En fazla iki hafta sürecektir. Teşekkür ederiz ekselansları, ama Roma'da acil bir işimiz var. | Open Subtitles | نشكركم يا صاحب الجلالة، لكن لدينا عملا طارئا في روما |
Müsaade ederseniz, bu genç baylarla çok acil bir işim var. | Open Subtitles | بعد إذنكم فلدى عملا طارئا مع هؤلاء السادة الصغار |
Ben emri verir vermez Kral acil bir konsey toplantısı organize edecek. | Open Subtitles | عندما اعطي كلمتي الملك سوف ينظم اجتماعا طارئا لمجلس الامن |
Biz sadece cinayet masasından bir acil durum çağrısı aldık. | Open Subtitles | كل ما فعلناه أننا تلقينا إتصالا طارئا عن جريمة قتل |
Gerçekten mi? Oh. Peki o zaman, bu bir acil durum değilse nedir? | Open Subtitles | حقا ً؟ حسنا, حسنا, إن لم يكن هذا طارئا ًإذا ما هذا ؟ |
acil bir duruma anlayış gösteririm. | Open Subtitles | أنا أتفهم إذا كان شيئا طارئا |
Aile içi acil bir durum vardı. | Open Subtitles | كان ذلك ظرفا عائليا طارئا آه لا ! |
Ama toplumsal destek olarak düşündüğümüz şeylere bu afyon (opioid) ve aşırı doz krizi ortasında yeni bir acil durum eklendi. | TED | لكن ما نفكر فيه بخصوص دعم المجتمع يأخذ منحنى طارئا جديدا عنذما تنخرط في تعاطي الأفيون بجرعة مفرطة. |