Hikayemi anlatmak için araç ararken grafik tasarıma rastladım. | TED | أثناء بحثي عن وسيلة لرواية قصتي، صادفت التصميم الجرافيكي. |
Geçen yıl bu yolda bir bayana rastladım, radyatörü su kaynatmış. | Open Subtitles | العام الماضي صادفت سيدة من تورينو, مُبَرِّد سيارتها كان جافاً. عرضتُ إركابها لإيجاد ماء |
Dönerken yolda uzaktan tanıdığım, meraklı bir kıza rastladım. | Open Subtitles | وفي طريق عودتي صادفت فتاة أعرفها بشكل عابر، وهي فضولية جدا |
Öyle. Ama başkasına veremeyecek kadar iyi bir haber buldum. | Open Subtitles | صحيح، لكنني صادفت قصة جيدة بحيث لا يمكنني إعطاءها لآخر |
Örneğin, tesadüfen şu reklama denk geldim: Bayanlar tuvaletinin önü, Kansas havaalanı. | TED | على سبيل المثال .. لقد صادفت إعلاناً وانا خارجة من دورة مياه السيدات في مطار مدينة كينساس |
Ortadan kaybol yeter. Polislere rastlarsan... | Open Subtitles | فقط ابق بعيدا عن الأنظار لو صادفت الشرطة |
İnsanları öldürmek için korku ve tehdidi kullanan biri profiline uyan herhangi biriyle karşılaştın mı? | Open Subtitles | الخوف والترهيب لقتل الآخرين هل صادفت شخص ما يطابق هذه المواصفات |
Hikayenizi doğrulayabilecek birisiyle karşılaştınız mı? | Open Subtitles | هل صادفت أي شخص يمكنه أن يساعد في التحقق من قصتك |
Geçen ay Bering Boğazı'nın ortasında buna rastladım. | Open Subtitles | فى الشهر الماضي أنا كنت خارج في منتصف المضيق عندما صادفت هذا. |
Clark, hastanede annene rastladım. Bana, babana olandan bahsetti. | Open Subtitles | كلارك صادفت أمك بالمستشفى وأخبرتني باختفاء أبيك |
Bu yılın başında, soğutma tertibatı için yaptığım araştırma esnasında bir şeye rastladım. | Open Subtitles | أه، صادفت شيئاً حيال ذلك في وقت سابق من هذا العام عندما كنت أجري أبحاثاً عن وحدات التبريد خاصتي |
Bu akşam, tesadüfen ses ötesiyle ilgili bir ansiklopedi girisine rastladım. | Open Subtitles | الليلة صادفت مدخل موسوعي عن الفوق صوتيات |
Az önce Karl West'e rastladım, otele giriş yapıyor ve çilek istiyordu. | Open Subtitles | لقد صادفت كارل للتو يحجز غرفة هنا و يطلب الفراولة |
Jack'e rastladım. Çok korkunçtu, sanki yabancıydık birbirimize. | Open Subtitles | لقد صادفت جاك كان موقف رهيب وكأننا غرباء |
TED'e hazırlanırken, eski bir günlükte şu sayfayı buldum. | TED | أثناء التحضير لمؤتمر تيد ، صادفت صفحة المذكرات هذه في مجلة قديمة |
Geçen ay okyanusun ortasında bunu buldum. Tebrikler. | Open Subtitles | فى الشهر الماضي كنت خارجا في منتصف المضيق عندما صادفت هذا |
Sonra alışveriş yaparken yolda Willow denk geldi.... ...ve bu yüzden sanırım benden ayrılmak için geldi. | Open Subtitles | وبعدها صادفت والو بينما كنت اتسوق والان هو من المحتمل هنا لكي ينفصل عني |
Tabii patenli bir tavşana rastlarsan. | Open Subtitles | هذا بالطّبع , إن صادفت أرنب متزلج على الحدود |
Seni atına alıp kaybolmayı teklif eden güzel bir elfle karşılaştın. | Open Subtitles | صادفت جنياً جميلاً وقد عرض عليك أن تسير بك على متن حصانه |
Hayatınızda bir yeri olduğunu fark eden insanlarla hiç karşılaştınız mı? | Open Subtitles | هل صادفت احداً وعلمت انه سيمثل دوراً في حياتك؟ |
Şu "Gözü Morarmış Yakışıklı"ya mı rastladın? | Open Subtitles | هل صادفت الشاب ذو العين السوداء الجميلة؟ |
Dinle. Siz öğütücü işi için gittiğinizde, Austin'den Tommy Welch'e rast geldim. | Open Subtitles | "إسمعي لقد صادفت (تومي والاش) من مركز "اوستن |
Onunla hâlâ görüştüğüm falan yok karşılaştık yalnızca. | Open Subtitles | أنني لا أتواصل معه دوماً، أننيفقط.. صادفت رؤيته. |
Bir Derinlerin Sakini ile karşılaştığın zaman, bunu anlamalısın. | Open Subtitles | بعد ان صادفت ساكن الأعماق مرة يجب أن تعرفي ذلك بنفسك |
Ve tartışma hakkında düşünürken bazı sorunlarla karşılaştım, | TED | و خلال تفكيري في الجدل، صادفت بعض الأحجيات، |