"شيء خاطئ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bir sorun
        
    • Yanlış bir şey
        
    • Bir terslik
        
    • şeyler yanlış
        
    • şeyler ters
        
    • yanlış birşey
        
    • şeyi yanlış
        
    • şeylerin yanlış
        
    • kötü bir şey
        
    • bir şeyler
        
    • şey yanlış
        
    • bir gariplik
        
    • şeylerin ters
        
    • şeyin yanlış
        
    • yanlış hiçbir
        
    fakat sizle ilgili Bir sorun yok. Bakış açınızı değiştirin. Open Subtitles لكن قد يكون ليس هناك شيء خاطئ سوى وجهة نظرك
    Eğer Bir sorun çıkarsa, ilk 10 dakika içinde çıkar. Open Subtitles إذا حدث أي شيء خاطئ سيحدث في الدقائق العشر الأولى
    Beni dinle. Şu ana dek Yanlış bir şey yapmadın. Open Subtitles اسمعني ، إلى الآن أنت لم تفعل أي شيء خاطئ
    Bu fotoğrafta Bir terslik olduğunu söylüyorum. Open Subtitles أنا أخبرك بشكل حرفي هناك شيء خاطئ بهذه الصورة
    Bu boykota baktım ve dedim ki, burada bir şeyler yanlış anlaşılıyor. TED وقد نظرت إلى هذه المقاطعة وقلت أن لدينا شيء خاطئ هنا.
    Bir şeyler ters giderse, o güç hücrelerinde toplanan enerji hepimizi öldürebilir. Open Subtitles الطاقة المخزنة في تلك الخلايا قد تقتلنا جميعا إذا حدث شيء خاطئ
    Pin kodumda Bir sorun var. Tekrar ayarlama yapabilir misiniz? Open Subtitles هناك شيء خاطئ مع رقمي السرّي أيمكنك إعادة تعيينه لأجلي؟
    Şimdi, tipik varsayım, eğer bir insan aldatıyorsa, ya ilişkinizde, ya da sizde Bir sorun olduğu şeklinde. TED الآن، فإن الافتراض النموذجي إذا ما خان شخص ما إما أن هناك شيء خاطئ في علاقتك أو الخطأ فيك
    O yüzden araştırmamda Bir sorun mu var diye merak etmeye başladım ya da bende. TED لذلك بدأت أتساءل ربما يوجد شيء ما خطأ في بحثي أو شيء خاطئ يتعلق بي
    Alex'i bulup Bir sorun olduğunu söyleyeceğim. Open Subtitles سَأَجِدُ أليكس وأُخبرُه أن فيه شيء خاطئ هنا
    Taşıma aracı veya istasyonla ilgili Bir sorun yok. Open Subtitles لا يوجد شيء خاطئ مع مركبة النقل هذه، أو المحطة.
    Tatlım, benim kayış ve hortumlarımda Bir sorun yok. Open Subtitles العسل، وليس هناك شيء خاطئ مع الأحزمة بلدي والخراطيم.
    Artık Yanlış bir şey yaptığın zaman sorumluluğu üstüne almayı öğrenmelisin. Open Subtitles أنت يجب أن تكبر وتتعلّم تحمّل المسؤولية عندما تعمل شيء خاطئ
    Tabii ya. Sen zaten hiç Yanlış bir şey yapmadın ki, değil mi? Open Subtitles صحيح، فلم تقومي بفعل أي شيء خاطئ في المقام الأول، أليس كذلك ؟
    Olmaz, kendisi dürüst bir insan Yanlış bir şey yapacak hali yok. Open Subtitles لا, فهي شخصية مستقيمة من المستحيل أن تكون قد ارتكبت أي شيء خاطئ
    Eğer herhangi Bir terslik olursa, rehineleri öldürmeye başlayacağız. Open Subtitles لكن إذا حدث أي شيء خاطئ.. سنقتل المدنيين
    Bizlere takılı olan çipler merkezi bir sisteme bağlıdır. Eğer bir şeyler yanlış giderse hemen görevliler gönderilir. Open Subtitles الأجهزه المزروعة مربوطة بنظام مركزي إذا حصل لأي شيء خاطئ نرسل ضباط بسرعة
    Hukuk ve avukatlar ile ilgili bir şeyler ters gitti. TED هناك شيء خاطئ فيما يتعلق بالقانون والمحامين.
    Davranmıyorum, ve yanlış birşey yapmadım, o yüzden bırakın beni. Tamam, yola koyul. Open Subtitles أنا لا اقوم بشيء و لم أعرف أي شيء خاطئ دعني أذهب
    Bu seninle alakalı değil. Hiçbir şeyi yanlış yapmadın. Open Subtitles هذا ليس من شأنك أنت لم تقم بعمل أي شيء خاطئ
    Ben de departmanında bir şeylerin yanlış olduğunu fark ettim. Open Subtitles ولقد لاحظت أنك قد حصلت على شيء خاطئ مع إدارتك.
    Yani, kötü bir şey filan yapmış değiliz. Open Subtitles أعني بحق الجحيم، ليس الأمر وكأننا فعلنا شيء خاطئ
    Beachwood'daki bir restoran erkenden kapatıldığında insanlar ters giden bir şeyler olduğunu anlamışlar. Open Subtitles الجيران اصبحوا يعلمون بوجود شيء خاطئ عندما اغلق مطعم محلي في بيتشوود باكرا
    Ben korkuyorum ki, bilirsin, iyi bir şey olur her zaman, ben aslında birlikte normal bir hayat olabilir düşünüyorum her zaman, şey yanlış gider. Open Subtitles أنا خائفة ، كما تعلم ، كلما يحصل شيء جيد كلما إعتقدت أنه يمكننا أن نعيش حياة طبيعية يحصل شيء خاطئ
    Hey, burada bir gariplik var beyler. Ne olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles يا رفاق،هناك شيء خاطئ هنا،لا أعرف ما الذي حدث
    Bunların en önemlisi de bir şeylerin ters gittiğini anlayabilmektir. Sebebi bilmeseniz de. Open Subtitles وهي القدرة على أن تعرفا أنّ هناك شيء خاطئ مِن دون معرفتكما السبب.
    Bana yalan söyledin çünkü yapmayı planladığın şeyin yanlış olduğunu bilecektim. Open Subtitles أقوم بفعله لقد كذبت عليّ لأنك تعلم بأن ما تخطط له شيء خاطئ
    Birçok doktor ve sağlık çalışanı benim yanlış hiçbir şey yapmamış olduğumu düşünebilir. TED سيعتقد بعض الأطباء والمختصين في المجال الصحّي، بأنني لم أقم بأي شيء خاطئ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more