Tamam, başlasak iyi olur. Korumalar! İşe yarayacak, değil mi? | Open Subtitles | حسنا يجب علينا ان نذهب يا حراس ذلك سينجح صحيح؟ |
Basitçe söylersek işe yarayacak mı bilmiyoruz. | Open Subtitles | لننظر إلى الأمر ببساطة نحن لا نعرف إذا كان الأمر سينجح |
Bu sadece bize pozisyon verecek kadar hayatta kalırsa işe yarar. | Open Subtitles | هذا فقط سينجح اذا بقي على قيد الحياة كفاية ليعطينا موقعا |
Hologramın işe yarar dememiştim ama her şey yolunda gitti. | Open Subtitles | لم أظن أن أمر الطيف هذا سينجح ولكنه جيد للغاية |
Üç cadı ve bir bebek. Bunun işe yarayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | ثلاث ساحرات و طفل لا أعتقد بأنّ هذا سينجح |
Bu olacak. Bu bir film. Ben iyi adamım. | Open Subtitles | سينجح هذا، أنا في فيلم أنا رجل صالح، يجب أن ينجح هذا |
Son çeyrekte kim fazla iş bağlarsa yanımdaki boş ofis onun olur... | Open Subtitles | الذي سينجح في هذا الربع الأخير يمكنه أن ينتقل إلى مكتب خاص |
Yani işe yarayacak mı, bilmiyoruz. | Open Subtitles | لننظر إلى الأمر ببساطة نحن لا نعرف إذا كان الأمر سينجح |
Hadi be. İşe yarayacak. Bir şans tanı. | Open Subtitles | اللعنة عليك يا رجل سينجح الامر ، اعطه فرصه |
Ben onu buraya getirmek için bir hile önerecektim, ama eğer konuşmak işe yarayacak diyorsanız... | Open Subtitles | حسناً , كنت سأقترح إحتيالكم لجلبها إلى هنا, لكن إذا أعتقدتم حقاً أن الحدبث سينجح, |
İşe yarayacak. Tabancayı çıkarabilirsem... | Open Subtitles | سينجح الأمر إن تمكّنتُ فقط من تحريك المسدس |
Ancak bunun bir önemi olmadığını düşünürsek işe yarar. | Open Subtitles | سينجح هذا لو اعتقد كل منا باْن هذا لا يهم |
Evet, işe yarar, ama çıktığında benim üstüme gelecektir, korktuğumdan değil de. | Open Subtitles | نعم ، سينجح ذلك لكن عندما يخرج سيأتيإليّمباشرة. لستُ خائفا أو ما شابه |
Yeterince varsa işe yarar. Sadece gözlerimi ve burnumu açıkta bırak yeter. | Open Subtitles | سينجح إن كان هناك مايكفي فقط اترك ثغرةً لعيني وأنفي. |
Ve eğer bunu yapmalarına izin versem bile işe yarayacağını nereden bileceğim? | Open Subtitles | و إذا سمحت لهم بالقيام بذالك كيف سأعلم إن كان سينجح على أي حال ؟ |
ama bunun işe yarayacağını sanmıyorum. Çok yapmacık. | Open Subtitles | لكن لا أعتقد أن هذا سينجح إنها مصطنعة جداً |
Bu olacak. Bu bir film. Ben iyi adamım. | Open Subtitles | سينجح هذا، أنا في فيلم أنا رجل صالح، يجب أن ينجح هذا |
L gidiyordu Tam olarak kim, ama ben bu iş olacak sanırım. | Open Subtitles | ليس بالضبط ما كنت أريده لك أظن أن هذا سينجح |
Bu iş böyle olmaz adamım. Ben başka bir taksi bulayım. | Open Subtitles | لا أعتقد أن ذلك سينجح عليّ أخذ تاكسي آخر |
Liam'ın başarılı olacağını hep biliyordum ama bu kadarını değil. | Open Subtitles | عُلمت دائما بأن ليام سينجح ولكن ليس هذا النجاح الكبير |
Ama bunu yapabilirseniz, gerçekten çok çok işe yarıyor. | TED | لكن إن إستطعت القيام بذلك, سينجح الأمر بصورة حقا حقا جيدة. |
Ama bunu yapmamıştım. Çünkü nedense bu işin yürüyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | لكنــي لم أفعــل لأنــي بطريقة مــا عرفت أن هذا سينجح |
Ben ciddiyim. Bunun işe yarayacağından eminim. | Open Subtitles | إنّي جادّة، أوقن تمام اليقين أنّ هذا سينجح. |
Sözümü dinlemeyeceksen, bu iş nasıl yürüyecek? | Open Subtitles | كيف سينجح الأمر إذا لم تفعلي كما أخبرتكِ |
İşe yarayacağına güvenmeseydim senden yardım istemezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأطلب مساعدتك لو لم اعرف ان هذا سينجح |
Sana karşı tamamıyla dürüst olmak istiyorum tatlım çünkü Gail bu iş anca böyle yürür dedi. | Open Subtitles | حسنا , ان اريد ان اكون صريحا بالكامل معكي , لان غيل قالت ذلك انها الطريقة الوحيدة التي سينجح بها ذلك |
Üçüncüde Başaracak. Tabii önce ben onu yakalamazsam. | Open Subtitles | سينجح فى المره الثالثه إلا اذا نِلتُ منه أولاً |