Şimdiki yemek servisi atlasam kötü bir misafir olur muyum? | Open Subtitles | هل سأكون ضيفة وقحة إذا فوتّ على نفسي هذا الطبق؟ |
Cecilia, evimde misafir olduğunu hatırlatırım. | Open Subtitles | سيسيليا , يجب أن تتذكر بانك ضيفة في بيتي. |
Bak,ben sadece konuk oyuncuyum, ve hepimiz konuk oyunculara neler olduğunu biliriz. | Open Subtitles | أنا مجرد ضيفة شرف و كلنا نعلم ما يحدث لضيوف الشرف |
Ama masadan kalkması gerektiğini sanmıyorum. Ne de olsa onur konuğu o, öyle değil mi? | Open Subtitles | لكني لا أرى ما الهدف من إبعادها عن الطاولة، في النهاية، هي ضيفة الشرف |
Müşteri olmazsa, annen bu gece Azrail'in misafiri olacak. | Open Subtitles | بدون زبائن ، أمك ستكون ضيفة على ملاك الموت الليلة |
Üç hafta içinde, kalıcı bir ev misafirim olacak. | Open Subtitles | بعد 3 أسابيع سيكون لدي ضيفة دائمة في منزلي |
Hadi ama Molly sen misafirsin bunu yapmana gerek yok | Open Subtitles | هي يا "مولي"، أنت ضيفة لا يجب عليك فعل هذا |
Şeyh Khalid'in misafiriyim. Oda hesabı olamaz. | Open Subtitles | أنا ضيفة للشيخ خالد لا يوجد سعر للغرفة |
Kendini aileden sanmasın... misafir sansın istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريدها أن تشعر بانها من الأسرة أريدها أن تشعر وكأنها ضيفة عندها يمكنني ان أسألها المغادرة |
Bu bölümde,Katie Couric hayat dolu,çatlak bir fahişe rölünde misafir oyuncu olarak katılacak | Open Subtitles | الليلة, كاتي كوريكــ ضيفة الشرف كعاهرة مرحة جدًّا. |
Partide yiyecek dağıtan bir kızın şimdi partide bir misafir olması. | Open Subtitles | . الفتاة التى تقدم الطعام فى الحفلات الآن هى ضيفة فى حفله |
Madem ki Qi ev sahibi ve Lu misafir biz de Soylu Qi için karşılama selamını rica ediyoruz. | Open Subtitles | منذ كي كان مضيف ولو ضيفة نحن نطلب من نوبلز تشى الترحيب |
Evimde bir misafir olsaydın eğer, yapacağım şey bu olurdu. | Open Subtitles | لو كنتِ ضيفة ببيتي، فهذا ما كنتُ لأفعله. |
O yüzden uydurma terapi diyarında bir konuk da olsam belli bir saygıyı hak ediyorum. | Open Subtitles | لذا أتمنى أن تمنحنى قليلا من الاحترام حتى لو كنت ضيفة في علاجك النفسي في أرض العجائب |
Eşim buraya uğramamı söyledi ama yayına konuk olacağımı söylemedi. | Open Subtitles | طلب مني زوجي المجيء لإلقاء التحية و لكنكما تطلبان مني أن أكون ضيفة بالبرنامج؟ |
Kraliçe, Ludwig'in konuğu olarak orada olacak. | Open Subtitles | الملكة ستكون ضيفة لودفيج أَنا سأكون معهم |
Senin, en iyi masamızın ilk konuğu olmanı istedim. | Open Subtitles | أريـدك أن تكوني أول ضيفة على طـاولتنـا الأفضـل |
Binada oturmuyor, ayrıca binada oturan kimsenin misafiri değilmiş. | Open Subtitles | لا تعيش في المبنى ولم تكن ضيفة عند أي ساكن في المبنى |
Şu anda bir misafirim var. | Open Subtitles | لدى ضيفة الآن هل يمكنك الإنتظار ؟ |
- Sen istenmeyen misafirsin. Basinin çaresine bak. | Open Subtitles | إنّكِ ضيفة غير مرغوب بها اذهبي و اطعمي نفسكِ |
Ben Leonid'in misafiriyim. Beni kendisi davet etti. | Open Subtitles | أنا ضيفة (ليونيد) إنّه يريدني هُنا |
- Küçük bir misafirimiz var. | Open Subtitles | ـ لدينا ضيفة صغيرة ـ إنها تود سماع القصة أيضاً |
Onun benim konuğum olduğunu söyle. | Open Subtitles | هناك تلك الفتاة ليزا فيلليني اخبرهم انها كانت ضيفة بمنزلي |
Matilda Hala sen onur konuğusun. | Open Subtitles | عمتي "ماتيلدا"، أنتِ ضيفة الشرف |
Ben bu gece bir gey barda onur konuğuyum. | Open Subtitles | قصة طويلة أنا ضيفة الشرف في قاعة الشواذ تلك |
Bir misafirin yüksek gürültüden şikayeti üzerine. | Open Subtitles | كانت هُناك مُكالمة من ضيفة تشكو من ضجة صاخبة |
Bu eve alışma partisinde bir buçuk saat geçirdikten sonra misafirden, savaş esirine dönüşmüştüm. | Open Subtitles | بعد مرور ساعة و نصف على الإحتفال قد تحولت من ضيفة للحفلة إلى سجينة حرب |
Yönetmen, evinizde bir misafiriniz vardı, bu yüzden ona buraya getirdim. | Open Subtitles | سيدي ، كان لديك ضيفة في منزلك لذا رافقتها إلى هنا |
Bu hanımefendi, benim çok önemli bir konuğumdur. | Open Subtitles | هذه السيدة هي ضيفة مهمة بالنسبة لي. |