Eskort servisini ört bas etmeye çalıştığını söylediğimde inanacaklar. | Open Subtitles | سيصدقون عندما أخبرهم أنها كانت تدير خدمات مرافقات خاصة بها. |
Sanki sana sözümün geçtiğine inanacaklar da. | Open Subtitles | و كأنهم سيصدقون حقا انني فرضت رأيي عليك؟ |
Fransızlar güçlü olanın ayaklarına kapanırlar, ama kendi adamızın tamamını bile kontrol edemezken bizim güçlü olduğumuza nasıl inanırlar ki? | Open Subtitles | الفرنسيين يحبون أى واحد بقوته. لكن كيف سيصدقون قوتنا عندما لا نستطيع قيادة جزيرتنا بالكامل؟ |
ama kendi adamızın tamamını bile kontrol edemezken bizim güçlü olduğumuza nasıl inanırlar ki? | Open Subtitles | لكن كيف سيصدقون بقوتنا عندما لايمكننا أن نحكم كافة إراضينا |
Teşekkür ederim, Arthur ama insanların bana inanacaklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | شكرا لك، آرثر، ولكني لا أعتقد بأن الكثير سيصدقون هذا |
İnsanoğlu her şeye inanır, ne kadar saçma, o kadar iyi. | Open Subtitles | الناس سيصدقون أي شئ كلما زادت الأشياء المنافية للعقل كلما كان هذا أفضل |
eğer insanların buna inanacak kadar salak olduğunu bilseydik bu havadar filmi çekmezdik. Mm-mm. | Open Subtitles | لو أنَّنا علمنا بأن هنالك أشخاصاً أغبياء فعلاً سيصدقون ما فيه لقد تمَّ خداعي مراتٍ لا تحصى |
Yani, başkalarının inanacağını zannetmiyorum. | Open Subtitles | قصدي أنا أصدق، لكن لا أعتقد أن الجميع سيصدقون |
İstersen bunu mahkemeye taşıyabiliriz. Kime inanacaklar görürüz. | Open Subtitles | نعم, و يمكننا أن نأخذ هذا الى المحكمة, لنرى من سيصدقون: |
Nöbet değişim gemisi geldiğinde benim söyleyeceklerime inanacaklar. | Open Subtitles | سيصدقون روايتي, عندما تصل سفينة الإغاثة اذا؟ ... |
Bunu yapma, inanacaklar. Yapma. | Open Subtitles | لا تفعل ذلك ، سيصدقون هذا ، لا تفعل هذا |
İlk başta inanmazlar, sen bu tişörtü giyip konuştuğunda ... inanacaklar. | Open Subtitles | ربما ليس فى البداية لكن عندما ترتدى هذا القميص و... . تتكلم سيصدقون الامر |
Ört bas ederler. Sence kime inanırlar? Babama mı yoksa Londra'lı çatlak bir polise mi? | Open Subtitles | دعها تختفي , من سيصدقون آبي آو ضابط شرطه معتوه من لندن |
Ört bas ederler. Sence kime inanırlar? Babama mı yoksa Londra'lı çatlak bir polise mi? | Open Subtitles | دعها تختفي, من سيصدقون آبي آو ضابط شرطه معتوه من لندن |
Benim gibi 17 yaşında bir kız öyle bir hikâye anlatırsa kime inanırlar acaba? | Open Subtitles | أتسائل من سيصدقون بالنسبة لفتاة في الـ 17 مثلي تقول قصةً كهذه |
Bu şartlar altındaki bir itirafa inanacaklarını pek sanmam. | Open Subtitles | لا اعتقد انهم سيصدقون اعتراف تحت مثل هذه الظروف |
- Elbette söylerim ama inanacaklarını pek sanmıyorum. | Open Subtitles | فقـط للأمـور العائلـيه. بالطبع سأخبرهم, ولكنني لسـت متأكد من أنهم سيصدقون ذالك |
Uyduracağın yalan dolan hikâyeye inanacaklarını mı sanıyorsun cidden? | Open Subtitles | أريدك ان تصمت أتصدق انهم سيصدقون أي قصة ستعود بها إليهم |
Jüri, senin tek başına bir cesedi... ormana sürükleyerek götürdüğüne inanır mı sence? | Open Subtitles | هل تظنين حقا ان المحلفين سيصدقون انك جررت جثة عبر الغابة لوحدك؟ |
Arkadaşların rahat rahat kaçabileceğine inanacak mı? | Open Subtitles | أتعتقد أصدقائك سيصدقون أنك استطعت الهرب ؟ |
Bunu silah zoruyla yaptığıma federallerin inanacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أدري إن كان المباحث سيصدقون أنني فعلتها بتهديد السلاح |
Eğer iyi konuşursan ve iyi görünürsen, millet her şeyi yutar. | Open Subtitles | إن بدوت أنيقاً وتكلمت بشكل حسن الناس سيصدقون كل شيء |
Sence yutarlar mı? | Open Subtitles | أتظن أنهم سيصدقون هذا؟ |