوث شىء سىء له

Eğer birisi buraya kötü bir inceleme verseydi bilmek ister miydin?
إذا شخص ما أعطى تقييم سىء هل تعودى أن تعرفى هذا؟

Evet, Bence kötü bir şey. Ben tüm hayatımı onu durdurmaya çalışarak harcadım.
أوه نعم ، أعتقد إنه شىء سىء... لقد كرست حياتي للعمل على وقفه.

Bu çok kötü. Bayan Newton'un resmide o filmde.
هذا سىء جدا هناك صور لمسز نيوتن على هذا الفيلم

Terfide ettirildim. Buda iyi birşey. Burada kötü olan birşey yok.
وحصلت على ترقية أيضاً, وهذا شىء جيد لا يوجد شىء سىء فى الأمر

Eğer sizin gibi kötümser olursam, Bunu kötü birşey olduğunu düşünürüm.
اذا كنت متشائماً مثلهم لظننت أن هذا شىء سىء

Yapabilirdim... Öyle kötü bir pilot değilim! Burada oturup dinlemek zorunda değiliz...
راهنت انى استطيع, انا لست بطيار سىء ليس من الضروري أن نجلس هنا ونستمع

Tatlım, üzgün olduğunu biliyorum, ama o kadar da kötü değildi.
اعلم انكى مازلتى منزعجة ولكن ذلك ليس بشىء سىء

Nun-yan tapınağı kötü bir yer, keşişler bir kadını zorla kaçırmış.
معبد نن يان مكان سىء الكهنة يختطفون النساء

Görünüşe göre biri senin dikkatini fena şekilde çekmek istiyor.
يبدو وكأنه شخص يريد الحصول على انتباهك بشكل سىء جداً

Ne yazık ki ne kadar çalışsanız, uzayamayacaksınız çocuklar.
سىء جدا لا تستطيعون أن تتمرنوا على زيادة أطوالكم يا أولاد

Bak, bunları keşfetmen için berbat bir zaman olduğunu biliyorum.
انظرى ، انا اعرف انه وقت سىء للغايه لتعرفى كل هذا

İlk geceden sonra, adamım, çok kötüydü. kötü beslenme ve kötü hava.
بعد اول ليله كان الامر سىء ومريع من سوء التغذيه والانتهاك

Yalancılıkta da kumardaki kadar kötüsün.
أنت سىء ككاذب كحالك وأنت مقامر . يا سيد ديلينى .

İşler kötüye gider, seni soruşturmaya başlarlar.
إذا سارت الأمور بشكلٍ سىء , يبدأون بتفحص أمرك

Çok Yaramaz bir çocuksun!
يالكَ مِنْ فتى سىء للغاية.