| Kontrolüm dışında olan bir şey için beni kovamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك طردي بسـبب شـيؤ ليس لي علاقة به |
| Sen beni seks kovamazsın, ben seks istifa ediyorum! | Open Subtitles | لا يمكنك طردي من الجنس ، أنا أستقيل من الجنس |
| Ben de yardım komitesinden kovuldum. | Open Subtitles | وقد تسبّب في طردي من لجنة الأعمال الخيرية |
| Ama bu ilginç çünkü bu toplantının amacının Beni kovmak olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | وذلك أمر مثير للإهتمام، لأني سمعت أن مغزى هذا الإجتماع هو طردي |
| Beni evden atmaya uğraşıyorlar. Bir çeşit hayvan yorgunluğu fobisi. | Open Subtitles | يريدون طردي من المنزل لأن لديهم فوبيا من فضلات الطيور |
| Memur bey, bu adam Paketimi çaldı. | Open Subtitles | ايها الضابط، هذا الرجل سرق طردي |
| Sırf işimi yaptım, kanunlara uydum diye beni kovamazsınız, FBI'ya gider her bildiğimi anlatırım. | Open Subtitles | لايمكنك طردي لقيامي بعملي او اتباع القانون سالجأ للشرطة الفيدرالية وسأكشف ما عندي لأقول الحقيقة |
| Beni kovamazsın çünkü ben bırakıyorum. Hey, Joel. Nasıl gidiyor? | Open Subtitles | لا لاتستطيع طردي ليفون لأنني أنسحب مرحباً جويل |
| Beni kovamazsın! | Open Subtitles | أنت لا تستطيع طردي حسنا , سأحاربك. |
| Beni kovamazsın! Karşılık veririm! | Open Subtitles | أنت لا تستطيع طردي سأطردك للخلف |
| Ben de yardım komitesinden kovuldum. | Open Subtitles | وقد تسبّب في طردي من لجنة الأعمال الخيرية |
| kovuldum, çünkü böylece şirket, artık orada çalışmadığımı öne sürebilirdi. | Open Subtitles | لقد تم طردي حتي تدّعي الشركة أنني لم اعد أعمل هناك |
| Depresyonu geçirdikten sonra kovuldum ve öğretmenlikten atıldım. | Open Subtitles | وبعد انهياري تم طردي كنقطة سوداء من التعليم |
| İnsanlar sürekli Beni kovmak ister, ve bundan kurtulmanın çok kolay bir yolu var. | Open Subtitles | اهدأ الناس تريد طردي طوال الوقت وهنالك طريقة سهلة لتفادي ذلك |
| Beni kovmak istiyorsan, anlayışla karşılarım Hayır. | Open Subtitles | أنا آسفة للغاية، سأتفّهم تماماً إن كنت تريد طردي |
| Beni evimden atmaya çalışan serseriler arada sırada buraya gelir. | Open Subtitles | أواجه متجولون هنا, من حين لآخر يحاولون طردي من منزلي |
| Paketimi verin lütfen. | Open Subtitles | اعطيني طردي من فضلك حسناً |
| - Evliyim diye beni kovamazsınız. | Open Subtitles | -لا يمكنك طردي فقط لأنني متزوجة |
| Bu kasabada hâlâ kıçıma tekmeyi basmamış birkaç insan var. | Open Subtitles | مازالَ هناكَ القليل من الناسِ حول المدينة الذينَ لم يحاولوا طردي |
| Hemn onu buraya getir, ve eğer ondan daha sarhoş isem, beni kovabilirsin. | Open Subtitles | أحضره هنا في الحال و لو كنت ثملا أكثر منه يمكنك طردي |
| Acı çekecekse, ben de onun yanında olacağım. kovmaya çalışmayın beni. | Open Subtitles | معه هنا سأبقى ، يتألم كان فإذا خارجاً طردي محاولة عن كفّوا |
| Benden kovulmama neden olabilecek bir şey yapmamı istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تطلبين مني شيئاً يمكن أن يتسبب في طردي |
| Bebeğin benim olduğu öğrenilirse beş dakika içinde kovulurum. | Open Subtitles | على بعد خمسة دقائق ليتم طردي لو إكتشف أحدهم أنها حقاً طفلتي |
| Vurulur ya da kovulursam belki iki kişilik bir kadro bile olabilir. | Open Subtitles | وربّما عامين إذا لم أُصب بِعيارٍ ناريّ أو يتّم طردي من العمل |
| Yapamam, yasak bu. kovulabilirim. | Open Subtitles | لا أستطيع, غير مسموح لي, وإلّا سيتم طردي |
| Birçok liseden birden çok kez atıldım. | TED | لقد تم طردي من عدة مدارس ثانوية في العديد من المرات. |
| Kovulana kadar sıradan bir acil servis doktoruydum. | Open Subtitles | لقد كنت طبيب الطوارئ المفضل لديكم الى أن تم طردي |