Görgü kurallarını yıkıp, büyük ve gürültülü ses çıkaracağından korkuyorlar. | Open Subtitles | فهم يخشون أن تتجاوز قواعد اللباقة عبر دخولك بشكل صاخب |
Vereceğin bilgiler yeterince gürültülü olursa zaten buna gerek kalmamış olacak. | Open Subtitles | لو كان تقريرك صاخب بدرجة كافية, فلن يكون هناك داع |
Şu gürültülü müzikallerdendi, onlardan illallah demiştim. | Open Subtitles | كان فيلم موسيقى صاخب وأنا لا أحب تلك النوعية |
Gözlerinin içine bakın, onlar torunları hakkında konuşurken bi insanın yapabileceği en yüksek sesle ossurun... | Open Subtitles | وتنظر اليهم فى حين انهم يتحدثون عن احفادهم وتطلق ريحا بصوت صاخب على قدر ما تستطيع |
Büyük ihtimalle.Aırı gürültü yapmazsanız program sizi yakalayamayacaktır. | Open Subtitles | - تقريبا. مشكلة إذا تسرق الرجال أصبح صاخب جدا. |
-Hardcore yaşamadıkça ve kiranın efsanesi çok Hardcore'du | Open Subtitles | مالم تعيش بشكل صاخب مالم تعيش بشكل صاخب وأسطورة الإيجار كان طريق صاخب |
Burası çok gürültülü. Burada yemeyi istiyor musun? | Open Subtitles | هذا المكان صاخب جداً أنت مُتأكد أننا سنأكُل هنا ؟ |
Ama herifin bu kadar gürültülü bir öküz olmasına da gerek yok. | Open Subtitles | لكن يجب أن لا يأخد الأمر بشكل صاخب و حقير |
Burayı çok seviyorum. Sıcak, gürültülü, pizza yok. | Open Subtitles | يعجبني المكان هنا، فهو حار، صاخب وليس به بيتزا |
Baba, müzik çok gürültülü bu yüzden yarın daha sessizken sizi aramaya çalışırım. | Open Subtitles | أتعلم يا أبي، الصوت صاخب مع هذه الموسيقى لذا إن استطعتُ الإتصال بك غداً عندما يكون أقلّ صخباً، سيكون ذلك رائعاً |
gürültülü, iğrenç barlara gidip yanında oturan vasat görünüşlü kadının söylediği aptalca şeyleri duyamamak gibi. | Open Subtitles | كالذهاب إلى بار صاخب ومريع إلى جانب قولك شيئا غبيا |
Evet, küçük 175 keşif gezileri için çok daha iyi ama çok gürültülü. | Open Subtitles | أجل، الـ 175 الصغير أفضل للإستكشاف و لكنه صاخب |
Hey! Belki de bu kadar gürültülü partiler vermemelisin. | Open Subtitles | تعلمين, ربما لم يكن من المفترض أن تقومي بحفل صاخب كهذا. |
Dün akşam da gürültülü kavga ettikleri rapor edilmiş ve komşuları Siegel'ın 8:30'da oradan ayrıldığını söylüyorlar. | Open Subtitles | كان هناك بلاغ عن جدال صاخب الليلة الماضية، وقال الجيران أنّهم رأوه يُغادر منزلها بعد الـ 8: 30. |
Sürekli bağıran insanlar yüzünden çok gürültülü bir yermiş diye okumuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت انه قد يكون صاخب جدا حيث يصيح الناس دائما على بعضهم كل الوقت |
Tanrım, benim zihnim çok gürültülü. | Open Subtitles | يا إلهي ، إنّ عقلي صاخب جدّا لا يمكنني فعل هذا |
Afersiniz bayan ama bu biraz gürültülü olacak. | Open Subtitles | في محاولة اخافه هذا الشخص قليلا. أعذريني، سيدتي. الوضع على وشك أن يصبح صاخب. |
Kibar olamadığım kadar yüksek sesli konuşabilirim. | Open Subtitles | لا يمكننى أن أكون لطيف اذا ربما يمكننى أن أكون صاخب |
Merhaba, 44. Seawall Yolu'ndaki çok gürültü bir parti için aramıştım. Acaba... | Open Subtitles | مرحباً ، أنا أتصل بشأن حفل صاخب جداً عند "44 شارع سي وال" |
Hardcore değilsiniz Hardcore değilsiniz | Open Subtitles | حسنا أنت لست صاخب كلا لست صاخب |
Belli bir etnik grubun gürültücü, tembel ya da sinsi olduğunu düşünüyorsan ya da gülünç ölçüde kapalı ve münasebetsiz. | Open Subtitles | لكن إن كنت ترى أن عرقاً معيناً ...صاخب أو كسول أو حقير أو متشدد بطريقة سخيفة وغير لائقة |
Çok ses çıkarır ve bu da makul bir mazeret. | Open Subtitles | إنـّها آلة ذات صوت صاخب ، مما يُمهله عُذر معقول. |
Bir hayalet için çok gürültücüsün. | Open Subtitles | أنت صاخب جداً كالشبح |