| Kendimi hastanede, bir yoğun bakım odasında,. acil bir ameliyattan çıkmış buldum. | TED | وجدت نفسي في مستشفى في العناية المركزة، أتعافى من عملية جراحية طارئة. |
| Ortak hat olduğunu biliyorum, ama acil bir durum var, polisi aramam gerekiyor. | Open Subtitles | نعم, انا اعرف انه خط الحزب, ولكنها حالة طارئة يجب ان اتصل بالشرطة |
| Yayınımızı acil bir Benny Goodman şarkısı için yarıda kesiyoruz. | Open Subtitles | سوف نقوم بمداخلة لنحضر لكم مختارات طارئة لأوركيسترا بينى اللعينة |
| Burası araştırma istasyonu Aquatica. Tıbbi bir acil durum var. | Open Subtitles | هنا مختبر البحوث أكواتكا لدينا حالة أسعاف طارئة ، أكرر |
| - acil bir çağrıya müdahale ediyorum, efendim. - Ya? | Open Subtitles | ـ لقد تلقينا إتصال لحالة طارئة يا سيدتي ـ ثم؟ |
| Santral, İl Sağlık Bölümü'nü bağlayın. Bu acil bir durum. | Open Subtitles | عامل القسم ، إعطيني قسم محافظة الصحّة إنها حالة طارئة |
| acil bir durum söz konusu ama telefonu bile bulamıyorsun. Ya yangın çıksaydı? | Open Subtitles | إنها حالة طارئة وأنتي لا تستطيعين إيجاد الهاتف, ماذا لو كان هناك حريق؟ |
| Hastahanede acil bir durum olsa, ya da herhangi bir sey, hep ararsin. | Open Subtitles | لو كانت هناك حالة طارئة في المستشفى أو أي شيء آخر, دائماً تتصلين |
| Grev hattını ne yaparsın bilemem. acil bir durum bu. | Open Subtitles | لا يهمني كيف تشعر تجاه طوابير الإعتصام, إنها حالة طارئة |
| Şu iletişim yok kuralınızı biliyorum ama bu acil bir durum. | Open Subtitles | اعرف انه لديكم سياسة بدون اتصال المزعجة لكن هذه حالة طارئة |
| acil bir durum var ve Never'a benim için göz kulak olup onla evde oyun günü yapar mısınız? | Open Subtitles | لدي حالة طارئة واحتاج واتساءل إذا كان بإمكانك مراقبة نيفر من آجلي ربما خذه الى منزلك لـ لعبة الموعد |
| Benimle aynı fikirde olmadığınızı biliyorum ama bu acil bir durum. | Open Subtitles | أعرف بأنّنا لا نرَ الأشياء عين بعين. لكن هذه حالة طارئة. |
| Şu anda acil bir durum olduğu için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تكون سعيداً جداً أننى لديّ حالة طارئة الآن |
| Sabah hastalara sen bakacaksın. İlgilenmem gereken acil bir iş var. | Open Subtitles | أنت في المسئولية عن العنابر هذا الصباح لدىّ أعمال طارئة لأحضرها |
| Eğer bu bir acil durumsa lütfen kapatıp 911'i arayın. | Open Subtitles | لو كانت هذه حالة طارئة من فضلك إغلق وإتصل بـ911 |
| Karınızın varlığını inkar edip evlilik sorumluluklarınızdan kaçmak bir acil durum değil. | Open Subtitles | محاولة لحرمان وجود زوجتك ومسؤولية الزواج الخاص بك هو ليس حالة طارئة. |
| - Acil yardım talebi; tahmini varış süresi 15 dakika. Anlaşıldı. | Open Subtitles | لدينا حالة طارئة نطلب المساندة خلال 15 دقيقة |
| - Burada da önemli bir sorun var. - Pembe Kod olayı olabilir. | Open Subtitles | ــ لدي حالة طارئة هُنا ــ لا , من المحتمل أنّها كود وردي |
| Doğrusu, evi acilen satmam gerek acil durum çıktı da. | Open Subtitles | في الحقيقة.. هناك حالة طارئة يجب أن أبيع هذا المنزل |
| Korkarım dersine veda öpücüğü vermelisin. Milli Savunma Bakanlığın'da bır sorunumuz var. | Open Subtitles | يبدوا أنك ستلغى درسك الآن هناك حالة طارئة |
| (Alkışlar) Bizim başladığımızdan bu yana, yaklaşık buna benzer 400 acil dağıtım yaptık ve bu acil durumların çoğunun arkasında bunun gibi bir hikaye vardır. | TED | منذ إطلاقنا، قمنا بحوالي 400 تسليم حالة طارئة مثل هذه ويوجد قصة مثل هذه في معظم هذه الطوارئ |
| 911 acil durum hattına sahte ihbarda bulunmanın suç olduğunu bilmiyor musunuz? | Open Subtitles | هل أنت على علم بأن جناية مزحة إستدعاء حالة طارئة إلى الطواريء؟ |