Se Ra'ya söyle lütfen, gece gelmeyeceğim. | Open Subtitles | اوه، من فضلك فلتخبر سيرا أنني لن أكون فى المنزل الليلة. |
Hong Se Ra, Im Tae San'la çıkan şahıs, tıpkı bir tilki gibi, 9 kuyruklu bir tilki. | Open Subtitles | هونغ سيرا التى تواعد إم تاي سان، فهى كالثعلب ذات التسعة أذيال. |
Belirsiz Sierra Gulf birimi, burası Sierra Gulf Bir. | Open Subtitles | وحدة خليج سيرا الغير معروفة هذا خليج سيرا واحد. |
Aynı zamanda Sera'nın kaybolduğu gece ona mesaj atmış ve sonra silmiş. | Open Subtitles | لقد راسل سيرا أيضا في ليلة إختفائها و من ثم حذف الرسائل |
Cera uçurumun bir tarafındaydı aileside diğer tarafta.. | Open Subtitles | سيرا كانت فى جانب وأبويها كانوا على الجانب الآخر |
Exhampton'a gitmek, yürüyerek iki saat almış olabilir ama kayaklarla. | Open Subtitles | قد تأخذ ساعتين سيرا على الأقدام الى اكسهامبتون فى الثلج, |
Baksana, Ace. Fasto kayanın üzerine bile bir asker yerleştirmiş. | Open Subtitles | انظر يا (سيرا) ، لقد وضع (فاستو) جندي فوق الصخرة |
Peki Se Ra ablayla aynı anda suya düşsek önce hangimizi kurtarırdın? | Open Subtitles | لو أن سيرا أون يو انا و قعنا فى الماء فى نفس الوقت، من الذى ستقوم بإنقاذه أولاً؟ |
Se Ra ve sen farklı kategorilerdesiniz. | Open Subtitles | سيرا و أنتِ لا يمكن أن تكونا فى نفس الوضع. |
Umarım bu düşünceli şövalye, Se Ra için de uygular bunu. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون هذه الشهامة تطبق أيضاً على سيرا. |
Sierra Golf bir-bir. Sierra Golf bir konuşuyor. Cevap ver. | Open Subtitles | سيرا غلولف واحد واحد تسعة هنا سيرا غولف واحد تسعة أجب |
- "Sierra Golf Charlie" dedi. - SGC. | Open Subtitles | لقد قال سيرا جولف شارلي قيادة بوابة النجوم |
Saha ajanı kimlik kodu: Siyah, Yedi, Dokuz, Üç, Sierra. | Open Subtitles | هذا أسود هوية وكيل حقل سبعة نينير ثلاثة سيرا. |
Ve Sera'nın iki arkadaşı o akşam çalışma grubuna gelmediğini söyledi. | Open Subtitles | و اثنان من أصدقاء سيرا أكدا أنها لم تذهب لمجموعة الدراسة |
Corriere Della Sera ve Roberto Feluci'den İtalyan gazetecilerin oraya yığılacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعرف صحفي ايطالي مقيم هناك لاجل كورييري ديلا سيرا, روبرتو فيلوسي |
Sera'nın çalışma grubu vardı, yani akşam 10:00 civarıydı. | Open Subtitles | سيرا كان لديها مجموعة دراسة لذا الوقت كان أقرب للعاشرة |
Ooh! Yapma, Cera. Keskindiş öldü. | Open Subtitles | هيا يا سيرا ذو الأسنان الحادة مات انه سقط بداخل الحفرة الكبيرة |
Ohh! Hayır, Petrie. Cera yanıldı. | Open Subtitles | لا يا بيترى سيرا كانت مخطئة هذا ليس الوادى العظيم |
İstasyondan yürüyerek geldiniz ve parktan geçerek evin arka tarafına ulaştınız, öyle mi? | Open Subtitles | أذن.أنت أتيت سيرا من المحطه,عابرا خلال الحديقه الى خلف المنزل الرئيسي.أليس هذا صحيح؟ |
Hey, Fasto. Şu Ace serserisi beni gördü. | Open Subtitles | أهلاً يا (فاستو) لقد رأني هذا الغلام (سيرا) |
Bunu Claes Oldenburg ve Richard Serra ile yaptım. O mimarinin sanat olmadığını düşünüyor. | TED | تعاونت مع كلايز أولدنبرق ومع ريتشارد سيرا الذي لا يرى الهندسة كعمل فني |
Cira daha yolun başında. En ufak darbeyi onun kariyeri alır. | Open Subtitles | (سيرا) تبدأ حياتها المهنيّة للتوّ، وستحتمل مهنتها أقلّ المصائب |
Gurdial Sira, M.P. Southall. | Open Subtitles | (جورديال سيرا) ، النائب العام لمنطقة (ساوث هول) |
Hayır, bir insan hayvan ölene kadar ata biner, sonra da yaya devam eder. | Open Subtitles | لا.الآدمي يمتطي جواده حتى يموت ثم يكمل طريقه سيرا على الأقدام |
Ama bu günlük spamız, şarap barımız, ateşimizi söndürecek bir yer demek ve tüm bunların hepsi yürüme mesafesinde. | Open Subtitles | ولكن هذا يعني أن سيكون لدينا منتجع صحي في اليوم، بار النبيذ، ومحطة النار، مسافة قصيرة سيرا على الأقدام. |
- Ve neredeyse her gün Rosings'e yürümek zorunda. - Bu kadar sık mı? Peki gerekli mi? | Open Subtitles | ـ وهو يذهب الى روزينج بارك سيرا على قدميه يوميا ـ هذا كثير, هل هذا ضرورى؟ |
Şimdi,doğu şaraphanesinden Bizim üzümlerimizden yapılan Syrah. | Open Subtitles | سيرا يأتي من عنب خاص جدا في مزرعة العنب الشرقية |
Arabaları burada bırakalım. yürüyeceğiz. | Open Subtitles | سنترك سيّاراتنا هنا، و نذهب سيرا |