"صَغير" - Translation from Arabic to Turkish

    • Küçük
        
    • ufak
        
    • küçüksün
        
    • pıtı
        
    Selam, Ann Arbour'dakilere selam. Şimdi sizlere Küçük bir film izleteceğiz. Open Subtitles مرحباً رجال هناك في شجرةِ آن الآن نحن سَنُشوّفُك فلم صَغير.
    Senin gibi Küçük hoş bir şey kimindir, kime ait olabilirsin acaba? Open Subtitles و من فقط الذي يملكك؟ أي شيء صَغير جميل مثلك؟
    Bir çok bayan böyle hissediyor. Küçük şirin bir bebek olsun istiyorsunuz. Open Subtitles الكثير مِنْ النِساءِ يَشْعرنَ بهذه الطريق ، تُريدين رضيع صَغير لطيف
    Sevimli ufak sesin için ufak bir masa, ufak bir iskemle ve ufak bir ofis'in var artık. Open Subtitles تَحْصلُي لنفسك علي منضدة صَغيرة لطيفة. مَع كرسي صَغير لطيف، في المكتب الطيف الصَغير، لصوتِكَ الصَغيرِ اللطيفِ.
    Belki de taliplilerinden ufak bir hediyedir? Open Subtitles أي عرض صَغير مِنْ أحد مقدمي طلبكَ، ربما؟
    Bunu anlamanın senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum çünkü daha çok küçüksün. Open Subtitles ..... أعلم بأنه من الصعب عليك تفهم الأمر لأنك صَغير جداً
    Beyninin Küçük bir parçasını almak zorunda kaldık. Open Subtitles نحن كان لا بُدَّ أنْ نُزيلَ قسم صَغير شحمةِ أذنكَ الأماميةِ
    Ona Küçük, çok sevimli bir zil aldım. Open Subtitles لَكنِّي فقط حَصلتُ لها على جرس صَغير لطيف
    -Ama, benim fikirlerim daha iyiydi. -Seni Küçük, yaramaz robot. Open Subtitles لكن، أفكاري كَانتْ أفضل أنت شقي ايها الروبوت صَغير
    "Küçük bir kediye karşı içten içe kıskançlık besliyorum." Open Subtitles عِنْدي غيرة شديدة من قطّ صَغير صغير جداً.
    Küçük bir alıştırma yapalım sonra da toz olup gideyim, olur mu? Open Subtitles يا، تمرين صَغير واحد، ثمّ أَنا أودي 5000، موافقة؟
    Pekala belki Küçük bir parçam onunla konuşmak istiyor. Open Subtitles حسنـاً رُبَّمَا جزء صَغير جداً منّي يريد أن يتحدث معه.
    Taa ki Don Cook, Emilio Alvarado'yu... cinayetin işlendiği saatlerde Küçük Gordo'nun evinden... çıkarken görene dek. Open Subtitles حتى طباخِ دون آي دي 'دي إمليو ألفارادو خُرُوج مِنْ بيتِ غوردو صَغير حول وقتِ القتلِ.
    - Hayatım olmaz. - Küçük bir akşam yemeği? Open Subtitles لا، حبيبتي مالذي يمكنه فعله بعشاء صَغير واحد؟
    Ama yine de, ufak bir çocuğun elini kesebileceğine inanmıyorum, kimseyi incitmemiş bir çocuğu öldürebileceğine. Open Subtitles على الرَغمِ مِن ذلِك، أجِدُ صُعوبةً في تَصديق أنكَ ستَقطُعُ يَدَ طِفلٍ صَغير و أنكَ ستَقتُلُ وَلَداً لَم يُؤذي أحَداً
    O kadının tarif ettiği eser kafamda bir şimşek çaktırdı, o yüzden ufak bir araştırma yaptım. Open Subtitles المصنوعات اليدوية التي وَصفتْها الإمرأة قرعت الجرس , لذلك قمتُ ببحث صَغير
    Bakıyorum da Poppy ufak bir parti veriyor. Open Subtitles أَرى إمتِلاك Poppy a حزب صَغير. ذلك لَيسَ a حزب.
    Çocuklar, Bull Dağı'nı diğer insanlar kadar çok seviyorum fakat ufak bir değişiklik bu yere zarar vermez. Open Subtitles يارجال، أَحبُّ جبلَ الثورِ بقدر أي شخص آخر... لكن تغيير صَغير , لَنْ يَؤذي هذا المكانِ.
    Kardeşlik'i ufak bir araştırma ve basit tekme, dondurma ya da büyülerle durduramazsınız. Open Subtitles أنت لا تَستطيعُ التَوَقُّف الإخوّة مَع a بحث صَغير وركلتكَ الأساسية، التجميد والتحرّك السحري.
    ufak bir iyilikti. Open Subtitles لقد كَانَ إحسان صَغير صغير جداً.
    Sen çok küçüksün. Open Subtitles أنت صَغير جداً.
    Kim olduğunu söylememem gerekiyor, ama çok hoş, çıtı pıtı biriydi. Open Subtitles لَستُ مُفتَرَضَ لقَول الذي، لَكنَّها متأكّدةَ كَانتْ a عدد صَغير جميل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more