Oğlumun bugünkünden daha farklı bir Çin'de büyümesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد لأبنى أن يكبر فى صين مختلفة عن التى توجد الآن |
Her şey bittiğinde Çin harika bir yer. | Open Subtitles | أنت تعلم أن صين مكانا رائع للأنتهاء من كل شيء |
Bir Çin'de diğeri Meksika'da üretilmiş ama ikisi de aynı dükkandan alınmış. | Open Subtitles | "أحدها مصنوع في الـ "صين" و الآخر في الـ "مكسيك لكن تمّ شراء كلاهما من نفس المتجر |
Ve sonra şirket Çin'de bir mağaza açtı. | Open Subtitles | لذلك فتحت شركة محلا لها في صين |
Tek Hanlık, tek Han, tek Çin ve tek İmparator. | Open Subtitles | خان واحد صين واحد، وإمبراطور واحد |
Ve nihayet barışçıl Çin cömertliğini gösterdiğinde... | Open Subtitles | وأخيرا، عندما يظهر صين سلمية للخير، |
İlk Egemen Çin İmparatoru savaşan yedi eyaletimizi birleştiren çılgın hükümdar, Lo Pan'ı mağlup etti ve MÖ 272 yılında ona, şu dehşet verici bedensizlik lanetini uyguladı. | Open Subtitles | و أول إمبراطور مستقل للـ(صين) هذا الملك المجنون الذى وحد ولاياتناالسبعالمتقاتلة،هزم "لو بان" وفرض عليه هذه اللعنة الرهيبة التى جعلته غير آدمى فى عام 272 قبل الميلاد |
Minnesotalı genç bir kadın kısa süre önce Çin'e gitmiş. | Open Subtitles | -امرأة شابة من (مينيسوتا)، سافرت مؤخراً للـ(صين ) |
Çin'in parlak geleceği ve çocuklarımız için | Open Subtitles | كلنا نريد وجود "صين" قوية ومشرقة |
- Çin'desin dostum. | Open Subtitles | يا رجل أنت في صين لدي بعض البيجو(نوع من شراب |
Sen ve ben. Sen Çin seddini yıktın. | Open Subtitles | لقد حطمت الجدار الصيني *سور صين العظيم* |
Oğullarının liderliğinde olduğu gibi Sidao'nun Çin'inin önüne gidersen ben de Karakorum'un kuzeyine, gerçek Moğolları savunmaya giderim. | Open Subtitles | بينما تقود أبناءك ..(للعودة بين فكيّ صين (سيداو "سأسير شمالاً إلى "قراقورم للدفاع عن عاصمة المغول الحقيقية |
Yüzbaşı Lao, Çin "Dünya Uzay Savunma Programı"nın bir parçası oldu buradan halkınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? | Open Subtitles | القبطان (لاو)، كانت الـ(صين) جزءًا متكاملاً لبرنامج "الدفاع الفضائي للأرض" أهناك ما تودين قوله لقومكِ في بلدكِ؟ |
Sen Çin'in yolladığı pilot olmalısın. | Open Subtitles | (لا بد أنكِ الطيارة التي أرسلتها الـ(صين |
Amın Nixon daha Çin'e gitmeden önce kurumuştur senin. | Open Subtitles | جفت مهابلكنّ قبل وصول (نيكسون) إلى الـ(صين) |
Tek bir tane Çin var, tek bir tane Bay Sun var. | Open Subtitles | هناك "صين" واحدة فقط وسيد (صن) واحد فقط |