- Sen neden bahsediyorsun ya? - Bence kalsak daha iyi olur. | Open Subtitles | ما هذا الهراء الذي تقولينه أظن أن الوضع سيكون أفضل إذا بقينا |
Bir şey biliyorsan, birini koruyorsan, emin ol ki gerçekleri söylemen senin için çok daha iyi olur. | Open Subtitles | إذا كنتِ تحمين شخصاَ ما، أوعدكِ بأن هذا سيكون أفضل للجميع إذا أخبرتينني. |
"Önümüzdeki Pazar ben keserim. Bu şekilde daha iyi olacak." | Open Subtitles | يوم الاحد القادم سأقوم بتعديله لكِ سيكون أفضل بهذا الحال |
İşler şu an düşündüğümüz gibi gitmiyor olabilir bu yüzden, biz kendi yolumuza gitsek, sen kendi yoluna gitsen daha iyi olacak. | Open Subtitles | هذا غير ناجح كما كنا نأمل في تلك اللحظة لذلك نعتقد أنه سيكون أفضل لو انطلقنا في طريقنا وأنت ذهبت إلى طريقك |
Kaba ve nefret dolu olsak çok daha iyi olurdu çünkü. | Open Subtitles | لأن الأمر سيكون أفضل بكثير إذا كنّا جميعنا مجرد لئيمين وبغيضين |
Geleceğin daha iyi olacağını düşünenlerin oranı yüzde 82 kadar büyük. | TED | من يتوقعون أن المستقبل سيكون أفضل: نسبة هائلة تصل لـ 82%. |
En kötü günlerimizin geçmişte en iyi günlerimizin gelecekte olması dileğiyle. | Open Subtitles | إنه يعني أفضل يوم في ماضيك سيكون أفضل يوم في مستقبلك |
Şu sopayla bacaklarıma vurursan daha iyi olur. | Open Subtitles | سيكون أفضل بكثير ان ضربت قدماي بهذه الخيزرانة. |
Şimdi daha iyi olur. Bu ilk denememdi. | Open Subtitles | سيكون أفضل إنها المرة الأولى لي خلال هذا |
Zeytin yağı koyarsan daha iyi olur. | Open Subtitles | إذا اضفت بعضاً من زيت الزيتون سيكون أفضل |
Eğer ortalıkta yeni bir Mondrian dolaştığı sözü yayılırsa bizim için daha iyi olur. | Open Subtitles | لو بلغها أن هناك لوحة جديدة ..غامضة لموندريان. ثمّ فجأة سيكون أفضل بكثير لنا. |
diyebilmek ve sonunda iyi olacak. Şu an yapmakta olduğunuzdan çok daha iyi olacak, eğer bir süreçte tıkandıysanız. | TED | و سيكون كل شيئ على ما يرام، سيكون أفضل كثيرا من ما تفعل. اذا كنت عالقا في العملية |
Sanırım Bay Carpenter'la bu kadar fazla görüşmesek daha iyi olacak. Anne, neden ki? | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون أفضل لو لم نكن نرى هذا اللطف الذائد من السيد كاربنتر. |
- Eğer arabada konuşursak daha iyi olacak diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا سيكون أفضل أن نتكلّم في السيارة |
Soğuk bir gecede riske atılarak zaferle geri dönen bir adamı dinleseler daha iyi olurdu ama sakın sözüme güvenmeyin. | Open Subtitles | سيكون أفضل من الإستماع إلى رجل الذي غامر في ليلةٍ باردة و عاد بالنصر لكن لا تأخذ كلمتي في ذلك |
Bilmiyorum, sadece... Düşündüm de Uzun vadede daha iyi olurdu. | Open Subtitles | لا أعرف، خلتُ أن ذلك سيكون أفضل على المدى الطويل |
Girişe dar bir yol koymak ve insanları sırayla almak daha iyi olurdu. | Open Subtitles | سيكون أفضل وضع المدخلِ في الممرِ ووتجعل الناس صف لاعلى. |
Evi terk ettiğim sırada bende bir kusur olduğunu ve oğlumun bensiz daha iyi olacağını sanmıştım. | Open Subtitles | فى وقت مغادرتى, شعرت بأن هناك شيئاً فظيع فىِ وأنه سيكون أفضل لو لم يكن ابنى معى |
Eminim ki sen aldıysan, şehirdeki en iyi mezar yerleridir. | Open Subtitles | أنا متأكدة انك ماشريته سيكون أفضل مقبرة في المدينة كلها |
Hayır, Güvenliğin açısından arabada olman senin için en iyisi. | Open Subtitles | لا ، من اجل الأمان سيكون أفضل إذا أخذنا الحافلة |
Ve bu ağın yapısı referans alınmadan rastgele seçilen altı kişi gözetlemekten çok daha iyidir. | TED | و هذا سيكون أفضل من مراقبة ستة أشخاص مختارين عشوائياً دون الإشارة إلى هيكلية السكان |
Evet öyleydi ama bu sene daha güzel olacak. | Open Subtitles | كان رائعاً أجل, لكن هذه العام سيكون أفضل, أعدك |
Yaşananları ne kadar çabuk atlatırsak, o kadar iyi olur. | Open Subtitles | كلما وضعنا كل ذلك خلف ظهورنا جميعًا سيكون أفضل للجميع |
Neden yarın yeni bir sayfa açamıyorsun böylesi çok daha iyi olabilir. | Open Subtitles | لمَ لا تفتح هذه الصفحة الجديدة غداً؟ ذلك سيكون أفضل كثيراً |
Belki içinizde bir iki tane çok iyi şeker sayısını tahmin edebilen var fakat topluluğun büyük kısmının tahmini neredeyse hepinizden daha iyi olacaktır. | TED | قد يكون هناك شخص أو شخصين بارعين في تخمين عدد حبات الهلام و لكن بالنسبة للجزء الأكبر من تخمين المجموعة سيكون أفضل منكم ككل |
Bu dünya sensiz daha iyi bir yer olur. | Open Subtitles | هذا العالم سيكون أفضل بدونك |