"سيكون عليه" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorunda kalacak
        
    • mi olacak
        
    • gerekecek
        
    • birşey olacağını
        
    • dünyanın nasıl
        
    O büyümek zorunda kalacak ve o bilir Babasının televizyonda kendini patlattı O Open Subtitles سيكون عليه أن يكبر و هو يعلم أن أباه فجر نفسه على التلفاز
    Nimitz karşı koymak zorunda kalacak. Open Subtitles نيميتز سيجبر على الخضوع سيكون عليه الحفاظ على توازن اسطوله
    New York'ta bekâr olunca böyle mi olacak yani? Open Subtitles أهذا ما سيكون عليه الأمر ؟ "أن تكون أعزبا في "نيويورك
    Hep böyle mi olacak yani? Open Subtitles إذن هذا ما سيكون عليه الحال؟
    O zaman eteğinin altına bakmak için başka kız bulmanız gerekecek. Open Subtitles ثم معظمكم سيكون عليه أن يبحث عن فتيات أخريات لكي تصاحبهن.
    Fakat şimdi güneş sistemimizdeki dünyadan... daha büyük bir gezegenin yüzeyinde, hatta diğer uzak yıldızların etrafında... keşfettiğimiz gezegenlerin yüzeyinde durmanın... nasıl birşey olacağını bana hissettirecek. Open Subtitles لكنه سيحتاج إلى الشعور بما سيكون عليه الحال... للوقوف على سطح أي من كواكب النظام الشمسي... التي هي أكثر ضخامة من الأرض.
    Herkesin psikolojik sağlığının daha iyi olduğu bir dünyanın nasıl olabileceğini hayal edebilir misiniz? TED هل بإمكانك تخيل ما سيكون عليه العالم إذا كان جميع الناس أصح نفسيًا؟
    Uzun bir süre idrarını bir torbaya yapmak zorunda kalacak. Open Subtitles سيكون عليه التبول بطريقة أخرى لفترة طويل جداً جداً
    Neyse, ona evleneceğimizi söyleyince seni kabul etmek zorunda kalacak. Open Subtitles على أي حال عندما أخبره بأننا سوف نتزوج سيكون عليه القبول بك
    Öyleyse sana bir sistem kurman için zaman vermek zorunda kalacak. Open Subtitles هذا جيد اذا سيكون عليه فقط ان يعطيك بعض الوقت لترتيب نظام معين
    Kır Çiçeği'nin babasından iki at ödünç almak zorunda kalacak. Open Subtitles سيكون عليه أن يستعير الأحصنة من والد زهرة البراري
    - Senin görevin değil bu, eğer söylersen geri kalan yaşamını, katil olduğunu bilerek yaşamak zorunda kalacak. Open Subtitles - انه ليس مكانك، واذا فعلتي وقلتي له سيكون عليه العيش مع حقيقة انه قاتل
    - İkimizden biri öne çıkmak zorunda kalacak. Open Subtitles واحد منّا سيكون عليه أن يأخذ منصبه
    Rampan da böyle mi olacak? Open Subtitles و هذا ما سيكون عليه المنحدر؟
    Artık böyle mi olacak? Open Subtitles أهكذا سيكون عليه الحال الآن؟
    Böyle mi olacak yani? Open Subtitles إذَن هذا ما سيكون عليه الأمر؟
    O sapığın buraya erişmesi bir sürü görevliyi ve kontrol noktasını geçmesi gerekecek. Open Subtitles ذلك المطارد سيكون عليه أن يمر بالكثير من الحراس ونقطة تفتيش ليصعد إلى هنا
    Asileri 65 yarda ilerletmesi gerekecek. Open Subtitles سيكون عليه أن يتقدم بالمتمردين 65 ياردة
    Andromeda yaklaşırken gökyüzünden izlediğinizde... nasıl birşey olacağını hayal edin. Open Subtitles ولكن تخيل ماذا سيكون عليه الحال عند النظر إلى السماء... عندما تقترب "أندروميدا" سوف تشتعل السماء...
    Şimdi 5 torunum var. 5 torun sahibi bir İrlandalı bir nine olarak mutluyum ve onların dünyasını düşünüyorum, 2050 yılında dünyayı 9 milyar insanla paylaştıklarında dünyanın nasıl bir yere benzeyeceğini düşünüyorum. TED ولدي خمسة أحفاد الآن، أشعر بسعادة كبيرة جدا باعتباري جدة ايرلندية لخمسة أحفاد، وأفكر في عالمهم، وماذا سيكون عليه الحال بمشاركتهم هذا العالم مع حوالي 9 مليار نسمة أخرى في عام 2050.
    Tamam, bu sunumun başlığı "bağlantılar ve sonuçlar", ve aslında bu sunum, gezegendeki herkes zaman ve uzayı kendine özgü bir şekilde aşabilirse dünyanın nasıl bir yer olacağını anlamaya çalışarak geçen 5 yılın bir özeti. TED حسنا، عنوان هذه العرض التقديمي هو " الاتصالات وعواقبها"، وهي في الحقيقة ملخص لجهود خمس سنوات من السعي لمعرفة ماذا سيكون عليه الحال عندما يكون جميع من على هذا الكوكب لديهم القدرة على اختصار الوقت والمكان بطريقة شخصية ومريحة، حسنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more