| Teknolojinin ne sıklıkla Doğru şeyi yapmak zorunda olduğuna bakalım. | TED | لننظر كم في العادة يمكن أن تقوم التقنية صحيحة بالفعل. |
| Ancak psikolojik araştırmalara göre kendimizi Doğru ölçmekte pek de iyi değiliz. | TED | لكن الأبحاث النفسية تشير إلى أننا لا نجيد تقييم أنفسنا بطريقة صحيحة. |
| Oyuncakların sana zarar verdiğini ve daha gerçek olmayan pek çok şeyi. | Open Subtitles | و أنّ ألعابكَ قد تعرّضك للأذى و مئات الأمور الأخرى الغير صحيحة |
| Görünen o ki beşinci sınıftaki içgüdülerim doğruydu. | TED | بدى لي أن غرائزي منذ الصف الخامس كانت صحيحة. |
| Görünüşe göre şüpheleriniz doğruymuş, Başkan Hanım. Bu Afrika'yla ilgili. | Open Subtitles | يبدو بأن شكوكِ كانت صحيحة سيدتي الرئيسة، هذا حول أفريقيا |
| Büyük Patlama fikri ile ilgili ŞEY, onun yanlış olduğudur. Mantıksız ve yanlış. | Open Subtitles | هذا الشيء حول فكرة الأنفجار الكبير على أنها غير صحيحة,غير منطقي وغير صحيحة |
| Şimdi seni gördüğümde... ...tüm bu düşündüklerimide, haklı olduğumu hatırladım. | Open Subtitles | و الآن بعد أن جلستِ قبلي أعرف أن كلماتي صحيحة |
| Cesur bir deneme, ama Doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | محاولة شجاعة لكن أنا و أنتي نعرف أنها غير صحيحة |
| Büyük, kötü görünen morluklar oluşur, ama aslında acımazlar, eğer Doğru yapmayı becerirsen. | Open Subtitles | ويصابون بكدمات فظيعة ولكنّها غير مؤلمة حقاً بشرط أن يقوموا بها بطريقةٍ صحيحة |
| Fakat sana çok basit bir soru soruyorum ve bana Doğru cevabı veremiyorsun. | Open Subtitles | لكنى أسألك سؤال بسيط للغايه و أنت لا تستطيع أن تعطينى إجابة صحيحة |
| Efendim, şimdiye dek Derevko'nun verdiği bilgiler tamamen Doğru çıktı. | Open Subtitles | السيد، لهذا الحدّ، إنتيل دريفكو كانت مائة صحيحة بالمائة الوقت. |
| Teori Doğru olabilirdi eğer piston kolu ilk sorun olsaydı. | Open Subtitles | النظرية صحيحة لو أن ذراع القضيب كانت قوة الفعل الأولى |
| Doğru olduğunu söylediğin şeylerin dövmeli kıçımın büyüklüğünde bir listesini verebilirim. | Open Subtitles | يُمكنني إعطائكَ لائحَة بحجمِ مُؤخرتي الموشومَة بالأشياء التي قُلتَ أنها صحيحة |
| Her öğleden sonra burada olduğun dedikodusunun gerçek olmasına sevindim. | Open Subtitles | سعيد بأن الإشاعة حول تواجدك هنا بعد الظهر كانت صحيحة |
| En azından gerçek batıl... .inançlar ve masallar olduğunu söyleyeyim. | Open Subtitles | حسنا ، دعنا نقول هناك خرافات صحيحة وقصص خيالية حقيقية |
| Teori basit ve zarifti, ve toprak, hava, ateş ve su teorisinin aksine doğruydu. | TED | هذه النظرية بسيطة ومميزة، كما أنها أفضل من نظرية التراب، والهواء، و النار والماء لكونها صحيحة. |
| Elimizdeki bilgilere göre hesaplarım doğruydu. | Open Subtitles | بالإضافة إلى المعلومات التي بحوزتنا كانت حساباتي صحيحة |
| Duyduklarıma kulak asmadım ama demek ki doğruymuş! | Open Subtitles | إنما لم أصدق هذه الأشياء الغريبة لكنها صحيحة |
| Görünen o ki, bana gelen bilgi doğruymuş. | Open Subtitles | حسناً من الواضح أن المعلومات التي لدي صحيحة |
| Pek çok hata vardır ki yanlış oldukları ancak yaptıktan sonra fark edilir. | Open Subtitles | يوجد أشياء يفعلها المرء ويعتقد أنها صحيحة وبعد ذلك يدرك أنه كان مخطئ |
| Bana getirin ve ben de şüphelerimde haklı mıydım öğreneyim. | Open Subtitles | فقط احضريه لي بحيث استطيع ان اتأكد ان شكوكي صحيحة |
| Bu yüzde 15 kuralı, doğrudur. Gezegende nereye giderseniz gidin, ister Japonya, ister Şili, ister Portekiz yada İskoçya hiç farketmez. | TED | قاعدة الخمسة عشر بالمئة صحيحة حيث أنه لايهم أينما كنت في أي بقعة في هذا الكوكب اليابان,تشيلي البرتغال, سكوتلندا,لايهم |
| Biyosferin uygun olarak keşfedilmesine ihtiyacımız var ancak böylece onu anlayabilir ve idare edebilecek yetide olabiliriz. | TED | نحتاج لأن نستكشف الغلاف الجوي بصورة صحيحة بحيث يمكننا فهمه وتنظيمه بالكامل. |
| Ve veri gayet anlaşılır bir biçimde yani öğrencinin bildiği ya da yanıldığı yeri tam olarak bilirsiniz. | TED | وتصبح البيانات محببة جدا بحيث يمكنك رؤية ما حله التلاميذ من مسائل بصورة صحيحة أم خاطئة |
| Okul zamaninda da hicbir zaman soruya dogru cevap vermezdin. | Open Subtitles | حتى في المدرسة لم تجاوب على الأسئلة إجابة صحيحة أبداً |
| Dışişleri Bakanlığı, doğruluğu olmayan bir son kullanıcı sertifikasını tasdik etmedi. | Open Subtitles | وزارة الخارجية لم توافق على أيّ شهادات مستعملة لم تكن صحيحة. |
| İlk üç ailemin benimle konuşmadığını hesaba katarsak bu seferki düzgün olsun istiyorum. | Open Subtitles | وبما أن عائلاتي الثلاث لا يتحدثوا إلي أريدها هذه المرة ان تكون صحيحة |
| Eğer bilgiler doğruysa, barakalar 200 askeri barındıracak şekilde yapılmış. | Open Subtitles | هذه الثكنات مصممة لأستيعاب 200 رحل اذا كانت معلوماتي صحيحة |