| - Söyle be adam. - Korsan gemisine benziyor, efendim. | Open Subtitles | .ـ أستمر، يا رجل .ـ إنها تشبة سفينة قرصان، سيّدتي |
| Birinin %100 sap olduğuna inanmak nasıl olur bilemiyorum efendim. | Open Subtitles | لا أخالني أصدّق أنّ هناك وغداً 100 بالمائة يا سيّدتي |
| Sizinle karşılaşmak daima bir zevk, Madam. | Open Subtitles | دائماً ما يكون سروراً لي مقابلتك، سيّدتي |
| Madam, saatin kaç olduğunu bilmiyorum, zaten umurumda da değil. | Open Subtitles | بصراحة ، سيّدتي ، ليس لديّ أدني فكرة عن الوقت الآن ، ولا أهتم أيضاً |
| Leydim, saray muhafızları geldiler, ortalık karışacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | يا سيّدتي أرى أشخاص ليسوا بحّارة بنظرات فضولية |
| İlki uyarıydı, Hanımım. - Centilmenlik gereği... | Open Subtitles | الأوّل كان إنذاراً سيّدتي كبادرة شهامة و ما شابه |
| İyi akşamlar, Bay Korucu, efendim. bayan Filmçeker hanım. | Open Subtitles | عمتَ مساءً سيّدي الحارس، سيّدي و أنتِ يا سيّدتي صانعة الأفلام |
| Çıkıp bacaklarınızı hareketlendirseniz iyi olur, yani uzuvlarınızı, efendim. | Open Subtitles | مِن الأفضـل أن تخرجي وتُمدّدي سيقـانك، أعني أطرافك يـا سيّدتي |
| Evet efendim. Ne diye gülüyorsun? | Open Subtitles | أجل، سيّدتي أنا واقف هنا مع عملين فيّدراليين اللذان يرفضان تبادل المعلومات حيال القضية |
| Aynısını bana da yaptı. Hayır. Evet efendim. | Open Subtitles | كلاّ، نعم سيّدتي لقد حاولنا أمركِ سيّدتي |
| Beni işe aldılar çünkü bir güvenlik açığınız var, ve kime güvenmeleri gerektiğini bilmiyorlar, efendim. | Open Subtitles | استأجروني لأنّ لديكِ إخلال أمني، ولا يعرفون بمن يثقون، يا سيّدتي |
| Gitmeliyiz efendim. Soruşturma 30 dakika içinde başlıyor. | Open Subtitles | علينا الذهاب سيّدتي سيبدأ تحقيق المجلس بعد 30 دقيقة |
| Tüm saygımla, Madam, henüz o konuma geldiğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | مع احترامي لك، سيّدتي لم نبلغ تلك المرحلة بعد |
| İşimi anladım, Madam. Sadece gözlemleyeceğim. | Open Subtitles | إنني أتفهّم عملي، سيّدتي سأراقب الأمور فحسب |
| Beyefendinin trajik ölümünün ardindan yapacagim pek bir sey kalmadi, Madam. | Open Subtitles | مع وفاة السيّد المأساويّة، لمْ يتبق لي إلاّ القليل للقيام به، سيّدتي. |
| Leydim, saray muhafızları geldiler, ortalık karışacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | يا سيّدتي أرى أشخاص ليسوا بحّارة بنظرات فضولية |
| İzin verirseniz Leydim sıçmam gerekiyor. | Open Subtitles | ، الآن إذا سمحتم لي، سيّدتي . يجب أن أتغوّط |
| Burası için fazla iyisiniz, Leydim. | Open Subtitles | تبدين أرقى مكانةً على مكان كهذا يا سيّدتي |
| Gördünüz mü, Hanımım anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | كماترين،يا سيّدتي.. أنّكِ لا تستوعبين الأمر. |
| Sen canını sıkma, küçük hanım. Git kendine kahve falan yap. | Open Subtitles | لا تقلقي بشأن ذلك ، يا سيّدتي الصغيرة إذهبي لتحضري لنفسكِ قهوة بالحليب |
| Gerekli belgeleri görevli memurla beraber dün teslim edebildim, Sayın yargıç. | Open Subtitles | لقد قمت بإدراج تلك الأوراق مع الكاتب بالأمس يا سيّدتي القاضية. |
| Sanırım hesapların özüne inebildim han'fendi. | Open Subtitles | أعتقد أنّي حللتُ أمرَ الدّفاتر يا سيّدتي. |
| Ama siz çok daha iyilerini hak ediyorsunuz Sahibe. | Open Subtitles | لكنكِ تستحقِ أفضل من ذلك بكثير يا سيّدتي. |
| İyi yolculuklar, hanım Efendi. Uçağınız hazır ve beklemede. | Open Subtitles | .رحلة آمنة, سيّدتي طائرتكِ جاهزة و تنتظر |
| - Peki Bay Andrews. bayan, lütfen can yeleğinizi giyin. | Open Subtitles | سيّدتي رجاءً، استقلّي قارب نجاةِ، اصعدي إلى سطح السفينة حالاً. |
| Peki, madem öyle, size bir tane göstereyim hanımefendi. | Open Subtitles | حسنـاً، في تلك الحـالة، سيّدتي سأريكِ واحداً |