Evet, başka bir mesaj gelene kadar yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | أجل، لا يمكنك فعل أي شيء إن لم يبعث رسالة أخرى |
Hassas bir yapınız varsa pek bir şey yapamayacağınızı düşünürsünüz, muhtemelen. | TED | ربما تعتقدون أنكم لن تقدروا أن تفعلوا أي شيء إن كنتم لينين، ذلك محتمل. |
Eğer şans oyunlarını bırakmazsan, elinde bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | لن يبقى لديك شيء إن لم تتخلى عن العاب الحظ |
Size söyleyebilirim ki tüm maymunlara küçük bir damla Brezilya portakalı suyu için her şeyi yaptırabilirsiniz | TED | صدّقني، أيّ قرد قد يفعل لك أيّ شيء إن كنت تمتلك عصير برتقال برازيليّ. |
Ve parayı ödemezsem polise gidip, her şeyi anlatacaklarını söylediler. | Open Subtitles | ولقد هددوني بأن يذهبوا للشرطة ويخبروهم بكل شيء إن لم أقم بدفع النقود لهم |
Yapmak istemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطرًا لفعل أي شيء إن لم تكن تريد ذلك. |
Onunla görüşmeyeceğini bilsem hiçbir şey söylemezdim. | Open Subtitles | ما كنت لأقول أي شيء إن علمت أنك ستنفصل عنها |
Şu aptallar suya atlarsa hiçbir şey yakalayamayız. | Open Subtitles | لن نصطاد أي شيء إن واصل هؤلاء القفز في الماء |
Kendi halkına kızdı mı, bu veledin yapamayacağı şey yoktur. | Open Subtitles | سيفعل الطفل أيّ شيء إن كان غاضباً من أهله بما يكفي |
Bir silahımız var. Bize bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Sadece sakin olmaya çalış | Open Subtitles | المسدس عندي، لن يحدث لنا شيء إن هدأنا، حسنا؟ |
Eğer anomalileri bulamazsa hiçbir şey yapamaz. | Open Subtitles | لا يستطيع فعل شيء إن كان لا يستطيع العثور على الهالات |
Bütün işlerini ben yaparsam sen hiçbir şey öğrenemezsin. | Open Subtitles | لن تتعلم أي شيء إن قمت أنا بكل العمل لأجلك |
Elimden bir şey gelmeyeceğini söyledim. Görüşmek istemiyorsan görüşmezsin. | Open Subtitles | أخبرته أنه ليس بإمكاني فعل شيء إن كنت لاترغبين بالتواصل معه فهذا الأمر عائد اليك |
Bunun berbat bir fikir olduğunu söylemem bir şey ifade eder mi? | Open Subtitles | أسيعني لك أي شيء إن أخبرتك بأن هذه فكرة سيئة للغاية؟ |
Bir şey olursa, geri dönemezsem... | Open Subtitles | الآن لو حدث أي شيء إن لم أعود بعد بعض الوقت |
Henüz konuşmamışsa bile elbet onlara her şeyi anlatacak. | Open Subtitles | سيُخبرهم بكلّ شيء إن لم يكن قد أخبرهم و انتهى |
Ve ona her şeyi anlat dediğimi ilet. | Open Subtitles | وتخبريها بأنني ارتأيت أن أخبركِ بكل شيء إن كانت ترغب بذلك |
Kafana koyarsan her şeyi yapabileceğini umarım biliyorsundur. | Open Subtitles | أتمنى أن تعلمي أنك يمكن ان تقومي بأي شيء إن عقدت عزمك عليه |
Acelen yoksa her şeyi başarabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تنهي أيّ شيء إن لم تكن في عجلة من أمرك. |
Bir adamda bu ikisi varsa her şeyi yapabilir. | Open Subtitles | رجل بوسعه أن يفعل أيّ شيء إن كان يملك تلك الصفات. |